28

65 9 1
                                    

-
Aşağıdan gelen sesler masanın hazırlandığını işaret ediyordu.
Ona yardım etmeyi çok kez teklif etmiştim ama o bunu istemedi.
Bir aksilik çıkaracağımı düşünüyordu belkide.
Merdivenin başına kurulup onu izlemeye başladım.
Sofraya çok fazla özeniyordu.
Bugün iş arkadaşlarıyla ufak bir parti yapacaktı.
Bense onların vızıltılarını odamda yalnız bir şekilde kulaklarıma çekecektim.
Kulağa berbat geliyordu.
Leyla'nın yanımda olmasını ve birlikte vakit geçirmeyi istiyordum.
Ah,bu mümkün olamaz mıydı?
Elbette olamazdı.
O meşguldü.
Benle her zaman ilgilenmek zorunda da değildi zaten.
Odama sessiz sedasız tekrardan çıkıp yatağıma uzandım.
Telefonumu elime aldım.
Uzun zamandır sosyal medyayla ilgilenmiyordum.
Zaten ilgilensem ne olacaktı ki, konuştuğum gerçek bir arkadaşım yoktu.Zaten hiçde olmamıştı.
Her uygulamayı teker teker gezdim.
Ve tahmin ettiğim gibiydi, ne bir mesaj ne de bir arama. Hiçbir şey yoktu.Çünkü insanlar için çok da önemli biri değildim. Ya da önemsenecek biri değildim.
Bu durumdayken mesaj ya da arama almamam oldukça normaldi. Asıl insanlar benimle ilgilenince bir anormallik olurdu.
Fazlasıyla garip olurdu.
Fazlaca.

Zaman geçmiyor gibiydi. Ve şimdiden acıkmaya başlamıştım. Mutfağa indim.
Annem etrafta görünmüyordu.
Üzerini giyiniyor olmalıydı.
Buzdolabını açtığımda dolap soğuk nefesini suratıma üfledi.
Bu tüylerimin dikenlenmesine sebep olmuştu.Biraz serinletmişti.
Üzerimde takım geceliğimin üstü ve altımda hiçde alakası olmayan
sıradan bir pijama vardı.
Ve ayaklarıma giydiğim peluş terliklerim.
Gözlerim onlara kaydı ve başım yere doğru eğildi.
Terliklerim canavar ayağını andırıyordu.
Tabi bu insanların bakışına göre değişiyordu.Annemde bir fil ayağına benzediğini söylüyordu.
Onları Geçen yaz Fransa'dan almıştım.
Annemle gittiğimiz iş seyahatinde.
Eğlenceli zamanlardı.
Her ne kadar karamsar ve soğuk bir insan olsamda anneme karşı bunun tam tersiydim.
Onunla ilgilenmeyi ve onunla eğlenmeyi biliyordum.

Düşüncelerimin içinden kendimi hayali bir mıknatısla çekip rahatlığa kavuşturmuştum.
Ve aynı zamanda bunu yaparken başımı buzdolabında yiyecek neyin olup olmadığına bakınmam için kaldırmıştım.
Göreceğim şey belki de son derece saçma ve anlamsızdı.
Fakat hissiz bedenimde ince bir tiksinti biraz da sızı uyandırmıştı.
Tüm yiyecekler donmuştu.
Evet, ne ben yanlış yazmıştım ne de siz yanlış okumuştunuz.
Tüm yiyeceklerin üzerini kesici aletlerle ancak aşabileceğiniz bir çarşaf gibi sarmıştı buz.
Zihnim beni yanıltıyordu bunu biliyordum.Onunla inatlaşarak gözlerimi kırpıştırdım.Görüntü hala aynıydı.
Anlaşılan zihnim biraz daha zorluyordu beni.
Kapıyı bir kere açıp kapattım.
Ve her şey eski haline döndü.
Bense dolaptaki tabaktan hala şaşırtıcı derecede canlı ve taze olan kırmızı bir elma alıp yukarıya çıktım.
Hiçbir şey olmamış gibi.
Çünkü hiçbir şey olmamıştı.
-
Help me and save me
İ wanna die...

Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin