32.BÖLÜM SONU
"Seolna'yı görüp görmediğini sordum, neden cevap vermiyorsun?"
"Görseydim söylerdim Kim Taehyung."
Dedikten sonra telefonuma gelen mesajla cebimdeki telefonu çıkarttım, bu esnada Taehyung konuşmaya devam ediyordu. Telefonuma gelen mesajı okurken kaybettiğim zaman kavramı ile dolu dolu olan gözlerimi Taehyung'a çevirdim. Taehyung ise sahte bir kızgınlıkla gözlerini bana çevirdi.
"Sen beni dinliyor musun?"
Yüzümün aldığı şekli fark eder etmez kolumu tutmuştu.
"Ne oldu?"
Yeniden oluyordu, sevdiklerimi kaybetmeye devam edeceğim ve sonunun olmadığı döngüm devam ediyordu, ben ölene kadar bitmeyecek olan bir döngüydü bu.
Telefonun ekranını ona çevirdikten sonra zar zor konuşabildim.
"Jimin, kaza geçirmiş."
33(recognize)
-tanımak-
Ellerime düşürdüğüm bakışlarım yaklaşık yirmi dakikadır el çizgilerimi inceliyor, düşünmek zorunda olduğum gerçekten kaçıyordu.
Birilerini kaybetmek bana çok da yabancı bir terim değildi, aksine aşina olduğum bu durum içinde olmak istediğim son şeydi.
Sevdiğim birilerini kaybetmek, boğazımın düğümlenmesi için yeterli kelimelerdi.
"İyi misin? Al, birkaç yudum iç."
Ellerime uzatılan su şişesine baktım dolu gözlerimle, bakışlarımı sürücü koltuğundaki Taehyung'a çevirdiğim anda firar etmeyi bekleyen damlalar düşüp hızla kaymıştı yanaklarımdan. Yakıp geçen damlaları fark ettiğim anda yüzümü sağımdaki pencereye çevirip dışarıyı seyretmeye başlamıştım. Taehyung ise bir süre yüzüme baktıktan sonra su şişesini ellerime bıraktı.
"Endişelenme, ağır olmadığını söylediler. Sadece birkaç kırığı varmış."
Jimin hastaneye kaldırıldığında Yoongi o an oradaymış ve hem bana hem de Taehyung'a mesaj atmıştı, Taehyung da Yoongi'den detaylı bilgi alarak olayı öğrenmişti.
İki hırsızın önünü kesmesi sonucu direnen Park Jimin, sanıklardan birinin arabasına binip Jimin'e çarpması sonucu sol bacağını kırmıştı. Neyseki ciddi bir iç yaralanma veyahut beyin sarsıntısı geçirmemişti.
Yine de bu durum ağlamamamı engellemiyordu, onu kanlar içinde hayal etmek kalbime eziyet verici bir aktivite olarak kenarda köşede duruyordu.
Başımı Taehyung'a çevirdiğimde sıkıntıyla direktsiyonu tuttuğunu fark etmiştim, bir an önce yetişmesi gereken bir yere gidiyor gibi durmuyordu. Cenaze haberini aldığı yakını son uğurlama merasimine katılan yakın dost gibi davranıyordu, sıkıntıyla iç çektiği anda benim kendisini izlediğimi fark etmiş ve başını bana çevirmişti.
Birkaç saniye göz temasında kalsak da gözlerimi kaçırıp önüne dönmüştü, bu esnada konuşmaya başlamıştı.
"Sudan içsene, kendini biraz topla. Orada da ağlamaya başlarsan Jimin için iyi olmaz."
Başımı sallayıp su şişesini açtım, birkaç suyum içtikten sonra zorla da olsa yutabilmiştim, gözlerimi silip tekrardan ellerimi izlemeye başlamıştım. Bu esnada ellerimin üzerine kapanan ve elimi sıkı sıkı tutan yabancı karşısında sakince yüzümü bedenine çevirdim. Bunu yapmamla o da bana çevirmişti başını, hafifçe gülümseyip elimi biraz daha sıktığında güen vermek amacıyla yaptığı bu jest karşısında ne yapacağımı bilemez biçimde bakışlarımı kenetlenen ellerimize çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V FOR MOONRISE • Kim Taehyung
FanficYazar notu: En az Taehyung'un sesi kadar derin bir hikaye. Okuyucu yaş sınırlaması +16 "Öldüğüm gün üç defa doğdum. Biri şeytandı, ikincisi bendim ve üçüncüsü sendin. " BAŞLAMA TARİHİ: 09.08.2020 BİTİŞ TARİHİ: (?) myboykth tarafından yazılmıştır.