12

109 12 2
                                    

-
Okulun penceresinin önünde oturmuş dışardakileri izliyordum.
Okulun bahçesindeki futbol oynayan yaşıtlarıma ve kız arkadaşlarıyla dolaşan üst sınıflara...
Hiçbir zaman onlar gibi normal biri olamayacaktım.
Her zaman beraberimde bir sorun getirecektim.
Aklımın alamadığı şeyler yaşıyordum.
Kimsenin umurunda olmayan bu acıları çekiyordum.
Ruhum acıyordu.
İnsanlar bunu bilse de çok önemsemiyordu.
Fakat bu önemsenmeyen acılar beni ölüme kadar sürükleyebilirdi.
Gördüğüm ya da hissettiğim gariplikler beni ve ruhumu çok zedeliyordu.
Kendimi onca insanın arasında lanetle işaretlenmiş bir iblis gibi görüyordum.
İnsanlar beni aşağılıyor, dışlıyor, yanına yaklaştırmıyordu.
Herkesin bana karşı bi mesafesi vardı.
İnsanlar yüzümdeki iğrenç çizikten ve raporumdan korkuyordu.
Onlara kızmaya hakkım yoktu.
Haklılardı.
Peki ya ben?
Bu durumdan kimi suçlu çıkarabilirdim?
Ben mi suçluydum?
Farren ve saçma kabuslarımdan, yüzümdeki dehşet lekeden ben mi sorumluydum?
Neden bahçedekiler gibi olamıyordum?
"Günaydın. Uykucu."
Gelen Leyla'ydı.
Gözlerimi devirdim.
Ona bir türlü güvenememiştim.
"Günaydın."
"Naber, çok garip görünüyorsun." Dedi yüzünü ekşiterek.
Omuz silktim.
"Her zamanki halim."
"Hayır,hayır böyle demek istememiştim.
Yani, üzgün ve soluk görünüyorsun, her zamankinden daha fazla..."
Başımı öne eğdim.
Ona güvenebilir miydim?
Aklımı okumuşçasına konuştu.
"Bak, bir sorunun varsa bana anlatabilirsin. Bana güvenebilirsin. Emin ol bende senin gibi..."
"Tamam,biliyorum sende benim gibi bir pısırıksın."
"Evet." Dedi ve gülümsedi. Camın kenarına-tam karşıma- oturup dinleme pozisyonunu aldı.
"Şey aslında...
Nerden başlayacağımı bilmiyorum.
Paronayak olduğumu biliyorsundur."
Başıyla onayladı.
"Hayali bir arkadaşım var ve bir takım saçma anlamsız ve ürkütücü kabuslar görüyorum.
Ve sadece kabus değil. Halisünasyon da sürekli görüyorum.
Ve bu beni çok korkutuyor.
Ciddi anlamda çok korkuyorum.
Bana zarar verebileceklerini düşünüyorum.
İnsanlardan nefret ediyorum.
Kimseye güvenemiyorum.
Aslında doğru olanı yaptığımı biliyorum. Fakat...
Yinede birilerine güvenmek, birilerini sevmek istiyorum.
Bu imkansız, bunu biliyorum."
Elimi tuttu.
Gözleri gözlerime değdiğinde göz rengi içimdeki bazı şeyleri ateşe verdi.
Kızıl gözleri beni içine çekiyor, aklımı çeliyordu.
Ondan etkileniyor olabilir miydim?
İmkansız.
"Pedro,sana ne diyebilirim hiçbir fikrim yok.
Sadece...
Yanında olabilirim.
Her ne olursa olsun,sana destek olabilirim."
Olabilir miydi?
Ona inanabilirdim.
Fakat sonucu bilemezdim.
Elini sıktım.
Ve anlatmaya devam ettim.
"Son zamanlarda kabuslarım ve gördüğüm şeyler çoğalmaya başladı."
"Bu konuda birşeyler yapabilirim."
Dedi ve çantasından bir hap kutusu çıkardı ve bana uzattı.
"Bu nedir?" Dedim ve kutuyu elime alıp incelemeye başladım.
"Bir hap işte, küçükken hiperaktivite sorunum olduğu için sürekli bunlardan alıyorum.
Sakinleşmemi sağlıyor."
"Ama bu senin..."
"Bir nevi sakinleştirici gibi. Uyumana sebep oluyor. Rüyasız ya da kabussuz bir uykuya dalıyorsun."
"Ya tehlikeliyse?"
"Hayır,daha önce kuzenimde de denedim.
Hiçbir problem olmuyor." Dedi ve gülümsedi.
"Teşekkür ederim." Dedim ve küçük kutuyu bana oldukça geniş gelen pantolonumun cebine attım.
-

Dark Boy | Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin