•Dadının Baş Parmağı•Kısım 1•

158 20 3
                                    

Baker caddesindeki daireme,ev arkadaşım Sherly Holmes ile taşınalı yaklaşık 1 ay olmuştu.Bu kadar çok sigara içmesi ve kontrolsüz alkol kullanımı,beni onun için endişelenmeye sürüklüyordu.

"Beynim,bu sıradan yaşama isyan ediyor!" diye şikayet edip ortalıkta dolaşırken ben de Webster Köşkünde Cinayet adlı vakamızı çoktan yayımcı arkadaşıma göndermiş,okurların yorumlarını derginin internet sitesinden okuyordum.Sherly,davaya verdiğim bu adı pek yaratıcı bulmasa da merakını gizlercesine yanıma yaklaşıp "İşler ne durumda?" diye sormuştu.Ben,gözlerim telefon ekranında o ise etrafta dolanarak konuşmaya başladık.

"Gayet iyi.Seninle tanışmak isteyen bile var."
"Sıkıcı.Benim,onların küçük hayâl dünyalarında kahraman rolü oynayacak vaktim yok!"
"Evet,var.Sigara ve alkol tüketimine harcadığın zamanı bu tür işlere harcarsan sevgi ve saygı kazanırsın."
"Sevgi ve saygı? Gereksiz iki kelimeden ibaret.Hem,sen de zamanını o davaya daha iyi bir isim bulmakla harcayabilirdin!"

Can sıkıntısını beni eleştirerek gidermeye çalışıyor gibiydi.Benim de onu tatmin etmeye hiç niyetim yoktu tabii.
Telefonu masaya bırakıp Sherly'e döndüm.
Çatık kaşlarım ve kısılmış gözlerimle "Mesela siz Sherly Holmes,nasıl bir ad verirdiniz?" dedim alayla.

"Tuzağa Düşen Minik Webster? Ünlü Webster Ailesinin Suçu? Fiş Kurbanı Carol Webster? Katil Gelin?"

Büyük bir ciddiyetle sıraladığı bu absürt vaka isimleri,resmen tepinerek kahkalar atmama sebep oldu.Buna çok sinirlenmişe benziyordu.

"Kes şunu Johanna Watson!"

Gülmemi sonlandırmaya çalışırken konuştum.

"İnan bana Sherly,bu söylediğin başlıklardan birini bile yazmış olsaydım,okuyucular tarafından alay konusu olurduk! Hahaha!"

Sherly,çok fazla sinirlenmiş hareketleriyle bana birkaç azar savuracaktı ki telefonu çaldı.Buz rengi sabahlığının cebinden telefonu çıkardı ve bana iğneliyici bir bakış attıktan sonra gözlerini duvarda gezdirerek arayan kişiyi yanıtladı.

"Lestrade? Anlıyorum...15 dakika içerisinde orada oluruz! Giyin Johanna!"

O bir hışımla odasına giderken ben de gülmekten akmış olan gözyaşlarımı silip sandalyemden kalktım.Öyle gülmüştüm ki tuvalet ihtiyacımı giderip Sherly'nin odasının girişinde durdum.Yeni bir vaka mı var diye düşündüm.

"Sherly? Nereye gidiyoruz?"
"İki sokak ötedeki küçük bir binaya.Bu sefer,davanın başlığını Dadının Baş Parmağı koy.Rica ediyorum." dedi saçını açıp savururken.

                                        ***

Sherly Holmes ile sokakta yürürken kendimi daha güçlü hissettiğimi fark etmiştim.Mor gömleği ve siyah,kadife mini eteğiyle uyumlu topuklu ayakkabılarıyla aynı zamanda yürürken topukların çıkardığı sesler bana iyi gelmeye başlamıştı.Tuhaftır ki kabanı ve atkısıyla iddialı kıvırcık saçları onu bir bütün yapıyordu.Deri eldivenli elleriyle yakasını elmacık kemiklerine kaldırdığında onu o kadar havalı bulmuştum ki ona şaşkınlıkla bakarken tökezledim.Birden elim onun omzuna gitti ve tutundum.

"Aman,dikkatli ol Johanna! Sinirlerini,az sonra yaşayacağın ani duygu değişimine hazırla!" dedi.

Neden böyle bir uyarıda bulunduğu hakkında bir fikrim yoktu.Elbette,neler yaşayacağım hakkında da...

                                        ***

Üç dairenin bulunduğu küçük bir binanın giriş katındaki daireye girdik.Karşımda Dedektif Bayan Lestrade vardı fakat yanında bu sefer küçük ekibi yoktu.Daha öncesinde görmediğim iki kişi vardı.Konuşulanlar sayesinde siyahi adamın Sammy Donovan,onun yanında ise aynı birimden olduğunu anladığım kadının isminin Pearl Anderson olduğunu öğrendim.

Donovan ve Anderson,Sherly'e onu bir kaşık suda boğmak istermişçesine bakıyordu.Sherly ise onları gördükten sonra kafasını tavana kaldırıp ofladı.

Siyahi adam "Hoho! Bakıyorum da kimler gelmiş? Ups,yanında ki bayan da kim Sherly Holmes?" dedi alaylı ifadelerini vurgulayarak.
Kadın aniden bana döndü ve "Sherly ile çıkmak mı? Yapma kızım! Dışarıda daha iyileri var!" diyince afalladım.Kendimi kurtarmaya çalışırcasına "Ah...Ben şey değilim..." diye geveledim.

Atılan iftira utanç vericiydi.

Donovan,Anderson'a dönüp "Yakışıyorlar sanki?" dedi.Anderson'da onu onaylamayarak
"Kız güzel de Sherly katlanılmaz." diyince tepem atmasına yakın yüksek sesle "Biz çift değiliz!" dedim.
Bayan Lestrade,rahatsız olmaya başladığımı anlayınca yanındakileri azarladı.

"Sammy! Pearl! Kesin şunu çocuklar! Bu sizi ilgilendirmez!"

Sherly,Lestrade'ın onu yanına çağırmasıyla Sammy Donovan ve Pearl Anderson'ı es geçerek meslektaşının yanına gitti.Ben de onu takip ettim ve karşımızda oturan perişan kadını incelemeye durdum.

Kadın,koltukta rahatsız bir şekilde oturmuş,kötü kesimli kahküllerinin arkasından ürkmüş gözlerle bize bakıyordu.
Kollarına baktığımda küçük morluklar gördüm.Hırpalanmışa benziyordu.Eline vardığımda ise kan olmuş beyaz mendiliyle sağ elinin baş parmağına tampon yaptığını gördüm.Hemen atıldım.Kadının karşısında dizlerimi çöküp ellerini ellerimin arasına aldığımda "Tanrım! Bu çok büyük bir yara! Kahretsin,ilk yardım çantamı da yanıma almadım! Böyle devam ederse çok kan kaybedebilir! Ambulansı çağırdınız mı? Sağlık görevlilerini?.." dedim telaşla.

Sherly yanıma eğilip "En fazla ne kadar dayanır Watson?" dedi.
"Delirme Sherly! Hemen müdahale edilmesi gerekiyor!"
"Maksimum?"
"Tanrı aşkına...Ah...Bayılmadan önce yarım saati var!" dedim sorduğu soruya anlam veremeyerek.

Sherly tatmin olmuşcasına ayağa kalktı ve cebinden büyütecini çıkarıp amerikan mutfakta gezdirmeye başladı.Bu sefer bir şeyler öğrenmek istermişçesine meslektaşını sorguya çekti.

"Lestrade,olay ne?"
"Bu zavallı kadının baktığı iki çocuk kaçırılmış.Çocukların ebeveynleri şehir dışında ve buraya en erken yarın sabah ulaşabilirlermiş.Trafik felaketmiş."

Sherly etrafı incelemeyi bırakıp beni iteleyerek kadının karşısına geçti.Sert ses tonu ve tüm soğukkanlılığıyla "Bayan,bana olayı anlatın." dedi.Dedektif Bayan Lestrade'a baktığımda meslektaşının kendisine güvenmemiş olması onu üzmüş gibiydi.

Kadın kekeleyerek konuşmaya çalıştı.
"Çocuklar...Onları bir adam...Evet! Bir adam kaçırdı...Tanrı ona en büyük cezalarla acı çektirsin!" dedi belasını okuduktan hemen sonra gözyaşları içinde ağlayarak.

Sherly,bu durumdan hiç hoşnut olmamış gibi görünüyordu ve kadının kulağının dibinde bağırmaya başladı.

"Sus be kadın! Bana sadece olayı anlat! Nasıl oldu?! Çocuklar kaç yaşındaydı? Adam nasıl görünüyordu? Söyle!"

Birden Donovan ve Anderson,Sherly'i uzaklaştırmak için kollarından tuttu ve ben de arkadaşımın bu hâline endişelenerek kadının konuşması için ona yatıştırıcı ses tonumla ikna edici şeyler söylemeye çalıştım.

"Bayan,nasıl zor bir durumda olduğunuzun farkındayım fakat şimdi,bizim size yardımcı olabilmemiz için tüm olanları ayrıntılarıyla bize anlatmak zorundasınız.Tamam mı?"

İşe yaraması için pek de inançlı olmayan kalbimle içimden dua etmeye başladım.Kadın onaylarcasına başını aşağı yukarı sallayınca rahatladım.Peçete verdim ve o,gözyaşlarını silerken toparlanmasına yardımcı olacak şeyler söyledim.

Sherly'e,kadının sorguya hazır olduğunu söylemek için döndüğümde bana çok tuhaf bakışlar attığını gördüm.Mağdurun yanına gidip konuşmasına başlayana kadar gözlerini benden ayırmamıştı...

FemLock! AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin