22

67 9 1
                                    

-
Gözlerimi derin nefesler eşliğinde açtım.
Göğsüm hızla inip kalkarken şu an nerede ve nasıl olduğumu algılamaya çalışıyordum.
Ürkütücü bir kabus daha izlemiştim.
Çektiğim işkenceler birebirdi ve gerçekti.
Sanki...

Acıyı hala karnımda hissedebiliyordum. Tişörtümü kaldırıp baktığımda orada bir yarık yoktu.Kanda yoktu. O odada değildim.Ve etrafta o kısa boylu bıyıklı adam da yoktu.
Odamdaydım.
Güvendeydim.
Saçlarım terden sırıl sıklam olmuştu. Ekşimsi kokuyu hissedebiliyordum.
"Oğlum?" Annem kapının pervazına tutunmuş,endişeli gözlerle beni izliyordu.
"Anne." Dedim titrek sesimle. Her an ağlayabilirdim.
Yaklaştı ve kollarını gövdeme sardı.
"Yine bir kabus gördüm." Gözlerimden firar eden yaşlar eşliğinde dayanamayıp o iğrenç görüntüleri anlattım.
O sırada Farren annemin arkasına ışınlanmış,bizi gözetliyordu.
Ve gülümsüyordu.
"Anne...Çok korkuyorum."
Annem de ağlamaya başlamıştı.
"Artık dayanamıyorum. Sürekli acı çekiyorum..."
Bunları ona söylemek istemezdim.
Fakat artık katlanılmaz olmaya başlamıştı.
"Psikolog..."
Dedi annem burnunu çektikten sonra.
"Anne,psikoloğun bana bir yararı olmuyor."
"Ama daha önce iyileşmiştin."
"Daha önce diye bir şey yok anne. Eğer o zaman iyileşseydim,şimdi tekrardan bunları yaşamazdım.
Farren'la ve kabuslarımla baş edemiyorum anne."
Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.
"Çok güçsüzüm.
Kaybediyorum anne. Bana yardım et." Onu üzmek istemezdim.
"Ne yapacağımı bilmiyorum... Hiçbir şey bilmiyorum.
Ama üstesinden geleceğiz."
Farren yanımıza daha da yanaşmıştı.
Daha doğrusu yanıma yanaşmıştı.
Elini saçlarıma doğru uzattığında kafamı çekip elinin boşlukta kalmasını sağladım.
"Anne... Bana dokunmaya çalışıyor."
Annem Farren'ın olduğu yere,yani boşluğa doğru bakıp anlamsızca başını bana çevirdi.
Korkuyordu.
Benden mi,Farren'dan mı bundan pek emin değildim. Ama korkuyordu.
Bana bir adım daha yaklaşmış, ve saçlarımdan tutmuştu.
"Anne....
Canımı acıtıyor,
Ona durmasını söyle."
-⚰️-

Leyla:
Selam :D

Pedro:
Selam :))

Leyla:
N'aber?

Pedro:
İyidir, senden

Leyla:
İyi.

Leyla:
Seni merak etmiştim

Pedro:
İyiyim, merak etme.

Leyla:
Pekiii

Leyla:
Yarı tatile az kaldı değil mi?

Pedro:
Evet, tatile gitmeyi düşünüyor musun?

Leyla:
Aslında hayır,sen

Pedro:
Hayır,şu anlık yok.

Leyla:
Belki birlikte geçiririz tatili,ne dersin :)))

Pedro:
Neden olmasın:)

Gülümseyip yatağıma yüzükoyun uzandım.Çok sevimli bir kızdı.
Şu iğrenç ve mide bulandırıcı talihimin verdiği en güzel hediyelerden biriydi. O yaratıcının bana sunduğu en güzel şanstı.
Ve en güzel dayanaktı.
Annemden sonra.

Biraz dinlendikten sonra üzerimi değiştirip çalışma masama geçtim.
Felsefe kitabını açtım. Boş kağıtlara ufak notlar tutacaktım.
Biraz çalıştıktan sonra ara verip aşağıya indim.
Annem içeride öylece oturuyordu.
Sanırım ağlıyordu.
"Anne?"
Gözlerini silip yüzünü bulunduğum yere, merdivenlere doğru çevirdi.
"Sen ağlıyor musun?"
Panik yapıp ayaklandı.
"Hayır sadece gözüme toz kaçtı." Dedi ve öylesine güldü.
"Beni mi kandırıyorsun?" Dedim ve gözlerimi kıstım.
"Sadece,belki inanırsın diye düşündüm."
Birkaç adım sonra yanındaydım.
"Ağlamayı kes anne, her şey geçecek."
"O artık yok." Burnunu çekti ve konuyu değiştirmek istercesine sordu:
"Bugün biraz alışveriş yapmaya ne dersin?"
"Elbette." Dedim ve gülümsedim.
Hava güzeldi ve annemle uzun süredir alışveriş yapmamıştık.
Alışveriş yapmak pek benlik birşey değildi aslında.
Girdiğim mağazada hoşuma giden birşey varsa alır,direkt çıkardım.
Bir giysi için saatlerce dolaşmazdım.
Fakat annem aynen bunu yapar ve tonlarca kıyafet alır, çantaları bana taşıttırır ve beni oradan oraya sürüklerdi.
Aslında onunla alışverişe çıkmak pekde iyi bir fikir değildi.

Biraz sonra tam anlamıyla hazırlanmış, arabaya binip yola çıkmıştık.
Yolları teker teker geçerek bir AVM'nin önünde durduk.
Arabayı parkedip indik ve AVM'ye doğru ilerledik.
Gördüğümüz ilk mağazaya girmiştik.
Etraf pudra ve krem rengi kıyafetler doluydu,sanırım bu senenin favori renklerindendi.
Annem birkaç kıyafet göz attıktan sonra buradaki giysilerin hoşuna gitmediğini surat ifadesinden anlamıştım.
Buradan boş çıkıp diğer bir mağazaya girdik.
Burası daha küçüktü ve farklı bi ambiyansı vardı.
Biraz daha koyuydu diğerlerinden.
Ve gençler için kıyafetler daha çoktu.
"Şunlara bakalım mı,senin için?"
Başımı aşağı yukarı salladım.
Bu 'elbette' demekti.
Kıyafetleri incelemek için mağazanın biraz daha içine doğru ilerledim.
Arkaplanda çalan hafif rock ruhumu dinlendiriyor gibiydi.

Reyonun içinde elimi askılıktaki kıyafetlere değdiriyor, dikkatimi çekenlere bakıyordum.

-Pedro,bunun sana çok yakışacağını düşünüyorum.

Sesini beynimde işittiğimde  etrafımda dönmeye ve onu gözlerimle aramaya başladım.
Tam karşımda duran askılığın yanında, bahsettiği lila renkli oldukça geniş tişörtü kaldırmıştı.
Tişört güzel görünüyordu.
Fakat tek sorunum onu Farren'ın beğenmiş olmasıydı.

- Hey...

Onu umursamayıp kıyafet bakmaya devam ettim.
Hoşuma giden açık yeşil bir tişört bulduğumda anneme bunu göstermiş ve satın almıştık.
Çantayı alıp dışarı çıktığımızda her zamanki yaptığım gibi çantayı kontrol ettim, ve donakaldım.
Beni ürperten şey ise, çantanın içinde Farren'ın beğenmiş olduğu tişörtün de olmuş olmasıydı.
-

Bu bölüm içime gerçekten de sindi.

Bu aralar kabuslarımda Farren'ı çokça görmeye başladım.
Neden bilmiyorum, belkide kurgumla fazla ilgilenmediğimdendir.

Neden bilmiyorum, belkide kurgumla fazla ilgilenmediğimdendir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin