5. Bölüm

78 10 4
                                    

Kimin masum olup olmadığını anlamak bir hayli zorken suçlu olanı ya da suç işleyecek gibi duranı daha çabuk anlayabiliyorduk. Ya da bu bana özgü bir durumdu ama şu anda bunun analizini yapamayacak kadar telaşlı hissediyordum. Daha fazla düşünmeden, sorgulamadan hislerime güvenerek hareket etmiştim. 

Yaman'ın yanında soluğu aldığımda karşımda o kadın belirmişti. Yaman sert mizacından ödün vermeden bana ters bir bakış attı ve telaşımı anlamlandırmaya çalıştı. Nefes nefese olmama rağmen acele bir şekilde konuşmaya devam ettim.

"Yaman, o kadında tuhaf bir şeyler var eminim. Buraya silahla girmek yasak ama elbisesine dikkatli bak bacak kısmındaki hafif çıkıntıyı görüyor musun? Bana zarar verecekti hissettim beni gördüğünde çok fazla telaşlıydı, elleri titriyordu." diye devam ederken Yaman beni öylece bıraktı ve arkamda duran Adil'in yanına giderek bir şeyler fısıldadı. 

Eş zamanlı olarak salonda piyano ve eşlik eden müzik aletlerinden bir dans müziği kulaklarıma geldi. Sahne insanlarla dolmaya başladığında kafamı çevirdiğimde kadın aynı yerinde değildi. Adil de ortalıkta görünmüyordu ve Mert "Ahsen, hadi gel bana eşlik et" diyerek Ahsen ile birlikte sahnedekilerin arasına karıştı. 

O esnada belimde hissettiğim elle birlikte birden irkildim. Hızlıca kafamı çevirdiğimde tam karşımda aramızda milimler kalmışken kehribar gözler, gözlerime tutunmuş, balığa ağını geçirmiş bir balıkçı gibi beni süzüyor alıştığım sulara geri bırakmak istemiyordu.

İçimdeki endişe bastırılmış yerini bir kez daha bilinmezlikler kaplamıştı. "Neler oluyor ?" diye sormakla yetindim. Ardından Yaman bir adım geri çekilerek belimde bulunan eliyle beni çıkışa doğru yönlendirdi. Tam çıkacağımız sırada gözünü üstümüzden ayırmayan orta yaşlı adama tekrar gözlerim takıldı. 

"Yaman, şuradaki adam kim? " diye bir soru yönelttim. O da "Tanıdığın için bazı şeyleri teyit etmek için mi soruyorsun yoksa sadece meraktan mı?" diye beni yanıtladı.

"Birde bana dersin soruma soruyla cevap verme" diyerek ona terslendim.

Bana cevap vermeden dışarıya sürüklediğinde kapının önünde hazır olarak bekleyen aracına geçtik ve arkamızdaki arabalarda bizimle beraber yola çıktı. İçeride bulunan sessiz ve sıkıntılı hava beni boğuyor, içimde kapana kısılan kelimeler, cümlelere bulanıyor, firar etmek istiyordu.

"Yaman, o kadın nereye gitti? Çok korktum ve sen bana tek kelime etmiyorsun." diye sitem ettim.

"Şansını zorlama. Hiçbir şey istediğim gibi gitmedi ve şu an seninle uğraşamam. Başımı ağrıtmayı ve soru sormayı kes!" diyerek net ve kırıcı bir şekilde konuştu.

Yolun geri kalanı ondan ne kadar nefret ettiğimi düşünmem ve hala elimde bir şey olmadığını düşünmemle geçmişti. Boynumda duran zincirin ucundaki siyah izleri taşıyan büyük kapıya geldiğimizde görkemli bir şekilde ortadan ikiye ayrıldı ve Yaman arabayı hızla park ederek beni beklemeden içinden çıktı. 

Ne zaman geldiğini bilmediğim Adil seri ve sert adımlarla yanımıza doğru geldi. "Söylediğin gibi seni bekledik. İçeri aldım istersen garaja alayım?" diye emin olmadığını belli eden bir sesle sordu.

Yaman ona da cevap verme gereği duymadan başıyla beni işaret etti ve bahçeye açılan cam kısımdan eve girdi. Sakin adımlarla onu izlerken Adilde kaçmama karşın benim adımlarıma ayak uyduruyordu. Benimle tek bir kelime konuşmuyor o güçlü kalkanlarını önüme serip hiçbir geçit olmadığını gözüme sokup duruyordu. Sanırım bu evde çekindiğim tek kişi Adil olabilirdi çünkü her şeyi göze almış ve kaybedecek bir şeyi olmayan bir adama benziyordu. Bu da onu en iyi tetikçi ve en güvenilir yapan özelliklerden biriydi sanırım. 

MasumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin