15

120 11 9
                                    

-
Masamın üzerindeki soğumuş makarnaya bakıp yüzümü ekşittim.
Muhtemelen yarım saattir oradaydı. Ve ben bir lokma dahi almamıştım.
Annemin yemeklerini özlemiştim.
Naz'ın yemekleri hoşuma gitmiyordu.
Onun evde olması da pek hoşuma gitmiyordu.
Annemin geri dönmesine ihtiyacım vardı.
Ve annemin de bana ihtiyacı vardı.
Yatağımdan kalkıp yavaşça annemin odasına ışınlandım. Yatağında öylece uyuyordu.
Yanına oturdum ve yüzüne gelen saçlarını kenara attım. Birkaç gün ardından ilk defa buradaydım.
"Anne,zor şeyler yaşıyorsun,babamı kaybettin,ve hiç olmayacak bir şekilde. Biliyorum. Fakat sen güçlü bir kadınsın. Sen ayakta kalamazsan bana yürümeyi kim öğretecek?"
Uyuduğunu sanıyordum, birden gözlerini açınca irkildim.
"Korkma." Dedi ve elini dizimin üzerindeki elimle birleştirdi.
"Sadece üzgünüm. Bunu atlatabilirim.
Bunu, yapabilirim. Sadece zamana ihtiyacım var. Lütfen bana zaman tanı Pedro..."
Tuttuğu elimi geri çektim.
Ve ayaklandım.
"Bir sürü zamanın var." Dedim kollarımı açarak.
"Tek istediğim iyi olman."
Odadan çıktım ve kendi odama geçtim.
Biraz uyku ihtiyacı hissettiğimde yatağıma girip uyuma kararı aldım.
Çarşafı üzerime örtüp uykunun kollarını açmasını bekledim.
-⚰️-
Uyandığımda hiçbir şey göremiyordum. Gece olmuştu.
Paytak paytak kalkıp lavaboya gittim.
Musluğu açıp küvetimin dolmasını bekledim.
O sırada biraz ayılmış ve kendime gelmiştim. Küvet dolduktan sonra içine girip rahatlamaya çalıştım.
Birkaç saat sonra giyinik şekilde aşağıya indim.
Naz gitmiş olmalıydı, annemde odasındaydı.
Televizyonu açıp birkaç kanal karıştırdım.
Babamın aklıma gelmesini istemiyordum.
Masanın üzerine serdiğim ayaklarımı görünce toparlandım ve babamın istediği gibi oturdum.
Cidden babamı seviyor muydum,yoksa nefret mi ediyordum hiçbir fikrim yoktu.
Ama her şeyden pişmanlık duyduğuma emindim.
Pişmandım...
Fazlasıyla...
Düşüncelerimi bir kenara fırlatıp rahatlaman gerekti.
Televizyonda biraz gezinmek iyi gelecekti.
-⚰️-
Gözlerimi açtım.
Televizyonun önünde uyuyakalmıştım.
Kalktım ve televizyonu kapattım.
Ardından odama çıktım.
Yorgun vücudumu yatağımla buluştururken derin bir nefes alıp gözlerimi tekrardan kapattım.
Uyku beni bulmak üzereydi.
"Hayır...
Hayır!"
Annemin çığlıkları beynimi doldurmuştu.
"Pedro,
Yardım et!"
Beynimde yanan kırmızı ışıklarla annemin odasına doğru koştum.
Farren buradaydı...
Annemi bir sandalyeye bağlamış, suratına mavi bir bez örtmüş, elindeki sürahiyle gülümsüyordu.
Sürahideki suyu annemin yüzüne boşalttı.
Annem nefes alamıyor,çırpınıyordu. Nefes almak için bir yolu yoktu.
Ona koşmaya çalıştım.
Yardım etmeye çalıştım. Fakat... ne koşabildim ne de ona yardım edebildim.
Sanki bağlanmıştım buraya.
"Farren!"
Bana dönüp gülümsedi...
"Farren yapma lütfen!"
-⚰️-
Uyandığımda odamdaydım.
İyi de buraya nasıl gelmiştim?
Yatağımdan kalkıp annemin odasına gittim.
Yanına oturup elimi burnuna götürdüm.
Nefes alıyordu...
Biraz daha yanında durup nefes alırken karnının kalkıp inişini izledikten sonra kalkıp yatağıma geçtim.
İçim rahatlamıştı...
Gördüğüm bir kabustu.
Korkunç bir kabus...
Kafamdaki sorular eşliğinde biraz sonra tekrardan uyuyakalmıştım.

Sabah uyandığımda bunun da bir kabus olmaması için dua ettim.

"Günaydın." Dedi ve kafasını kapıdan çıkardı Naz.
"Günaydın." Dedim huysuzca ve başımı kaşıdım.
"Yarın pazartesi." Dedi Naz, okula gideceğimi hatırlatmak istermişçesine.
"Biliyorum." Dedi ve göz devirdim.
Naz'ı seviyordum fakat evimizde olması gerekli miydi gerçekten?
"Her neyse,kahvaltı hazırlamamı ister misin?"
"Hayır,sen annemle ilgilen lütfen."
Lavaboya gidip elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa indim.
Dolaptan çıkardığım mısır gevreğini kaseye boşalttıktan sonra üzerine süt ekledim.
Ve kahvaltımı yemeye başladım.

Birkaç saat sonra telefonumu elime alıp tumblrda gezinmeye başladım.
Canım aşırı sıkılıyordu ve sürekli birşeyler yapmak istiyordum.
Ayaklanıp yatağımın yanıbaşındaki sehpanın üzerinde duran bilgisayarımı alıp bağdaş kurdum.
Bilgisayarımı da dizlerimde buluşturduktan sonra Leyla'yı görüntülü aradım.
Biraz sonra açtı.
Siyah dağınık düz saçları ve siyah gözleri....
Dolgun dudakları ve küstah hatlara sahip olan burnu...
Tanrım...
Bu kız nefes kesiciydi.
Bu kızın benden etkilendiğine bir türlü inanamıyordum.

Kaşlarını anlamsızca çattı.
"Bir sorun mu var?"
"Hayır,sadece aramak istedim."
"Peki, bunu duyduğuma sevindim."
Dedi ve gülümsedi.

"Baksana, bugün buluşmaya ne dersin, belki birlikte kaykay yaparız."
Paten yaptığını biliyordum.
Profil fotoğrafında patenli bir resmi vardı. Ve her gün okula patenleriyle geliyordu.
"Neden olmasın, fakat önce annemden izin almam gerek."
Başımla onayladım.
"Sorun değil."
"Eee, anlat bakalım, alışabildin mi bu duruma?"
"Bilemiyorum, bugün salonda uyuyakalmıştım. Ve korkunç bir kabus gördüm." Dedim ve ekledim.
"İçinde Farren'ın da olduğu bir kabus..."
"Ne gördüğünü anlatmak ister misin?"
Biraz düşündüm.
Fakat bundan bahsettiysem anlatmak zorundaydım da.
"Annemi sandalyeye bağlamış ve yüzüne bir bez örtmüştü.
Annemin yüzüne suyu döküyor ve onun boğuluşunu izlerken zevk alıyordu.
Ona yardım etmeye çalışsam da hareket edemedim.
Sürekli çığlık attım ve ona bunları yapmaması için yalvardım."
Sustum ve gözlerimi kameradan kaçırdım.
"Sonra..."
"Yatağımda uyandım."
"Yatağında mı?"
"Evet..."
"Bu nasıl..."
"Keşke bilebilsem." Dedim ve yüzümü görüntüsüne çevirdim.
"Peki,bunları geldiğimde konuşuruz. Şimdi kapatmam gerekiyor. Kendine iyi bak."
"Bekle..."
Görüntülü sohbetimizi kapattığında 'nerde buluşacağız ki?' Diye mırıldandım.
Her neyse, arardı elbet.
-⚰️-
"Bu hareket epey zor olmalı,yapmayı nasıl öğrendin?"
"Adı ollie.
Ve bilmiyorum, zamanla öğrendim."
"Baya yeteneklisin." Dedi ve gülümsedi.
"Teşekkür ederim."

"Birşeyler yesek mi,ne dersin?"
"Tabiki."
Birlikte soğuk asfaltta yürümeye başladık.
Gözleri gözlerimi bulduğunda içimdeki sonbahar, yapraklarını yeniden açıyordu.
Ondan etkileniyordum...
Fazlasıyla.
Pateninin düz asfalttaki sesi bir melodiyi çağırıştırıyor, ve onun hareketleri narin bir kuğunun göl üzerindeki dansını andırıyordu.
Ona çekiliyordum...
Gitgide...
"Yarın okula geliyorsun, değil mi?"
"Şey,evet."
"Doruk ve geri zekalıları arkandan saçma sağan konuşup sinirimi bozuyor."
Öylesine güldüm.
"Neden bu kadar sinirini bozdular ki?"
"Bilmiyorum,demelerini istemiyorum sadece."
"Neden?"
Yüzü ifadesiz bir hal alıp gözlerini bana çevirmiş,ters ters bakmaya başlamıştı.
"Şansını zorlama istersen."
Gülümsedim ve onunla birlikte yürümeye devam ettim.
-
Leyla'ya güveniyor musunuz?

Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin