16. Bölüm

49 8 9
                                    

"Gideceğim Yaman Soyaslan."

"Gitmeyeceksin Hanzade Başaran."

Çocuk gibi atışmamızı kesen yine Ahsen olmuştu. "Yaman" dedikten sonra emin olmak ister gibi tekrar elindeki tablete baktı ve "Biricik'in konuştuğu numara İngiltere'de bir adama ait ve uzun zamandır devam eden görüşme kayıtları var." dedi.

Yaman kasılan çenesiyle elini saçlarının arasından geçirdi ve bana bakarak "Hazırlan gece İngiltere'ye gidiyoruz. Sen abini gör ben de şu adamın kim olduğunu bir öğreneyim." dedi.

Bu kadar karmaşıklığın arasında yüzümü güldürecek tek şey abimi görecek olmamdı..

Ahsen ikimize de susmamız için baktığında tekrar ona doğru döndük. 

"Ayrıca Biricik'in bindiği arabanın plakası gerçekten de Bulgaristan üzerinde kayıtlı ama ölü bir adamın üzerine görünüyor." dedi.

Yaman sıkıntıyla derin bir nefes alıp elini saçlarının içinden geçirdi. "Anton'un üzerine olduğunu düşünmüştüm ama yine de onun bu işle mutlaka bir ilgisi olmalı. Ya da birlikte çalıştığı Türk ortakları onu da kullanıyor ama kendisi farkında değil. Zamanı gelince onu satıp aradan çekebilirler." 

Söylediklerinde elbette haklılık payı olabilirdi ama bu lanet olası adamın kardeşiyle bir ilgisi yoktu. Yine de yerine oturmayan parçalar can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Biz İngiltere'ye gittiğimizde ne olursa olsun Ahsen'in evden çıkıp Mahzen'e Savaş'la görüşmeye gitmesi gerekiyordu. En baştan hevesle giriştiğim bu iş her geçen gün farklı olayları önüme sererek ne kadar az araştırma yapmış olduğumu yüzüme vuruyordu ama Ahsen çok daha önceden görev için hazırlanmıştı. Onun daha fazla şey bilmesini umut ederek bakışlarımı çevirdim.

"Her şey olabilir söylediğin gibi ama önce İngiltere'ye gidip Biricik'in kiminle konuştuğunu bulabilir miyiz?"

"Yaman, ben sana adresi ve adamın bilgilerini yolluyorum. Normal bir tip gibi dursa da altından bir şeyler çıkabilir. Yalnız gitmeyin bence." 

"Ahsen, biz seninle eşyalarımı toplayalım mı?" diye sordum.

Yaman ise Ahsen'e cevap vermeye karar vermiş olmalı ki biz yukarıya çıkmadan konuşmaya girdi. "Hemen gidip döneceğiz. Kimseye gerek yok, dikkat çekmeden gidip geleceğiz. Yarın dönmüş olacağız o esnada Hanzade de abisini görmüş olur. Ben Anton ile konuşup geleceğiz sen de hazırlan bir saate çıkıyoruz." dedikten sonra arkasını döndü.

Merdivenlerin başında öylece kalmıştım. Ona doğru bir adım attığımda "Konuşma sakın! Şansını zorlama! Yoksa yalnız giderim."

"Tamam ama Anton ile ne konuştuğunu bana da anlatacaksın." diye direttim.

Cevap vermediğinde konuyu uzatmak istemedim. Çünkü gerçekten sinirlenirse beni burada bırakıp gidebilirdi ve bu benim için çok daha kötü olurdu. Geri dönüp merdivenlerden çıkan Ahsen'e yetiştim.

Benim odama girdiğimizde hemen yatağın kenarına oturdum. Ahsen'de pencerenin önünde dikilerek bana bakıyordu. "Hande İngiltere'de nereden çıktı? Orada yalnız olmana izin veremem. Gitme!" 

"Gitmek zorundayım Ahsen. Annem aradı ve abimin durumu iyi değilmiş. Ona neler olduğunu anlamıyorum. Kolay kolay bir şeyleri kafasına takmaz. En son bu şekilde uzak davrandığında, eve gelmediğinde babamı kaybetmiştik ve onun yerine Örgüt'e girmek için eğitilmesi gerekiyordu ama o Örgütten nefret etmeyi seçti. Biliyorsun.. Bu yüzden yanında olmalıyım ve neler olup bittiğini öğrenmeliyim."

"Anladım ama yine de çok tehlikeli. Bu durumu Savaş'a haber vermeliyiz."

"Hayır! Sakın böyle bir şey yapma. O benden bir şeyler saklıyor bunu hissediyorum. Baksana Biricik olayına anlam verebiliyor musun?" diye öfkeyle sordum.

MasumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin