4♡💫

1.1K 44 10
                                    

Eve ulaşmıştım sonunda hemen direk odama geçerek üzerimdekinlerden kurtuldum . Diğer odaya geçip aile olanları anlatmıştım. Yarın sabah 9 da orda olmam lazımdı . Büyük takımlardan önce şirket başka takımları da ağırlıyordu . Takımların içindeki futbolcuların sorun yaşamaması için bizim orda olmamız gerekiyordu. Benim diğerlerine göre daha rahat olmamın sebebi tabiki de 4 dil bilmemdi. Bu durum beni çok rahatlatmıştı. İyi ki dil yeteneğimi geliştirmiştim.
İşimde umarım güzel bir yerlere gelebilirdim. Mesela yurtdışı. Oradaki kulüpler olabilirdi. Bu benim dünyaya açılmamı sağlayabilir.
Akşam olmuştu. Yarın ne giyeceğimi önceden ayarlamam gerekiyordu .
Odama geçerek bir siyah pantolon üzerine bordo gömlek ve topuklu ayakkabı tam bir şıklık abidesi olabilirdim.
Akşam yemeğinde bu konuları konuşarak günümü sonlandırdım.
Alarmım çalar çalmaz hızlıca yataktan kalkıp lavaboya koşturmuştum. Aynamın karşısına geçip iş için hazırlanmaya başlamıştım . Hazır olan masaya oturarak kahvaltımı yapmaya başlamıştım . Son iki gündür heyecan ve mutluluktan pek bir şey yiyemiyordum .
Kahvaltımı bitirip evdekilerle vedalaşmıştım.
Bir arabam olsaydı fena olmazdı . Ehliyetim bile vardı.
İşe varınca zaten tesiste antreman yapan futbolcuları gördüm. Hemen oradaki diğer çevirmenlerle tanıştım. Onlarla orda gerekli yerlerde müdahele ederek günü bitirdim. Eve gelince şunun farkına vardım onların çevirmenleri en fazla 2 dil biliyordu. Ben gerçekten şanslıydım . Umarım böylece hayallerime ulaşmış olurdum. Böylece günler geçti. Tesislerede iyice alışmıştım . Yarın İtalya'nın köklü takımlarından birini ağırlayacaktık. Hemen yarın giyeceğim kıyafetlerimi hazırlamam gerekiyordu. Dolabımı açarak lila renginde etek ve ceketimi çıkardım. Birde beyaz gömlek ...Resmi olmak önemli . Birde topuklu olmazsa olmazım. Sabah olur olmaz bunları giyerek hazırlandım . Saçlarımın dalga dalga olması hoşuma gidiyordu. Saçlarımada şekil vererek biraz makyaj yaptım. Artık yola çıkma zamanı gelmişti . Tesislere vardığımda futbol kulübü zaten gelmişti . Hemen diğerlerinin yanına giderek nasıl davranacağımı öğrenmiştim .Heyecandan ölecektim. Hemen takımın yanına gitmiştik. Burada bir basın toplantısı düzenlenecekmişti. Bunu duyunca heyecanım bir kat daha artmıştı. Kendi kendime konuşuyordum resmen . Sonra basın toplantısının yapılacağı yere doğru ilerledim . Toplantı salonuna giderken resmen yer gözümün önünden kayıp geçiyordu. Birden başım döndü sanki kızarmıştım. Düşeceğimi hissettim ama sonrası yok ... Birden gözlerimi açtım karşımda bir çift yeşil göz. Öyle etkilenmişim ki gözlerimi alamamıştım.
Ben böyle yeşil tonu görmedim. Sanki gözlerinin içine bakınca derinlere dalıyorsun ...Yeşil Okyanus Gibi ... Üzerindeki formaya bakılırsa bu bir futbolcuydu. Ama gerçekten kendimi alamamışım ki
"iyimi siniz hanımefendi? "
sorusuna bile cevap verememiştim. Yavaşça kollarının arasından sıyrılarak doğruldum. İtalyanca konuşuyordu. Bu İtalyan kulüpten bir futbolcuydu. Heyecandan sadece "Teşekkür ederim ne olduğunu anlamadan yere yığıldım "
diyebildim. Sonra farkettim ki Türkçe konuşmuştum. O bana anlamadığını söyleyince İtalyanca teşekkür ettim. Aptallaşmıştım resmen . Neyse biraz sohbet etmiştik.Adım soyadım klişe.Adının Ernesto Valentini olduğunu söylemişti.
Bende ona ismim Eftelya Aydemir dedim ayrıca çevirmen olduğumu ve bu basın toplantısında yer alacağımı söyleyince kendisinin de yer alacağını söylemişti. Bu sefer daha çok heyecanlanmıştım . Ne oluyordu bana . Resmen dilim tutulmuştu. Sonra görüşürüz tanıştığıma memnun oldum vb cümlelerle sohbeti sonlandırdık . Yalnız ben o giderken bile arkasından bakıyordum sanırım bunu farketti ve döndü ben hala bakıyordum, farkedince çok utandım. Yerin dibine girdim resmen . Şimdi ben bu utangaçlıkla kamera önünde nasıl konuşacaktım . Aradan dakikalar geçti ve toplantı salonu hareketlenmeye başlamıştı . İçimden okumadığım dua kalmamıştı.Teknik direktör diye adlandırdıkları sanırım en fazla 55 olan bir adam ve adının Ernesto olduğunu öğrendiğim futbolcu oturmuşlardı . İki sandalye kalmıştı. Sanırım tek çevirmen ben olmayacaktım. Bir görevli bana yaklaşarak benim teknik direktörü çevireceğimi , Rus bir çevirmenin ise Ernesto 'yu çevireceğini söylemesiyle şok olmuştum. Sanırım Ernesto 'yu kıskandım. Ama neden ? Kafamda deli sorular ... Her neyse diyerek Teknik Direktörün yanına oturmustum.
O Almanca konuşuyordu . Hemen Rus çevirmen de gelmişti. Güzel kız... Şansa bak ... Ama neden iki çevirmen ? Çok saçma gelmişti . Rahat bir şekilde Teknik Direktörü çevirdim . Normalde kızarmam gerekirdi . Rus çevirmen de ben kadar iyi olmasada iyi çevirmişti . 45 dakika sonra toplantı sona ermişti. Herkes dağılıyordu. Ben de buradan uzaklaşmak için kapıya doğru ilerlemiştim . Birisi bana dokunarak selam demişti. Bu Rus çevirmendi .Bende istemsizce Selam dedim . Benimle tanışmak istiyordu. Rus çevirmenle tanışmıştım. Adı Olga 'ymış . Bir az sohbet etmiştik. Bana en son Ernesto 'nun ne kadar yakışıklı olduğunu söylemişti. Bende bir an Evet ya ne kadar... diyecektim ki kız şaşkın şaşkın suratıma bakmıştı. Sonra hemen cümlemi değiştirmiştim. Hemen konu değiştirerek neden ikimizinde basın toplantısında olduğumuzu sordum . O da bana bende bilmiyorum demişti. Sohbetten sonra eve gitmek için hazırlanmaya başladım. Bu Rus çevirmen bana çok sinsi bir tip gibi gelmişti. Dışarı çıkmıştım. Temiz havayı içime çekerek etrafa göz gezdirmiştim.
Futbolcular sahada çalışmalarını sürdürüyordu. Acaba Ernesto ' yu görebilir miyim diye etrafa bakındım
Evet o da oradaydı. Ona bir bakış atarak yola çıktım . Bir az etkilenmiştim ama etkilenilmeyecek gibi değildi . Resmen kendi kendime konuşuyordum . Bir taksiye atlayarak yola çıktım . Yine aklımda deli sorular . Ernesto aklımda takılı kalmıştı. Bakalım yarın daha neler bekliyordu beni.

Aşk Dil Tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin