6

189 20 1
                                    

-
-Küçükken sevdiğin arabayı hala saklıyorum Pedro.
Bana ne bundan.
-Öyle deme Pedro,seninle çok yakın arkadaşlardık.
Kafamı bulandıran kelimeleri midemi de karıştırıyordu. Her an kusabilirmişim gibi hissettim. Elimdeki testi kapatıp çalışma masamın sandalyesine yaslandım.
Okulda tüm gün boyunca susmamıştı. Onu susturmak için uyumaya çalışsam da yine bir şekilde beni uyandırmayı becermiş ve saatlerce konuşmaya devam etmişti.
Haplar artık işe yaramıyordu. Psikologla bir dahaki görüşmemiz haftaya cumartesiydi. Ve daha bugün salıydı. Bir sürü gün vardı.
Ve Farren susmak bilmiyordu.
Her düşüncenin ardından sıçrıyor,bir şeylere kendi yorumunu katıyordu.
Aptal yaratık.
-Bugün biraz gezelim mi?
Kapa çeneni Farren.
-Kötü birşey demedim,sadece gezmek istediğimi söyledim.
Eğer gezmek istiyorsan kafamdan çık git. Bir daha hiç dönmemek üzere.
-⚰️-
-Pedro,en arka sıradaki kız seni mi izliyor?
Gözlerim bir arka sırama dönerken Farren'ın doğru söylediğine inandım.
Bana bakıyordu.
Bir an duraksadı ve gözlerini kaçırıp tahtayı zırvalıklarla karalayan hocaya döndü. Ve bende önüme döndüm.
Fakat üçüncü gözümle onu izliyordum.
Başımı kollarımın arasına bırakıp rahat bir uyku çekmek için dua ettim.
Gözlerimi açtığımda evimdeydim.
Az önce okulda olduğuma yemin edebilirdim.
Yine bir lusild rüya...
Yataktan gevşek adımlarla kalkıp aynanın önüne geçtim. Her zamanki soluk yeşil pijamalarım üzerimdeydi. Saçlarım dağınıktı ve ağzımın kuruduğunu hissediyordum. Her sabahki halimdi işte. Pek bir değişiklik farketmemiştim üzerimde
.Annemin sesi yankılandı.
"Farren yemek hazır!"
Farren mı?
Bir dakika...
Ben değişmemiştim. Yüzüm,kıyafetlerim hala aynıydı. Hatta düşüncelerimde öyle. Fakat...
"Geliyorum anne!" Ses banyodan geliyordu. Kapı açıldı. Odaya buhar taneleri hücum etti. Tanecikler odanın içindeki var olan havayla buluşup saydamlaştı.
Ve Farren üzerindeki bornozla odaya girişini yaptı. Beni görmezden gelerek önümden geçip aynaya ilerledi.
Saçlarıyla ilgilendikten sonra bornozunu atıp üzerini değiştirdi.
Bense olanları kafamda birleştirip cevap arıyordum.
İnsan gibi davranıyordu, annem onu kahvaltıya çağırıyordu.
"Farren burada neler oluyor?" Yine beni görmemezlikten geliyordu. Aptal kız!
Sesimi biraz daha yükselttim.
"Farren! Sana diyorum!"
Eğilip yerdeki bornozunu eline aldı ve askılığa asmak için banyoya tekrardan girdi. Ve bende onun peşinden ilerledim.
"Farren,ne s*kim çeviriyorsun?"
Duymuyordu.
Lanet olsun,duymuyordu!
Koşarak aşağıya indim. Annem masayı hazırlıyordu. Her zamanki oturduğum yere tabağımı bırakmıştı.
Çatalları yerleştiriyordu.
"Anne!" Tekrarladım.
"Anne!" Boğazımdaki düğüm canımı acıtıyordu.
«Mor...»
(Anne..)
O da beni göremiyordu.
Kaybolmuştum.
Yoktum.
Görünmezdim.
Vardım. Ama hissedilmiyordum. Farkımda değillerdi.
Burada olduğumu hissetmiyorlardı.
Ona dokundum. Sarıldım. Fakat farketmedi. Saçma sapan bir hayaletten farksızdım.
Nefes alıyordum, ama yaşamıyordum. Kafayı yemek üzereydim.
Beynimden sihirli kelimeleri geçirdim.
Bu bir rüya, uyanabilirsin.
Uyanamadım.
Bu bir rüya, uyanabilirsin.
Olmuyordu.
Başımı ellerimin arasında aldım. Sonunda kafayı yemeye başlamıştım.
Ah,Takk Gud!
(Teşekkürler tanrım!)
Ve zil sesinin ardından gördüğüm iğrenç kabustan uyandım.
Lanet olası rüyalarım peşimi bırakmıyordu.
-⚰️-
'You wanna see your friends,but you're stuck inside a hospital...'
Şarkı eşliğinde yürüyordum.
Yorgundum ve gözlerim kapanmak üzereydi. Yürüyüşü biraz fazla kaçırmıştım ve bacaklarımı fazlasıyla yormuştum. Uyuşukluk tüm damarlarıma salgılanırken bir köşeye yığılıp uyuyakalmamak için kendimi zor tutuyordum.
Otobüs durağı her zamanki gibi kalabalıktı.
Birbirlerini anlamayan ve bir arada yaşayan insanlarla doluydu.
Hiçbirine gözümün ucuyla bile bakmamaya özen göstererek beynimin içindeki sinemaya daldım.
Birkaç dakika sonra otobüsüm gelmişti ve içindeydim.
Bacaklarım felaket ağrıyordu ve hafiften kasılıyordu.
Yarın ayaklarımın sancılanacağına neredeyse emindim.

Otobüs hiçde sakin değildi. İhtiyarlar hasbihal ediyor,öğrenciler kıkırdaşıyordu.
Seslerin yoğunluğu beynimi uğuldarıyordu. Ve bu benim daha da çok uykumu getiyordu.
Tanrım...

Birkaç durak sonra benim ineceğim durağın önündeydik. Bacaklarımı acıtsa da hızlanmıştım. Çünkü bir an önce eve varıp kendimi yatağa atmak ve uzunca bir uyku çekmek istiyordum.
Bu kulağa hoş geliyordu.
Evimin kapısına vardığımda anahtarla kapıyı açıp içeriye hızlıca girdim ve merdivenlerden çıkıp odama vardım.
Üzerimdeki çantayı ve hırkayı bir kenara attım üzerimdeki sweati çıkarıp bir köşeye fırlattım.
Yastığıma sarıldım ve gözlerimi örttüm.
'Kutu kutu pense,
Elmamı yerse,
Arkadaşım Pedro arkasını dönse...'
Bu çok garipti. Küçüklüğümü bir köşede oturmuş izliyordum.
Evet, o çocuk bendim. O kıyafetler benimdi, o isim bana aitti.
O çocuk bendim.
Ama nasıl...
Farren.
Yine şu berbat kabuslara dönmüştüm.
-

Bölüm atmayalı neredeyse 1 ay oldu.
Bunun için çok üzgünüm
Sınavlar gibi bir sorunum var.
04:38

Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin