11

119 12 2
                                    

-
Gözlerimi açtığımda boğuk bir hastane odasında uyandım.
Burası benim odamdı.

Ruh sağlığı hastanelerini az çok filmlerde ya da dizlilerde görmüşsünüzdür.
Hastaların bir kaçık gibi davrandığını, ya da sürekli doktorlara saldırdığını falan.
Bunlar gerçek değil.
Akıl hastanesi bir nevi hastaların zihnini dinlendirmek için tutulduğu yerdir.
Yani burada kokuşmuş ve yamyam gibi davranan bir hasta göremezsiniz.
Her hafta görevliler hastaların bakımını yapar,  her gün ilaçlarını düzenle aldırtırlar.
Ve hastalarla ilgilenirler.

Her neyse,
Odamdaydım.
Buradan nefret ediyordum.
Ne olursa olsun.
Bana geçirdiğim krizleri anımsatıyordu.
Bana annemi özlediğim zamanları anımsatıyordu.
Bana aldığım ilaçları anımsatıyordu.
Buraya tıkılmaktan nefret ediyordum.
Buradan nefret ediyordum.
Eğer buradaysam yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Öylece durmayı planlıyordum.
Üzerimdeki beyaz hasta pijamaları uzun bir aradan sonra tekrar üzerimdeydi.
Boynuma damlayan ıslaklığa dokundum.
Kırmızı...
Ve soğuk.
Tavana baktığımda gördüğüm korkmuş bir surattı.
Cansız donuk gözler, yerçekimine meydan okuyan, tavana tutkallanmış gibi duran rengi değişmek üzere olan solgun vücutlu bir kadın...
Saçları olmayan, elbisesiz bir kadın.
Karnı parçalanmış ve içi boş bir kadın bedeni...
Gördüklerim bir hayal ürünüydü.
Evet, bu gerçek değildi.
Evet, tavanımda parçalanmış bir çıplak kadın cesedi yoktu.
Bunlar birer hayal ürünüydü.
O kadın gerçeğe ait değildi.
O benim zihnimdeydi.
-⚰️-
Gözlerimi açtım.
Yine bir rüya...
Bu saçma kabuslar artık midemi bulandırıyordu.
Son derece anlamsız ve kafa karıştırıcı kabuslar görüyordum.
Rahatsız edici ve tiksinçti.
Her zamanki gibi günlük işlerimi gördüm ve aşağı inip annemle birlikte güzel bir kahvaltı yaptım.
Çantamı anahtarlarımı alıp evden çıktım.
Yavaş adımlarla ilerlerken karşımda siyah pelerinli adamlar gördüm.
Ellerinde babamın fotoğrafları vardı. Tüm sokak boyunca aynı görünen adamlar, ve babamın fotoğrafları...
Bunlar bir hayal ürünüydü.
Bana ait olan,zihnimin kurgularıydı.
"Hey,"
Hiç kimse umursamadı.
Çünkü onlar gerçek değildi.
"Babamın resmi neden elinizde?"
Ufak bir fısıltı ve yine ses yok.
"Size diyorum."
Etrafta her zamanki gibi sessizlik vardı.
Pes edip okula doğru yürümeye devam ettim.
Kafamı ellerimin arasında parçalara ayırmak, beynimi patlatmak istiyordum.
Son bulmalıydı...
Son bulmalıydı...
-

Farkettiğiniz üzere, Pedro'nun kabusları ve halüsinasyonları arttı.
Sizce bu bir işaret mi?
Yoksa Pedro hafiften sıyırmaya mı başladı?
-O zaten sıyırmışın tekiydi.

Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin