MASUM

25.2K 599 29
                                    

🌟

Gece.

Kimi için güzel bir başlangıç, kimi için berbat bir sona tanıklık eden gece.

Her çöktüğünde insanın dünyasına tepetaklak eden; kiminin gözlerinin kamaşmasına sebep olurken, kiminin de görüşünün puslanması için zehirli bir sisi ortaya atan gece.

Aslında gece, insanoğlunun parmaklarının ucundaki o küçük damarlardaydı.

Ruhu kabuğundan yeni çıkanların gözünde bir canavara dönüşen gece, aslında onlara güzel sözler fısıldamak isteyen tatlı bir melekten ibaretti. Halbuki gecenin göz alıcı güzelliğini görmek sanıldığı kadar zor değildi.

Ben geceyi parmak uçlarında
yaşayan bir kızdım.

Yıldızların süslemeyi sevdiği gökyüzü bugün kendisini gizlemeyi tercih etmişti. Kara bulutların üzerini örtmesine izin verirken yarattığı karanlık bana fazlasıyla uzak, fakat bir o kadar da yakın geliyordu. Ellerimi uzatsam dokunabileceğim bir ışık, aynı zamanda ne kadar yükseğe çıkarsam çıkayım asla ulaşamayacağım bir yıldız gibiydi.

Bu karanlık gökyüzü de geceye aitti.

Ben ruhu beyaz olan bir kızdım ve gece benim gözlerimi kamaştırıyordu; fakat bugün geceyi göremiyordum.

Rüzgarın biraz daha şiddetlenmesiyle üşümeyi ant içmiş bedenimin ürperdiğini hissetmiştim. Ellerimle paltomun yakasını daha sıkı kavrarken, çokta hızlı olmayan adımlarımı sıklaştırmıştım. Bu benim için her zaman böyle olmuştu. Şimdiye kadar hiç değişmeyen ve bu saatten sonrada asla değişmeyeceğini düşündüğüm bir kural.

Şimşeği ve gök gürültüsünü sever, yağmurdan nefret ederdim.

Gecenin kendini saklamayı tercih ettiği bu günde ise yağmurun habercisi olan kara bulutlar tüm şehri kendisine mahkum etmişti. İçimden bir ses bu gecenin çok zor geçeceğini söylüyordu.

Bugün çalıştığım kafe kalabalık olduğu için günlük çalışma saatimin sınırlarını aşmıştım. Çalıştığım günlerde akşamları saat altıda eve dönerken bugün iki saat daha fazladan kalmıştım. Hava tamamen kararmış vaziyetteydi.

Etrafın sessizliği bedenimin biraz daha ürpermesine sebep oldu. Sokakta yok denilecek kadar az insanın olması beni şaşırtmıştı. Bu cadde oradan oraya koşuşturan insanlarıyla meşhur bir caddeydi fakat şuanda şöhretini kaybetmek üzereydi. Etrafta neredeyse hiç insan yoktu.

Bir kez daha etrafın aydınlamasıyla gözlerimin içi parladı. Bakışlarımı kaldırıp tamamiyle kararmış gözyüzüne baktım. Ardından gelen gök gürültüsüyle gülümsemeden edememiştim.

Derin bir soluğu içime çekip gökyüzünü incelediğimde, yağmur yağacağını anlamam çokta zor olmamıştı. Yağmuru sevmezdim ve ıslanmak istemiyordum. Kutay'ın bana yaptığı teklifi reddettiğim için çoktan pişman olmuştum. Arabanın içinde kuru bir şekilde eve gitmek varken yağmura yakalanacağıma gerçekten inanamıyordum.

MASUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin