On üçüncü bölüme hoş geldiniz, OMT'de olduğu gibi spoi için ayrı kitap çıkarmayacağım. Çingene gibi bin tane kitabım olsun istemiyorum, bölümün içine spoi bırakacağım ve kendiniz bulacaksınız. Hadi eyv. Bulmacalara olan aşkımı burada kendiniz yaşayacaksınız. Puhahahahaskjadjkasd
#myboyalcanımıdakurtulakbariaqkth
12.BÖLÜM SONUKonuşma canımı bir hayli sıktığından bitirmenin en mantıklı karar olacağını düşünüp elimi sonlandırma tuşunun üzerinde gezdirdim fareyle, en son olarak Taehyung'a seslendim.
"Kim Taehyung?"
Taehyung hala şoktaydı fakat seslenişime geri dönüş yapmıştı.
"Ne? Ne, ne var?"
Dediğinde kendi telefonumu gösterdim.
"Telefonuna baktım, bahsettiğin gibi telefon sahiplerinin ismini gösteren bir uygulama yoktu. Demek numaram uzun zamandır sendeydi, bunu öğrendiğim iyi oldu. Bu arada galerindeki fotoğraflarda Yoongi ve Jungkook'un oldukça fazla ifşası var, istersen onları uyar. Çünkü ben yaramaz bir kızım."
Ve görüşmeyi sonlandırdım.
Kapanış.
Pardon.
Kapaklanış.
13(AT HOME)
-evde-
Siyah sırt çantamın sırtımdaki yerini yoklarcasına hafifçe zıpladım, omuzlarımı önüme doğru attıktan sonra sağ elimle çantamın sarkan şeritlerinden birini yakaladım.Korkmuyorum demem, korktuğum gerçeğini örtmeye yeter miydi?
Dün akşam yaptığım çılgınlıkla kendimi FBI'i etkisiz hale getiren bir siber suçlu gibi hissetsem de işler o kadar basit değildi.
Birincisi, FBI beni tanımıyordu. İkincisi ise açık sözlü olmak gerekirse Kim Taehyung'dan daha çok korkuyordum.
Bugün Tanrı'nın kutsanan bir kulu olarak öğle vaktinde Hoseok ile okula gelmiştim fakat onun kampüsü batı cephesinde olduğundan farklı yönlere ayrılmıştık. Bir boklar çevirdiğimin farkında olduğundan sesini fazla çıkarmıyordu fakat biliyordum, arkamdaki pislikleri temizlemek için her zaman olması gereken yerde bekliyordu.
Çünkü o benim ağabeyimdi, ben de onun küçük kız kardeşi... Bu işler böyle yürüyordu.
Bölümümdeki birkaç tanıdık yüzle karşılaşır karşılaşmaz yakalarına yapışıp amfiye kadar yanlarında ilerlemiştim, koridorlarda Taehyung ya da Jungkook ile karşılaşmak isteyeceğim en son şey denebilirdi. Beni köşe bir yerde sıkıştırıp pataklayacaklarından korkmuyor değildim, özellikle de monitöre spor ayakkabıların tavanını vurmaya kalkan bir Jeon Jungkook'u gözen bu gözlere sahip iken... İşler gittikçe zorlaşıyordu.
Bir ablam olsaydı eminim ki olan biteni en ince ayrıntısına varana kadar anlatmak için can atabilirdim, belki de dünyaya abla olmak için gelmiştim?
Ders bittiğinde kafeteryanın önünden geçmemeye özen göstererek kampüsün diğer tarafındaki sanat fakültesine ilerledim, genelde görsel sanatlar okuyanlar öğle vakitlerini atölyede geçirirlerdi fakat o katın bir alt katındaki tiyatro salonu genellikle sessiz sakin bir havaya sahipti.
Bunları nereden mi biliyordum? Bu okulda 3. senem, en kuytu köşeyi bile biliyordum.
Seokjin'e mesaj atarak kendimi sağlama aldığımda hafifçe gülümsedim. Seokjin oyunculuk dersleri alıyordu, burada olduğumu bilirse beni uyarmamak için hiçbir nedeni olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V FOR MOONRISE • Kim Taehyung
FanfictionYazar notu: En az Taehyung'un sesi kadar derin bir hikaye. Okuyucu yaş sınırlaması +16 "Öldüğüm gün üç defa doğdum. Biri şeytandı, ikincisi bendim ve üçüncüsü sendin. " BAŞLAMA TARİHİ: 09.08.2020 BİTİŞ TARİHİ: (?) myboykth tarafından yazılmıştır.