46

48 8 5
                                    

Bu bölüm üçüncü kişi ağzıyla yazılmıştır.

-
Günler sonra dışarıya çıkabilmişti Pedro. Fakat yaşadıklarının etkisinden çıkarmamıştı henüz... Çoğu şey hala yerine oturmamıştı.
Bildiği tek şey Farren'la aralarında ruhani bir bağ olduğuydu. Fakat bu bağın neden olduğunu çözememişti. Helena sürekli onun yanındaydı. Birlikte günlerce araştırmışlardı, ikisi de oldukça etkilenmişti. Fakat bu etkiyi en derinden hisseden, Pedro olmuştu elbette.
Henüz on yedi yaşındaydı. Ama başından geçenler film olacak nitelikte bir öyküydü. Bunları birilerine anlatsa, inanmayacaklarını çok iyi biliyordu. Bazen tüm bunlara kendisi bile inanmıyordu, hatta bazen, belkide dokuz yıldır aptal bir komadayım ve tüm bu olanlar hayal ürünü, diye içinden geçiriyordu.

Farren ona dönmeyi reddetmişti. Pedro günlerce onu beklemişti. Sürekli ona şu zihnindeki telefondan sesli mesajlar bırakmıştı. Fakat Farren ona hiç dönmemişti.
Sahi neden dönmemişti?
Neden birden kayboluvermişti?

Pedro aninden Helena'yla geçen günlerden birinde yaptığı bir konuşmayı hatırladı, Helena, Farren'ın bir zamanlar yaşamış birini olduğunu düşünmüştü, daha doğrusu bunu hissetmişti.

Kendi kendine gülümsedi Pedro, Helena sağlam sallamış olmalıydı. Dediğine gelmişlerdi.

"Kahven nasıl olsun?" diye sordu Helena. Ancak çıkabilmişti düşüncelerinden. Onlara daldıkça dalıyordu. Tıpkı bir karanlık gibi, Pedro'yu içine çekiyor ve gözlerini kapattırıyordu.

"Bilmiyorum, istediğini alabilirsin."
Helena da her şeyin farkındaydı ve bunların nasıl düzeleceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Belki de büyüklerinden yardım almalılardı. Büyük babaları onları anlayabilirdi. Ne de olsa Farren'ı o da o resimde görmüştü, öyle değil mi? İnanmama gibi bir durumu yoktu.

Pedro'nun kafasında dolanan o çocuk şarkısı,artık çekilmez hale geliyordu. Pedro oldukça bunalmış olmalıydı. Sürekli eliyle kafasına bastırıyordu.

Bu sefer kafasını yoğunlaştıran Farren değildi, Pedro, belki de o olmalıydı, daha iyi olurdu, diye geçirdi içinden.

Helena'nın geldiğini farketmemişti bile. Elinden sarkan karton kahve kutusunu gözüne sokacak gibi Pedro'ya tutmuştu.
Bu kadar dalgın olması rahatsız ediciydi.
Ama bu şartlar altında dalgın olmamak da biraz garibe kaçardı.

Sıcak kahvesinden bir yudum aldı. Bu kahve fazla şekerliydi, tam da istediği gibi.
Sıcaklığı da tam yerindeydi üstelik, dilini haşlayacak kadar sıcak değildi. Ve dişlerini rahatsız edecek kadar soğuk da değildi.
"Şimdi söyle bakalım..." dedi ve kahve kutusunu ellerinin arasına aldı Helena.
Bazen Pedro'ya Leyla'yı andırıyordu. Ama bu bir süreliğineydi, hemen geçiyordu. Çünkü ikisi birbirinden oldukça farklıydı.
Leyla...
Onu özlemiş olmalıydı.
Fakat bunu düşünmek için uygun bir yerde değildi, üstelik zamanı da yoktu.
Kafasındaki hayali Leyla'yı bir köşeye itiştirip tekrardan eski defterlerini kurcalamaya başladı.
-⚰️-

Ve günün sonunda zil zurna sarhoş olmuştu.
Aklından geçen ilk saçmalığı sorgusuz sualsiz yapacak kadar iradesizdi.
Sonra bir şey oldu,
Bir silüet belirdi, uzun ve kirli saçları olan bir kızdı.
Bu... Farren'dı.
İçinden ona sarılmak geçti Pedro'nun, bir anlığına.
Yokluğunda onun için endişeleneceğini hiç tahmin etmezdi. "Buradasın." dedi ve devamını getiremedi.
Ona tonlarca şey anlatmak ve milyonlarca soru sormak istiyordu. Fakat yapamadı.
Biraz utandı, biraz yorgundu ve anlatacağı şeyler biraz da uzundu. Kısacası konuşmamak için yeteri kadar bahanesi vardı.
Sustu ve Farren'ın ağzını açmasını bekledi.
Onu özlemişti.
Gerçekten de özlemişti.
Ona karşı kendini çok suçlu hissediyordu.

Farren ona yaklaştı.  Teninin soğukluğunu hissedebiliyordu Pedro, o çok soğuktu. Tıpkı bir ölü gibi. Gözlerini kapattı Farren.
İkisi de konuşmuyordu.
Farren artık hırçın değildi. Tam tersine, o ürkekleşmişti.
Onu değiştiren neydi böyle?
Nasıl böyle oluvermişti?

"Ben yapmadım." dedi Pedro.
Sarhoştu, ve diyeceklerini düşünemiyordu.
Arada bir hıçkırık tutuyordu onu, vücudu ileri geri sendeliyordu.
Midesi bulanıyordu, gözleri  kapanmıyordu.
Ayakta durmayı denedi. Fakat başaramadı, onca çabaya rağmen.
Kafası yerle buluştu.
Sonra,
Sonra iki buzdan el onun kafasını kaldırdı ve dizlerine yatırdı.
Buzdan elin soğuk parmakları Pedro 'nun yüzündeki derin yarada gezindi.
Saçlarında dolandı, ve Pedro' yu uyuttu.
Farren'ın dilinde hala aynı şarkı dolanıyor, bittikçe tekrar tekrar başa sarıyordu.
-Ürkme tavşan ürkme..
-⚰️-

Uyandı ve etrafına bakındı.  Yatağına nasıl gelmişti?
Elbette Farren getirmişti onu.
Bu ilk değildi.
İçerisinde bir parça huzur vardı.
Canavarı korkunç hayatına tekrardan dönmüştü çünkü.

İnsan hayaletine alışmışsa, onun yokluğu can acıtıyordu işte, gittiği için sevinmek yerine, siyahlarla yas tutuyordu, iyice kötüye gidiyordu.

Etrafına bakındı, eliyle boynunu kontrol etti.
Birkaç kez adını sessizce fısıldadı.
Ama ses yoktu.
Yastığının bir köşesine iliştirilmiş olan küçük mesajı görmesi biraz zaman almıştı ama onu bulmuştu.
Yazan Farren'dı.
Okumaya başlamadan önce nefesini düzene soktu. Kalbi feci derecede hızlıydı. Aldığı nefes karşılamıyordu sanki alması gereken oksijeni.
Gözleri kağıtta gezindi. Neler yazdığını tahmin edebiliyordu.  Ama tam kestiremiyordu.
Okumaya çalıştı ama gözleri yazıları tam seçemiyordu.
Dünkü devirdiği şişelerin etkisiydi.
Gözlerini ovuşturdu ve kafasını geriye attı. Elindeki mektup, sarkıttığı elinin parmakları arasında sıyrıldı ve yere düştü.
Neler oluyordu böyle, ne zaman kurtulacaktı tamamiyle bu ıstıraptan?
Hayatı hep bunlarla mı devam edecekti, yoksa derin bir nefes alabilecek miydi?

Bazen nefes almanın, rahatlığın, sıradan bir yaşantının nasıl olduğunu unutuyordu.
Tanrı'yla yüzleşeceği zaman bunu ona soracaktı,
Neden...
Neden bu küçük yaşta bu kadar şey yaşamıştı?
O da normalleşmek istiyordu.
Okulun basketbol takımına girmek istiyordu mesela, kız arkadaşıyla vakit geçirmeyi, ona bir hırkasını hediye etmeyi en basitinden.
Birkaç arkadaşı olmasını isterdi.
Belki piyano bile çalabilirdi, şiir yazmaya çalışırdı...

Bunları düşünmek boşunaydı,biliyordu. Ama mutlaka hesabını soracaktı tanrıya.
-⚰️-
Pedro, haddimi aştım.
Senden intikam alacaktım oysa.
Ama ben canını almak yerine sevdiklerini aldım.
Fazlaca ileriye gittim, çok fazla.
Bir şeyler oldu, ve ben vazgeçtim.
Çok yoruldum. Şimdi de seninle vedalaştığıma göre, artık uyumak istiyorum, sonsuza kadar...
Lütfen kararıma saygı duy ve beni özgür bırak.
Benim için bir şeyler yapmak istiyorsan, bedenimi bul, ve onu yak.
Ve unutmadan, beni sen öldürdün, ve bende senden iki kişiyi aldım.
Çok özür dilerim. Özürüm onları sana geri getirmez.
Fakat, iyi olduklarını bil.
Onları gördüm.
-en yakın arkadaşın.
-
Farkettiyseniz, Farren bir zamanlar Pedro'nun hayatından çıkmıştı, ve yıllar sonra geri dönmüştü.
Şimdi de bir şeyler olduğunu ve pişman olduğunu söylüyor.
Ve size Farren'la Pedro'nun arasındaki bağı anlatmadım.
Sizce Pedro ve Farren'ın arasındaki bağ ne? Neden birbirlerinin hayali arkadaşı oldular?
Amacım tahmin yürütmeniz. Sizce ne olabilir?

Cevap verirseniz, mutlu olurum.
Ayrıca bir sonraki bölüm final.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin