Londra'nın sisli bir akşamında odamda durup telefonda takılmaktan sıkıldım ve salona indim.Dostum Sherly Holmes bacak bacak üstüne atmış,parmak uçlarını çenesinde birleştirmiş ve arkasına yaslanmış hâlde oturuyordu.Kim bilir şimdi neler düşünüyordu...Karşısına oturdum ve bir süre onu izledim.Onu çözümlemek böylesine zor iken o benim tek bakışta neler hissettiğimi anlayabiliyordu.Aptal hissetmenin verdiği sinir bozucu hisle sıkıla sıkıla sordum.
"Hey,neden hâlâ takım elbisen üstünde? Dışarıdan geleli 3 saat oldu."
Cevap alamadım.
"Huhu?"
Yine cevap alamadım.
"İçmeye gidelim mi?"
Ve yine...
"Sherly,biraz taksan ya beni?"
Bir süre daha bekledim fakat yerinden kıpırdamadı.
"Sherly kes şunu! Hiç eğlenceli değil!"
dediğimde hızlıca koltuğumdan kalktım ve Sherly'i dürttüm.Uykudan uyanmışçasına yerinden zıpladı.
"Ne-ne oldu?"
"Ah,üzgünüm! Uyuya mı kalmıştın?..
Gerçekten kusura bakma..."
O an utanmıştım.
"Ne? Elbette hayır.Zihin sarayımdaydım."
"Zihin neyi?" dediğimde anlamaz bakışlarımla tekrardan koltuğuma oturdum.
"Bir çeşit hafıza tekniği."
"Ah...Anlıyorum."
"Hayır anlamıyorsun."
Ve tekrardan o sinir bozucu his bedenimi çevrelemişti.
"Neyse ne.Senin değişik hobilerinden biri olmalı.Kurcalamayacağım." dediğimde tekrardan eski pozisyonunu aldı.Ben de yanımdaki masada duran tıp ile ilgili bir kitabı elime aldım ve karıştırmaya başladım.Meslek aşkı? Bana kötü anılarımı hatırlatan kötü bir meslek aşkıydı...Sherly o andan sonra neredeyse her beş dakikada bir "Başarısız!" demeye başlayınca olaya bir el atmayı düşündüm.
"Bir sorun mu var?"
"Hmm.Öyle."
"Evet,benim de bir sorunum var.O da can sıkıntısı sorunu! Hadi içmeye gidelim!"
dedim kitabı masaya fırlatırken.
"Olmaz Johanna! Görmüyor musun? Ciddi bir şeyle ilgileniyorum şu an."
"Ve başarısız oluyorsun?"
"Evet..."
"Hangi konuda?"
"Bir şeyi hafızamdan silmeye çalışıyorum..."
"Yani?"
"Bir duyguyu."
"Haha! Güleyim bari! Sen Sherly Holmes'sun! Senin için bundan kolay ne var?! Hah!"
Birden gözlerini açtı ve bana dik dik bakmaya başladı."Duygular zehirlidir Johanna." dediğinde kelimeler boğazıma düğümlendi.Sonra saatine baktı ve ayağa kalkıp kapıya yöneldi."Nereye gidiyorsun?"
"Bir randevum var."
"Randevu?"
"Erkek arkadaşımla dışarıda buluşacağım."Duyduklarımla aniden yerimden fırladım.Resmen Sherly'nin etrafında dolanarak sorular sormaya başladım.
"Erkek arkadaş? Sevgili anlamında mı? Nasıl bir randevu? Dışarıda derken? Normal insanlar gibi mi yani?"
Tuhaf bakışlarıyla beni süzdükten sonra "Evet,dediğinden." dedi ve beni umursamadan kapıyı açıp merdivenlerden indi.Kaşkolunu boynuna geçirdiğinde "Akşam yemeğine beni bekleme." dedi ve binadan çıktı.Hemen pencereye koştum ve onu dikizledim.
Tanrım,gerçekten de binamızın önünde bir erkekle buluştu! Aralarında kısa bir selamlaşma geçti.Sisten zar zor seçiyordum ki...Dur biraz! Bu düşündüğüm kişi olamazdı değil mi? Monty Hooper?! Erkek arkadaşı Monty miydi? Sevgili olan Monty? Anlık şaşkınlıkla kendimi kanepeye bıraktım.Bu inanılacak şey değildi.Sherly ve Monty?..***
Akşam yemeğinde yalnızdım.Sonrasında da zamanımı televizyonda The Graham Norton Show'u izlemekle geçirmiştim.
Telefonumu elime alıp saatine baktığımda 21.34 olduğunu gördüm.Artık,Sherly Holmes'un eve gelme vaktiydi.Çaldırdım fakat açmadı.Biraz bekledim ve ikinci çağrıyı da attım.En fazla 5-6 dakika bekledikten sonra Whatsapp'tan sesli mesaj geldi.Gönderen Sherly idi.Açıp dinlediğimde Sherly sarhoş edasıyla "Johanna! Şu an müsait değilim,arayıp durma! Haha! Bak yanımda kim var! Monty ses ver vuhu!" diye konuştu.Çatık kaşlarla dinlediğim ses kaydında Monty'nin sesini duymaya başladım."Endişelenme Johanna," Kesinlikle o da sarhoştu."Sherly'i sağsalim eve getireceğim! Bana güvenebilirsin!" dediğinde Sherly de "Bay!" diyip ses kaydını sonlandırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/170893519-288-k298945.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FemLock! AU
FanfictionSherly Holmes (Sherlock) ve Johanna Watson'ın (John) içinde bulunduğu ilginç vakalar acaba nasıl çözülecek? Sherly'nin keskin zekâsı ve Johanna'nın çevikliğiyle dolu bir maceraya siz de ortak olun! Bu,iki güçlü kadının hikây...