Bölüm 13/ Bir Salıncak Meselesi

24.5K 1.1K 47
                                    

₩ Bölüm 13: Bir Salıncak Meselesi ₩

Bölüm Şakısı : Pink ; Just Like Fire

(Multimedya; Masal Aras ~As&Mas~)

İyi Okumalar....

Uzun boynundan dolayı bana doğru eğilirken nefesimi tutup gözlerimi kırpıştırdım. Dudaklarımız arasında santimler kala dururken zorlukla yutkunup gelecek olan öpücüğü bekledim. "Şimdi değil." dudaklarıma çarpan nefesi, içime doğru süzülürken yavaş yavaş şaşkınlıkla ona bakmaya devam ettim. "Şimdi değil.." dediğinde tekrar anlamayarak kaşlarımı çattım. Gözlerini gözlerimde gezdirip "Şimdi öpmeceğim seni. Zamanı şimdi değil." diye fısıldadı dudaklarımın üzerine.

Zamanı mı vardı bu işin? Sanki kurbanlık koyundumda bayramı bekliyorduk. Burdaki kurban ben oluyorum galiba. Hem beni öpmek istiyordu hemde zamanı değil diyordu. Niye öpmüyordu beni şimdi bu? Sinirle onu üzerimden itip açtığı kapıya bir şey demeden girdim.

Beni öpmesini mi istemiştim şimdi ben? Hiçte bile. İtirazlarını yine ortaya koyan Abidine sinirle bir bakış attım.

Hangimizi çakma Vini'ler öpmek istedi bee Abidin?

Bir anlık bir şeydi bu. Devamı olmayacak. Sadece bir an bende hissetmek istemiştim onun dudaklarını. O kitapların satırlarına sığmayan ilk öpücüğü bende yaşamak istemiştim.

Sorun şu ki öpmek istediğim kişi Aras'tı. Gıcık, sinir bozucu, ukala, ego yığını olan Aras Soykan. Abidin yine ortaya atlayayıp 'İlk defa birini öpmek istedin.' dediğinde sinirle saçlarımı çekip susturdum iç sesimi.

Bu kadar haklı olmak zorunda değildi bu iç ses. Aklımı daha fazla karıştırmamalıydı. O da arabaya bindiğinde "Nereye gidiyoruz?" diye sordum sinirle. "Gidince görürsün." Gödöncö görörsön. Belki körüm ben. Halla hallah yaaa.

Arabasını Sare'nin karşısında ki parkta dururken gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. "Parka mı getirdin beni." seviçle el çırpıp arabadan indim.

Adımlarım hızlı hızlı boş salıncağa giderken o arabasından yeni yeni iniyordu. "Parka gitneyeceğiz." kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Banane yaa. Ben parka gideceğim. Sen nereye gideceksen git ben seni beklerim burada."

"Masal." omuzlarımı silkip takrar geri döndüm. Sonra boş salıncağıma binen bir kızı gördüğümde koşmaya başladım. "Ben bineceğim." diyip küçük kızın binmesini engelledim. "Hayır ilk ben geldim."

"Ama ilk önce ben gördüm."

"Ben küçüğüm."

"Bende büyüğüm." diyip dil çıkardım kıza. "Şimdi çekil önümden bücür." kız "Ablaa" diyip ağlayarak koşmaya başladığında sırıtarak salıncağa bindim. "Çocuk musun sen?"

"Sanane" diyip sallanmaya başladım. "Orada kazık gibi duracağına sallasana beni." önüme geçip salıncağımı durdudu. Gözlerimi devirip ne var dercesine baktım ona. "Başka bir yere gideceğiz." diyip bana doğru eğildiğinde nefesimi tutup gözlerimi kırpıştırdım. Bir günde bana üç defa böyle yaklaşması kalbim için hiç iyi değildi. "Hayır" diyip uzaklaştım ondan. "Ben sallancanağım."

"Bak abla bu kız beni salıncaktan indirdi." başımı eğip az önce kovduğum kıza sonra yanındaki abla dediği kıza baktım. "Tamam ablacağım şimdi bu küçük ablayla konuşacağız oda salıncaktan inip sana izin verecek." Alayla gülümseyip Aras'ı önümden çektim. "Ya nasıl olacakmış o?" tek kaşımı havalandırıp kızı süzdüm. İri yapılı bir kızdı. Yedirmemiş, Yemişti resmen. "Masal gidiyoruz." Aras elini koluma sarıp kaldırdığında beni inat edip yapıştım salıncağa. "Hayır gitmiyoruz."

ErikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin