24♡💫

298 15 2
                                    

Sohbetin tek konusu bendim. Ernesto'nun annesi bana dönerek" nerelisin kızım sen  "
diye sorunca bende" Türkiye"dedim. Daha onlar soru sormadan ben kendimi tanıttım. Başımdan geçenleri. Gözlerim dolmuştu anılarımı hatırlayınca. Ernesto'nun annesi ve babası bana acıyarak bakıyorlardı. Ernesto ellerimden tutarak yanağıma bir buse kondurdu. Ernesto "işte benim hayallerimi süsleyen kız" diyerek söze girdi. Ben kızarmadan durur muyum. Hemen yanaklarım al al oldu. Sıcak basmıştı. Ernesto'nun annesi "kızımız çok utangaç ama Olga bu kadar değildi o kolay kolay utanmazdı. Ernesto sert bir şekilde" lütfen şu konuyu açma " dedi. Kim bu Olga beynimi kemirmeye başladı. İçimden umarım o Olga çevirmen Olga değildir diye dua etmeye başladım. Tekrardan söze girerek" ama o kimsesiz değildi "der demez gözlerimden yaşlar süzüldü. Ernesto sinirlenerek" anne lütfen sus yoksa sohbet hiç iyi yere gelmeyecek"
ve Ernesto'nun babası" Jessie bu ne saygısızlık "diyerek yanıma gelip sarıldı." olur mu öyle şey biz varız deyince daha çok ağlamaya başladım. Ernesto yanıma gelip sımsıkı sarıldı. Bana "kimsesiz değilsin ben varım artık biz varız. Senin kimsesizliğinde benim sensizliğim var. Kırgın çiçeğim artık üzülmene izin vermem" diyip göz yaşlarımı sildi.

Kalbim kırılmıştı. Gözlerimden dökülen yaşlar üzüntüden değil yalnızlığımdan kimsesizliğimdendi. Ama Ernestonun varlığı beni rahatlatıyordu. Kırık paramparça bir kalple ağlamam durdu. Böyle sözler hiç beklemiyordum. Kimsesizliğim yüzüme vurulmuştu hemde sevdiğim adamın annesi tarafından...
Aşktı beni buralara kadar getiren. Sevdaydı beni bu yollarda süründüren.
Onlardan müsade isteyerek yukarı banyoya çıktım. Ellerimi yüzümü yıkadım. Kendime biraz olsunda geldim. Soğuk su iyi gelmişti. Aynada kendime bakınca kızarmış gözler yorgun bakışlar...
Aniden kapının açılmasıyla irkildim. Gelen Rose'du. Bana sımsıkı sarıldı. "Ne oldu canım iyi misin?
Gözlerimden yaşlar tekrar süzüldü.
" kimsesizim ben kimsesiz "derken aşağıdan sesler yükselmeye başladı. Bu ses Ernesto'nundu. Rose beni banyodan çıkararak odaya götürdü. Olan biten başımdan geçenleri anlattım ona. Daha sıkı sarıldı bu sefer bana. Odada bunalmıştım
Kalbim daralmıştı. Kendime geldikten sonra aşağı indim . Tabiki Rose yanımdan  yine ayrılmıştı. Ernesto'nun yanına oturarak omzuna başımı yasladım. Kalbim kırılmıştı. Gözlerimden dökülen yaşlar üzüntüden değil  yalnızlığımdan kimsesizliğimdendi.
Bunu yüzüme vuran sevdiğimin annesi. Bir an düşüncelerimden sıyrılarak Ernesto'ya sıkı sıkı sarıldım. Kokusunda huzur buluyordum.
Ernesto ellerimden tutarak" işte ben o kimsesizliğini doldurup biz olmak isterim sevgilim sen varsan ben varım yoksan cehennem olur burası güzelim "...
Annesi bana alaycı bir şekilde bakıyordu.
O bir çift yeşil  gözler kalbi mi delip geçiyordu.  Delici bakışlar arasında şunu farkettim. Ernesto'nun göz rengi annesiyle aynı. Ama huyları farklı.
Umarım her şeyini bu kadından almamıştır.
Babası ise tam tersi. Öyle sıcak ve samimi bakıyor ki kendi babamı düşündürdü bana.
Artık kan bağı olan kimsem yoktu . DNA sonuçlarına göre hiçbiriyle kan bağım yoktu.  Tabi bunun hesabı sonra gorülecekti .
Bunları düşünürken Ernestoya baktım
Ernesto benim her şeyimdi ;dünyam . Ernesto ellerimden tutup kaldırdı ."hadi gel biraz gezelim ". Ben de zaten bunalmıştım. Bir mağazaya girip kıyafet bakmaya başladık .Ernesto kadınları çok iyi anlıyordu. Sinirlenince alışverişin iyi geleceği gibi. Alışverişte biraz bana biraz ona kıyafet baktık . Ernesto bana dönerek biliyor musun annem Fransız kökenli babam İtalyan . Annem tarafına benziyorum daha çok  deyince şaşırmıştım . Ama zaten Italyanların geneli fiziksel olarak Türklere benziyordu .
Yemek yemek için bir restauranta girdik .Ben balık yedim Ernesto ise salata ve hafif şeyler tercih etti ne de olsa o dikkat etmeli .Hafif hüzün rüzgarlarının estiği araya aşkın esintilerinin karıştığı bir gündü . Çok yorulmuştum . Zaten işsizdim.
Yarın  çok önemli bir maç vardı
.Ernesto bu yüzden çok heyecanlıydı . Beni eve bırakır bırakmaz spor yapmaya gitti. Boş vakitlerinde bile spor yapan biri o.
Eve gelir gelmez kendimi yatağa attım. Umarım bu olanlar rüya değildir . Sabahın ilk ışıklarıyla kalkarak lavaboya gittim . Geri döndüğümde bir şey farkettim. Komidinin üzerinde duran kırmızı gül . Üzerinde dünyanın en güzel gülüne yazıyordu. Ah bu adam hep mi romantik olmak zorunda .Gülümü yerine bırakarak aşağı indim. Ernesto her zamanki gibi erken kalkmış tesislere gitmeye hazırlanıyordu . Maçı izlemeye bizde gideceğiz . Umarım kazanırlar. Ben hemen onun yanına geçerek herkese günaydın diyerek gülümsedim . Tabiki de her zamanki gibi Jessie Hanım alaycı bir şekilde cevap verdi .Diğer herkes samimiydi.
Duyduklarıma göre bugün Ernesto'nun kardeşleride maça gelecekti .Çok heyecanlandırıcı bir durum aslında kız kardeşi Sofia ile tanışmıştım . Ama erkek kardeşi Alessandro ile tanışmamıştım. Acaba nasıl birileri diye düşünürken Ernesto yanağıma o muhteşem öpücüğünden kondurarak beni derin düşüncelerden bir an olsa kurtulmamı sağladı . Bu adam beni utandırmasını iyi biliyor . Böyle şeyler onların kültüründe normal olduğu için o kadar sorun olmuyordu . Ama benim için yerin dibine girme sebebi. Ernesto bana bir forma uzatarak "bu senin forman güzelim bunu akşam maçta giymeni isterim" diyince tabi anlamında başımı sallayarak cevap verdim.
Çok ilginç bir akşam olacak
Hem kardeşleriyle tanışmak hem de büyük maç ...
Umarım her şey güzel olur. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Azıcık ömrümde çok fazla acı gördüm . Acaba babamlar napıyor. Beni düşünüyorlar mıydı pek sanmasamda düşünüyorum .Özellikle aklıma takılan kan uyuşmazlığı. Test yatıracaktım. Arada kaynadı . Bunu Ernestoyla konuşarak halletmem gerek . Kahvaltı masasına oturdum . Alışık olmadığım sofra tarzı . Türk mutfağı gibi değil . Kahvaltıyı Jessie Hanımın iğneleyici bakışları arasında yaparak odama çıktım . Yanıma Rose gelmişti. Bu kızı seviyordum . Kendime yakın hissediyordum . Rose Ernesto'nun kardeşlerini sordum .Rose ikisininde çok tatlı olduğunu ve beni hemen kabulleneceklerini söyleyince çok mutlu oldum .İçimi kelebekler kapladı . Rose gittikten sonra elime telefonu alıp Mirayı aradım . Acaba açacak mı diye düşünürken karşı taraftan ince bir ses geldi .Mira nasılda  özlemişim . Kardeşim.  Mirayla biraz sohbet ettikten sonra  sözde babamı sordum .İyi olduğunu söyleyince içime bir su serpilmişti . Aslında özlemiştim onları . Mirayla hasret giderdikten sonra telefona babamı istedim . Sordum her şeyi neden diye?. Sözde babamın dudaklarından acı sözler döküldü.  Sen aslında yetimhanedeydin. Yeşimle uzun bir süre çocuğumuz olmamıştı.  Sonra sen geldin  Yetimhaneden.  Ama unutma seni seviyorum ne kadar sen beni sevmesende. Başım dönmüştü ağlıyordum . Toparlanarak kendime geldim . Çok koymamıştı zaten olanlardan dolayı .  Peki benim mezarına gittiğim kadın kimdi diye sorunca benim kız kardeşimdi . Kalbim acıdı kalp acır mıydı evet şimdi anlıyorum kalp de acırmış. Kendimi banyoya atarak daha da ağlamaya başladım. Bugün önemli bir gündüHiç olmazsa Ernesto vardı.  Efsun Ezgi ...
Maça saatler kalmıştı . Formamı giymiştim . Aşağıdan sesler geliyordu . Biri merdivenden koşarak odaya doğru geliyordu .Daha çok heyecanlanmıştım
Noluyordu . Bu gelen kim . Kapının tıklatılmasıyla kendime geldim . Bir tiz ses "içeri gelebilir miyim" demişti .
"Buyrun".

Aşk Dil Tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin