Harekete geçme vaktiydi!
O gün gelmişti.Kafa patlatıp plânlar yaptığımız,Jamie Moriarty'nin ayarladığı o randevu günü gelmişti.
"Hâlledelim şu işi! Nereye gidiyoruz?"
"Londra Kulesi'ne!"
"Ne? Biliyorsun Sherly,orası turistik bir yer olarak kullanıyor.Bizim orada işimiz ne?!"
"Jamie Moriarty'nin tabiriyle son oyunu orada oynayacağız."Dostum tekrar eski havasına bürünmüştü ve ona baktıkça ilk defa görüyormuş gibi büyüleniyordum.
"Seni böyle görmek güzel Sherly."
"Bugün büyük gün! Keyfim yerinde! O zaman ne diyoruz?"
Hep bir ağızdan "Oyun başlasın!" dedik ve kollarımızı havaya kaldırarak el çakıştık.***
Otobüsten inmiş ve kuleye yürümüştük.Girişte,siyah gözlüklü ve takım elbiseli adamlar bizi karşılamış,biz onları umursamadan içeri girmiştik.
Kule,şık ve lüks yatak odalarıyla asla bir hapishaneye benzemiyordu.Duvarları bile tarihi bir yer olduğunu avaz avaz bağırıyordu.
Yeşil nevresime sahip yataklı bir odaya girdik.Birden kapı kilitlendi.Hemen koşup açmaya çalışsam da başarılı olamadım.Birden kendinden emin ses tonuyla konuşan bir kadını dinlemeye başladık.
"Muhteşem ikili! Sizi bir arada görmek ne hoş!"
Etrafa bakınıyorduk.Kameraların odağındaydık.
"İlk soru sana Sherly...Bana o yatağın orada olmadığını kanıtla."
"Ne saçmalıyor bu?!" dedim sinirlenerek.Dostum gayet sakin bir şekilde sırıtarak "Hangi yatağın?" dedi.
"Ah be! Çok mu kolay oldu?"
"Lise sınav sorularından daha zor şeylerle karşıma çıkmalısın Moriarty." dedi dostum,iğneleyici ses tonuyla.
"O zaman sizi şöyle alalım!" dediğini duyduğumuzda otomatik kapı açıldı ve tedbirli adımlarımızla başka bir odaya geçiş yaptık.Bu seferki yatak odasındaki yatağın nevresimi kırmızıydı.Önümüzde uzun bir masa vardı ve üstünde 3 tane fotoğraf duruyordu.Hepsinde aynı adam vardı.
"Şimdi senden,bu 3 fotoğrafın arasındaki farkı bulmanı isteyeceğim.'Johanna Jokeri'ni kullanabilirsin,haha! 1 dakikan başladı!"
"Ne?! Tanrım 1 dakika mı?! Odaklan Sherly! Bunu yapabilirsin!"
"Ah...Mm...Tamam,tamam..."Sherly streslenmeye ve fotoğrafları dikkatlice incelemeye başladı.Ben ise aralarında bir fark göremiyordum.Bu da beni dehşete düşürüyordu.
"Tik,tak! Tik,tak! Son 30 saniye!"
"Sherly!"
"Deniyorum Johanna!"
"Eğer yapamazsan...bir binayı patlatacak değil mi?..."
Dostumun cevap vermemesini evet olarak kabûl etmiştim.
"Son 6,5,4-"
"Buldum! Fotoğraflarda bir fark yok! Tek fark,kâğıtlardan ikisi A4 iken diğerinin daha yüksek gramajlı bir kağıt olması!"Otomatik kapı açıldığında dostumun doğru cevabı verdiğini anladım.Derin bir oh çektikten sonra bu sefer de yatağı beyaz nevresimli bir odaya giriş yaptık.Aniden,yukarıdaki projeksiyondan duvara bir video yansıdı.
"Sherly! Hatırlar mısın? Johanna ile tanışmadan önce bile sen beni biliyordun.Hani...kardeşini öldürmüştüm ya...Hatırladın mı tatlım?"
O an,kanım çekilmiş hâlde Sherly'e bakıyordum.Dostumun gözyaşları yanaklarından süzülmeye başlamıştı.Videoya döndüğümde ise beyazlar içinde genç bir adam sandalyeye oturtulmuş,kafasına silah dayanmıştı.
"Zaten ölecektim.Siz sadece bunun geliş zamanını kısaltıyorsunuz.Büyük bir nimet değil mi? Bir insanın yaşamına ve ölümüne karar vermek...Şimdi kendini bir tanrı gibi hissediyorsundur! Ancak benim gözümde sadece korkak bir sürtük-"
Cümlesini tamamlayamadan tetiğe basılmıştı.Genç adam yığılmış ve ben tekrardan dostuma döndüğümde dizlerinin üzerine çökmüştü.Jamie Moriarty'nin sinir bozucu sesi tekrardan odada yankılanmaya başladı.
"Yazık sana Sherly...Kardeşinin,Astraeus Holmes'un ölümü...Yıllardır ablanla bu videoyu bulup kanıt olarak kullanıp beni içeri attırmak istiyordunuz değil mi? Al işte,bak! İzledin! Hem de en kaliteli hâliyle! Haha!"
Artık dayanamıyordum.Dostuma böyle acı çektirmesine katlanamıyordum.
"Korkak! Yüzleş bizimle! Yumruğumun tadına bakmak ister misin,he?! Karşımıza çık!" diye bağırmaya başladım.Yine otomatik kapı açıldı ve bu seferki oda boştu.
"Tamam,tamam...Johanna hatırına bir şans tanıyorum! Şimdi,geldiğiniz kapılardan geçip dışarı çıkarak evinizin yolunu tutabilir ya da oyuna devam edip final bölümü geçmeye çalışabilirsiniz! Ne diyorsunuz?"
Dostuma bakıyordum ama o zaten mahvolmuştu.Pest etmeyi düşündüm ki Sherly sırtını dikleştirip bana döndü.
"Var mısın Johanna?"
Dostumun intikam isteyen yüzüne bakıp hiç tereddüt etmeden "Varım!" dedim ve boş odaya girdik.
"Güzel! Şimdi! Açıkla Sherly! Johanna Watson'a olan duygularını açıkla..."
Kalakalmıştım.Ne? Neyden bahsediyordu?
"Sence de zamanı gelmedi mi? Tüm içtenliğinle duygularını ortaya dökmeni istiyorum.Bana duygularını geçir Sherly! Hadi!"
Sherly karşımda durmuş çaresizce ağzını açıyor ve bir şeyler söylemeye çalışıyordu."Johanna...Johanna Hazelle Watson...Seninle arkadaş olmak hayatımda yaptığım tek doğru şeymiş gibi hissettiriyor.Bu düşünceyle içim huzur dolu.Bambaşka kutuplardaydık ama birbirimizi çektik.'Biz' olduk! Artık yapayalnız ölmekten korkmuyorum..."
Tanrım! Şu anda neler oluyordu?
"Onca macera...İstediğim hayat buydu.Son kalan ömrüm seninle dolu dolu geçti.Senin sayende artık kim olduğumu biliyorum.Artık ben de hissedebiliyorum!.."
Gözlerimi kırpıştırıyor,stresli tavırlarımla neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Diğerleri bana birkaç dakika bile katlanamazken sen benimle yıllarca yaşadın! Menfaatsiz...Scott'a iyi bak.Onunla daha fazla vakit geçirmeyi ne kadar isterdim bir bilsen!.."
Dostum bana neler söylüyordu?..
"Bu zamana kadar dayanma gücüm olduğun için teşekkür ederim..."Bir şeyler tersti.Bir şey yanlış gelmeye başlamıştı.Dostum gerçekten dostum muydu yoksa hep kendimi mi kandırmıştım? Uğruna onca insan öldürdüğüm kişi...Uğruna onlarca kez kendimi tehlikeye attığım kişi...Yıllarca geri dönmesini beklediğim kişi...Hayran olduğum kişi...Gerçekten dostum muydu?..
Sherly yavaşça yaklaştı,gözlerini gözlerime dikti.Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.Okyanus gözlerine,kırmızı dudağına ve yaşlar süzülen elmacık kemiklerinin süslediği yanaklarına baktım.Son kez bakıyormuş gibi...Sonrasında yaklaştığı gibi yavaşça geri çekildi.Silahımı elinde tutuyordu.Benim silahımı elinde tutuyordu! Silahımı cebimden almıştı!
Kendi kafasına dayadı.
"Hoşçakal Johanna..."
"Sherly! Hayır!"Ve tetiğe bastı.
Olaylar o kadar ani gelişmişti ki...Yere yığılan dostumun yanına dizlerimi çökmüş,titreyen ellerimle güzelim kıvırcık saçlarını yüzünden çekmeye çalışıyordum.Tüm kuleyi inletecek seste çığlık atarak ağlamaya ve dostumu kucağıma alıp sımsıkı sarılmaya başladım.
Kollarımda,kanlar içinde ve gözleri açık kalmış,en değer verdiğim insanın cansız bedenini tutuyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FemLock! AU
FanficSherly Holmes (Sherlock) ve Johanna Watson'ın (John) içinde bulunduğu ilginç vakalar acaba nasıl çözülecek? Sherly'nin keskin zekâsı ve Johanna'nın çevikliğiyle dolu bir maceraya siz de ortak olun! Bu,iki güçlü kadının hikây...