•Monty Hooper•

175 21 15
                                    

Sherly Holmes ile tanıştırdığım arkadaşlarımın yorumları aynı oluyordu.Hepsi şöyle diyordu:"Tanrı aşkına Johanna! 3 aydır böyle bir kadınla mı yaşıyorsun?! Sabrına hayran kaldım doğrusu..."

Evet,haklılardı çünkü Sherly her birine duymak istemeyecekleri şeyler söylemişti.Gerçeklere bu denli bel bağlamasını bazen "gereksiz" bazen de işinde "fazla avantaja sahip" bir özellik olarak adlandırıyordum.Yine de hâlâ onun yanında kalmam için sebeplerim vardı.
Davalarımızın yayımlandığı dergi bize fazlaca müşteri kazandırıyordu.
Sherly'nin,10 vakadan sadece 1 ya da 2'si ilgisini çekiyordu.Benim ise 10 vaka da ilgimi çekiyordu.Ayrıca,onu,çıkarımlarını yaparken gözlemlemek eğlenceliydi.Bayan Lestrade'ın Patlıcan Hırsızı davasında dediği gibi:"Kanunların karşısında değil de yanında olman,bizim için son derece büyük bir şans Holmes."

Kuşların cıvıltısıyla uyandığım harika bir sabahtı ki oturma odamızdan gelen zehirli dumanı solumamla kafamı odamın penceresinden dışarı atmam bir oldu.Temiz havayı içime çekip merdivenlerden koşar adımlarla indim.

"Lanet olsun! Ah,kusuruma bakma Johanna! Tüplere aktaracağım karışımlarda hata yaptım ve sonuç bu!"
"Sherly! Camları aç,hemen!"
"Monty'e gitmeliydim! Bende bulunmayan laboratuvar araç gereçlerine ihtiyacım vardı ve ben,elimdeki imkânları kullanarak başarabileceğimi sandım!"

Koku çok ağırdı.Zorlukla konuşuyorduk.Sherly yakınırken aynı zamanda telaşla odayı havalandırmaya çalışıyorduk.Sokağa doğru çıkan mavi dumanın kokusunu ev sahibimiz de almış olmalıydı ki hemen yardıma koştu.
Bizi alıp dairesine indirdi.Bay Hudson'ın görkemli oturma odasının baş tacı olan üçlü koltuğu Castello Chester'ın sağına Sherly soluna ben uzandım.

Ayak ucumda olan suçlu arkadaşıma kötü hissetmesini sağlayacak bir bakış atarak "Bana kimyasal maddelerle uğraştığını söylememiştin."dedim kısık sesle.
"Tüm o aletlerin ne olduğunu sanıyordun?.."
"Süs sanmıştım! Koleksiyon? Onları kullanarak deneyler yaptığından haberim yoktu!"
"Her zaman kullanmıyorum zaten.Sağlığıma ciddi zararlar verdiği için uzun zaman önce uğraşmayı bırakmıştım fakat bir dava için lâzım oldular.Ah,belli ki paslanmışım..." dedi kollarını bağlamış şekilde iç çekerek.
"Monty Hooper'a gitmem gerekiyor."
"O kim?"
"Kahvaltıyı tek başına et Johanna."
"Olmaz,bu sabah sana yumurtalı domates dolması yapacağım yanında da tahılsız muffin ikramım olacak ve sen de yiyeceksin.Monty kim?"
"Of!"
"Ne yediğinden haberin yok.Bu gidişle altmış yaşlarında hayata gözlerini yumacaksın Sherly! Ne dersem o! Monty denen herif kim?"
"Anlatmaya üşeniyorum.Benimle gel,işimizi halletikten sonra o lanet yumurtalı şeyi yiyeceğim."
"Güzel..."

Gözlerimizi boşluğa dikmiş gayet düz yüz ifadelerimiz ve gazdan etkilenmiş olan bedenimizin verdiği bitkinlikle konuşmamıza Bay Hudson çok güldü.Su ikramından sonra evimizden alelacele aldığımız giysileri Bay Hudson'ın yatak odasında giyip zehirli gaza esir olmuş dairemizi bırakıp yola çıktık.

                                       ***

"Sherly,nereye gidiyoruz?"
"Monty'e."
"Sherly!"
"Hastaneye.Uzakta değil.Yine de taksi tutmamızı öneririm.Barts Hastanesi'ni hatırladın mı? İlk tanıştığımız yere gidiyoruz."
"Ah! Şu ünlü olan,çok koridorlu hastane! Monty Hooper'dan biraz bahseder misin?"
"Bahsederim elbette ama az sonra.Önce şu yaşlı kadının bavulunu çalmaya hazırlanan hırsızı yakalasam...? Sana ayıp olur mu?"
"Ne?!"

Konuşmamızı sokakta yapmıştık ve şimdi,sadece birkaç metre ötede,yaşlı kadına yaklaşan kapüşonlu,iri yarı bir adamı izliyordum.Ne yapacağını ben bile tahmin edebiliyordum.

FemLock! AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin