Ev arkadaşım Sherly Holmes'un küfür ettiğini bu zamana kadar hiç duymamıştım...
Kış ayının ilk haftasının bir gecesinde arkadaşımı sinirden köpürmüş hâlde telefonla konuşurken duydum.Hararetle sarf ettiği cümlelerin arasına 1-2 küfür sıkıştırıyordu.Ben odasına yaklaştığımda sesi boğuk çıkmaya başladı.Odasının tam önünde durduğumda ise kapısını hızlıca açıp yalandan gülümsedi.
"Ah,Johanna! Yatmamışsın?"
"Su içmek için inmiştim."
"Ah...Anlıyorum." dedi konuşmasını duyup duymadığımı anlamaya çalışan gözlerle beni süzerek.
"Bir sorun yoktur umarım?"
"Her şey yolunda Johanna.İyi geceler."
"İyi geceler Sherly." dememle kapısını kapattı ve ben mutfağa girerken kilitlemesinin sesini duydum.Bu beni rahatsız etmişti.Arkadaşımın benden bir şeyler saklıyor olduğu kuşkusuna düşmek bile rahatsız ediciydi.
***
Londra'nın rüzgarlı sabahına uyanmıştık.Pencereden gelen uğultu ile kahvaltı soframıza oturduk.Sherly için hazırladığım sağlıklı yiyecekleri ve yanında da el yapımı meyve suyu ile gayet hoş bir kahvaltı menüsü olmuştu.Keyifli ortamımız Sherly'e gelen bir aramayla bozuldu.Telefonuna kilitlenmiş arkadaşıma merakla sordum.
"Kim arıyor Sherly?"
"Ah...Şey...Hiç kimse Johanna! Bilinmeyen numara.Bilirsin,bilinmeyen numaraları açmam.Prensip meselesi." dedi.
Fakat tedirgin hâlleriyle beni şüphelendirmişti.
"Belki müşteridir? Uzun zamandır elinde ilgini çeken bir vaka yok.Açman iyi olmaz mı?"
"Tamam...Haklısın." dedi kabullenircesine ve telefonu eline aldı.Israrla arayan kişiyi cevapladı.Ellerinin titrediğini fark etmiştim.Nefesini tutmuş,gözlerini gözlerime sabitlemiş,zar zor duyduğum telefondaki kişinin konuşmasını dinliyordu.Çatal ve bıçağımı masaya bırakarak arkama yaslandım.Neden bu kadar endişeli bir ruh hâlinde olduğuna anlam veremiyordum.Tek kelime etmeden telefonu kapattı ve ekranı masayı görecek şekilde elinden bıraktı.Derin bir nefes aldı ve tekrar bana bakmaya başladı.
"Bir sorun var."
"Hayır,yok."
"Yalan söyleme Sherly.Benden bir şeyler saklıyorsun."
"En dürüst hâlimle karşındayım Johanna."
"Yalancı!" dedim ve o kızgınlıkla masadan kalkıp merdivenlerden inerek askıdan montumu aldım ve dışarı çıktım.Evsiz ağından birkaç genç peşime takılınca tepem atmışcasına "Sakın! Sakın takip edeyim demeyin!" dedim ve koşar adımla Baker caddesinden çıktım.
***
Marlyebone yoluna çıktığımda kafamı kaldırdım ve kapalı,rüzgarlı havayı içime çektim.Birden yanımda küçük bir oğlan belirdi.
"Johanna Hazelle Watson?!" dedi kekeleyerek.
"Sadece Johanna lütfen." dedim tebessümle.
"Sherly Holmes kadar harika olduğunuza inanıyorum! Aylık dergiyi takip ediyorum ve çözdüğünüz o harika vakaları okumaktan büyük zevk alıyorum!"
Heyecandan terlemiş elleriyle elimi sıktı.Genç bedeninin yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.Tanınmak beni mutlu etmişti.Minnettar tavırlarımla "Teşekkürler! Umarım yakında ilgi çekici bir vaka daha yayımlayabiliriz." dedim ve gençle vedalaşarak taksiye bindim.Birkaç dakika geçtikten sonra telefonum çalmaya başladı.Birkaç hafta önce,Bayan Lestrade'la haberleşemediğimiz için Hokkabaz adlı vakanın suçlusu bir kadını elimizden kaçırmıştık ve başarız olmuştuk.Bu hatanın tekrarlanmaması için birbirimize telefon numaralarımızı vermiştik.Telefonumu cebimden çıkarıp aramayı cevapladım.
"Buyrun Bayan Lestrade?"
"Johanna?! Nerdesin?!"Sesi çok tedirgin geliyordu.Yerimi söyledikten sonra taksiyle bulunduğum sokağın yakınlarında karakoldan kaçan bir şüphelinin olduğunu söyledi.Polis ekibinin oraya yaklaştığına,yine de trafikten dolayı yetişemeyeceklerini ve şüpheliyi ellerinden kaçıracaklarını söyledi.Yalvarırcasına adamı yakalayıp yakalayamayacağımı sordu.Tereddüt etmeden kabul ettim.
Evet,Bayan Lestrade'ın yanımda bir kurusıkı silah ve kelebek bıçak taşıdığımdan haberi vardı.Yaşadığım travmanın ve erkeklere olan güvensizliğimin etkisiyle bu hâle gelmiştim.
Bayan Lestrade'ın şüpheliyi tarif etmesiyle taksi ücretini ödeyip hızlıca arabadan indim.O taksiye de erkek arkadaşımı görmeye gitmek için binmiştim.İroniler içinde yaşıyordum...
Etrafıma bakınmaya başladım.Her bir erkek benim için şüpheliydi.Sokağın kaldırımında dikkatle yürürken gözüm bir ara sokağa takıldı.Gördüğüm manzarayla şok oldum.
Sherly'i boğazından tutup duvara dayamış bir adam vardı.Üstündeki deri ceketi ve kot pantolonuyla tarife uyuyordu.Sherly,mosmor olmuş yüzüyle yine de adama direniyordu.Gözünün ucuyla bana baktı ve adamın anlamaması için hiçbir tepki vermedi.Adamın bana arkasının dönük olması büyük bir avantajdı.Ev arkadaşıma tehditler savururken yaklaştığımı fark etmemişti.Botumun içinden bıçağımı çıkardım ve adamın sırtına sapladım.Sherly,boğazını serbest bırakan ellerin sahibi beden yere yığılırken derin derin nefes almaya başladı.Dehşet içinde bana baktı.Ben ise bıçağımı adamın ceketine silerek yerine koydum.
"Ne işin var senin burada?"
"Johanna?!"
"Biliyorum,biliyorum...Beni takip ettin değil mi?"
Sadece "Sen?!.." diyebildi arkadaşım hayret ederek.Arkamızda polis ekibi ve Bayan Lestrade belirdi.Adamın nasıl öldürüldüğünü sorgulamadılar çünkü eğer böyle bir şey yapsalardı Bayan Lestrade'ın başı,yetkisi olmayan birine görev vermekten belaya girerdi.Ben de böylece suçu daha belirlenememiş bir süpheliyi öldürmenin cezasından yırtmıştım.
***
Ev arkadaşımın o an orada bulunma sebebi ise -tam da düşündüğüm gibi- beni takip etmiş olmasıydı.Zaten şu günlerde eve giriş çıkış saatlerimi kontrol ediyordu ve ben bu çılgınca davranışına anlam veremiyordum.Ne şans ki şüpheli de aynı çöp konteynerinin arkasına saklanmaya çalışmıştı ve ikisinin birbirlerini görmesiyle olaylar gelişmişti.
Olaydan 2 ay geçmesine rağmen Sherly Holmes hâlâ "O kadar iri yapılı olmasaydı ve dikkatimi sana yoğunlaştırmış olmasaydım Johanna,o adamın dövüş yeteneklerimden kaçmasının imkânı yoktu!" der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FemLock! AU
Fiksi PenggemarSherly Holmes (Sherlock) ve Johanna Watson'ın (John) içinde bulunduğu ilginç vakalar acaba nasıl çözülecek? Sherly'nin keskin zekâsı ve Johanna'nın çevikliğiyle dolu bir maceraya siz de ortak olun! Bu,iki güçlü kadının hikây...