•Ev Arkadaşı Adayımla Tanışma•

288 31 2
                                    

Londra'nın ün salmış hastanelerinden birine girdik ve bekleme salonunun birden fazla birime giden oldukça uzun koridorlarından laboratuvar odasının bulunduğu koridorda yürüdük.

Michaela hızlı adımlarla önümden yürürken ne kadar heyecanlı olduğunu anlayabiliyordum.Sanki,bizi tanıştırdığında birbirimizden memnun kalacaktık ve o da bundan tatmin olacaktı.

Renksiz bir kapının önünde durduk.
"Laboratuvar" tabelasını görünce de Michaela kapıyı tıklatıp resmen içeri daldı.

"Holmes! Holmes! Kaldır o kafanı ve ayağına gelen müjdeye bir bak!"

Eski dostum,ev arkadaşı adayım olan,odanın havasıyla uyumlu solgun yüzlü kadınla gayet samimi konuşuyordu.Gözlerimi eski dostumdan ayırdıktan sonra kaşlarımı hafif çatıp ev arkadaşı adayımı incelemeye koyuldum.

Tanrım!
"Neden herkes takım elbise giyiyor ya?" diye içimden geçirmeden edemedim.

Karşımdaki uzun masanın sonunda bir sandalyede rahatsızca oturan kadın,tarzıyla beni şaşkına çevirmişti.Oldukça özenli ütülenmiş ceketi ve dağınık,omuzlarına süzülen koyu kahverengi renkteki kıvırcık saçlarını mavi-yeşil (biraz da gri) karışımı göz rengiyle keskin bakışları tamamlıyordu.

Bana sadece birkaç saniye baktıktan sonra önündeki mikroskobuyla ilgilenmeye devam etti.Umut yok diye düşündüm.Tam Michaela'ya "Gitsek mi artık?" bakışı atacaktım ki kadın,elmacık kemiklere sahip çekici suratını bana çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Üzgünüm,dikkatim dağılmadan küçük çalışmamı tamamlamak istedim.Michaela,sayende kapı kilitleme alışkanlığı edineceğim.Her neyse,kira payını nasıl bölüşelim? Haa,elbette birkaç şartım olacak,onlara da uyarsan problem yaşamayız.Adresi yaz bakalım,ee hadi!"

Öylesine hızlı konuşmuştu ki...
İfadesiz suratından o kelimeleri nasıl sıraya dizdiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.Son cümlesini söylediğinde ağzımın hafif açılmış olduğunu fark ettim.Michaela'ya "N'oluyo be?" bakışı attığımda bana dalga geçer gibi bakan sırıtışıyla karşılaştım.

"Şey...Eee..."

Sadece bunu diyebildim.Bana aldırmadan konuşmasına devam etti.

"Ee Michaela,kocan ne durumda? Yalnız onu bilmem ama şu sex hayatına devam edersen güzel bir kiloya kavuşacaksın.Kendini de çok yorma derim.İşten çıkıp eve adımını attığın an üstünü bile değiştirmeden mutfağa girip cupcake yapmak zahmetli olmalı."

Yok artık! O kelimeyi o rahatlıkla kullanabilmesi...
Şu an gözümün önünde yaşananların şaşkınlığıyla aniden "Nasıl?" diyiverdim.
Tereddüt etmeden yine aynı ifadesiz suratıyla açıklama yapmaya başladı.

"Hm? Görmüyor musun? Ceketinin kollarına bulaşan yumurta sarısı ve frambuaz reçeli lekelerini fark etmediğini söyleme bana.İş yerinde böyle bir etkinliği yapamayacağına göre...Oldukça basit."

"Ah...Gerçekten de basitmiş." diyip hafif tebessümümle hâlâ oldukça uzağımda olan kadının birden suratı asıldı ve "Şunu yapmayı kesmeliyim,yeteneklerimi küçümsetiyorum..." şeklinde homurdanmaya başladı.Oturduğu yerden kalktı ve bize doğru yürümeye başladı.

O yaklaştıkça ürkmeye başladığımı söylemeliyim.Michaela'ya döndüğümde ise suratında hoşnutsuz bir ifade vardı.Sanırım kadının önceki dediklerine alınmıştı ama aynı zamanda da ona çoktan alışmış gibiydi.

Hem bir dakika ya! Benim onun ev arkadaşı adayı olduğumu nereden biliyordu? Michaela'nın yanındaydım! Eğer telefon etse ya da mesajla haber verseydi bunu anlardım.Ah,her şey çok hızlı gelişmişti ve askılığa uzanan uzun boylu,ince kollu,solgun yüzlü kadına iğneleme amaçlı soruverdim.

"Ama daha ismini bile bilmiyorum?"
"Benim adım Sherly Holmes ve adres 221B Baker Caddesi!"

Bunları kabanını giyip atkısını boynuna dolarken söyledi ve bize öpücük attıktan sonra kapıyı çarpıp gitti.Ancak Michaela'nın "Hadi Watson,en az 5 dakikadır ağzın açık kapıya bakıyorsun.Gidelim artık!" demesiyle kendime gelebildim...

FemLock! AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin