56

4.9K 361 119
                                    

Ozan Deniz: Hava harika

Ozan Deniz: Ve ben bir çılgınlık yapıp bugün seni kaçırmak istiyorum

Ozan Deniz: Nasıl fikir?

Ozan Deniz: Göl kenarında, sen ben ve piknik?

Ozan Deniz: Ne dersin?

Çakıl: Harika olur.

Çakıl: Ama ilk önce yarın olacak balo için kıyafet almalıyım.

Çakıl: Pikniğimizi akşamüstü yapsak nasıl olur?

Ozan Deniz: Seni alırım.
Görüldü.

-----

Lüks bir villanın önüne geldiğimde elimde duran küçük kağıdı tekrar kontrol ettim. Zar zor bulduğum adres Sema'ya aitti. Onunla son defa yüzleşmek için arkadaşlarından- daha doğrusu eski arkadaşlarından- evinin adresini istemiştim ve onlar bana sadece bu adresi değil, gizli bazı bilgileri de vermişlerdi. Hiçbir zaman insanların hayatlarına burnumu sokmamıştım. Onları yargılamamış, acılarından zevk almamıştım. Fakat insanlar benim hayatıma burnunu sokma hakkını kendilerinde buldukları zaman, hayat felsefemi değiştirmiştim. Kalbimi kıran herkesin kalbini kırmak artık benim en büyük eğlencemdi.

Ön bahçesi oldukça şık dizayn edilmiş evin kapısını çaldım. Kısa bir süre sonra karşımda evin çalışanı olduğunu düşündüğüm genç kız kapıyı açmış, karşımda duruyordu.

"Hoşgeldiniz, kime bakmıştınız?"

Gülümseyen kıza aynı şekilde gülümsedim.

"Ben, Sema'nın arkadaşıyım. Kendisi evde mi?"

Kız kısa bir süre duraksadı. Daha sonra kendini toparladı.

"Kendisi havuz kenarında. Buyurun, içeri gelin."

Evin içine adımımı attığımda aslında dışarıdan göründüğünden daha büyük olduğunu farkettim. Kız önümde yürürken ben de onu takip ettim. Etrafı incelemek istiyordum fakat bu ev bir şekilde beni boğmuştu. Buradan gitmek için can atıyordum.

Arka bahçeye geldiğimizde Sema, şezlonga uzanmış güneşleniyordu. Kapıda beni farkettiğinde gözünde duran güneş gözlüğünü fırlattı ve uzandığı yerden kalkıp hızlı adımlarla yanıma yaklaştı.

"Senin burada ne işin var?!"

Yükselttiği sesi, kulaklarımı tırmaladı. Çalışan kız, Sema'nın sesini duyduğunda irkilerek yanımızdan ayrıldı.

"Güzel ev," dedim gülümseyerek. Kaşları çatıldı ve gözlerini gözlerime dikti.

"Adresimi nereden buldun?"

Omuz silktim. "Bağlantılarım var diyelim."

"Ne istiyorsun?" dedi kısık sesle. Bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Beyaz bikinisi, hafif kızarmış teni ve sarı saçlarıyla güzel bir kızdı. Fakat o sadece dış güzelliğe sahipti.

"Sadece, merak ediyorum. Babanın vergi kaçakçılığı nedeniyle evinize gelen hacizler, kumar borçları yüzünden kapınıza dayanan adamlar... Çabuk toparlamışsınız. Nasıl oldu bu?"

Dudaklarımdan bir kıkırtı yükseldi. Sema konuşmak için ağzını açtığında ona fırsat vermedim.

"Ah, ben biliyorum. Annen, cazibesini kullanıp ultra zengin ve yakışıklı bir iş adamıyla tekrar evlenmişti değil mi?"

Adımlarımı Sema'nın karşısına attım ve yüzüne baktım.

"Ne sanıyordun. Bu gerçekleri kimsenin bilmediğini mi?"

"Sen gerçekten de şeytanın ta kendisisin."

Sözleri zehirli bir sarmaşık gibi kalbimi sardı. Fakat kalbim o sarmaşığı koparttı. Artık ne Sema ne de bir başkası beni ve kalbimi zehirleyemezdi.

"Sahte bir hayatı yaşıyorsun. Bak, Deniz bile senin yanında değil."

Kollarımı iki yana açtım ve etrafı gösterdim.

"Kalbin mi kırıldı, Sema? Seni sevmeyecek bir çocuk için kendini harcadın. Sana asla bana baktığı gibi bakmayacak bir çocuk için..." Tane tane söyledim kelimeleri. Vücudum uyuşurken histerik bir kahkaha atmosfere yayıldı.

"Senin olmayan bir çocuğu senden sonsuza dek almanın zevkini bilemezsin. Ve o çocuğun aynı senin gibi kalbini kırmak..."

Sema hırsla kolumu tuttu ve sıktı. Yüzü kızarmış, kaşları daha çok çatılmıştı.

"Ona zarar vermeyeceğini söyle bana. Seni mahvederim, Çakıl. Anladın mı beni, sana bu dünyayı zindan ederim!"

Kolumu ondan kurtardım. Çantamdan çıkarttığım telefonumu yüzüne tuttum.

"10 dakika içinde tüm okul senin herkesten sakladığın gizli hayatını öğrenecek, Sema."

Telefonumu tekrar çantama attığımda Sema bana doğru atıldı ve telefonumu almaya çalıştı. Bir adım geri atıp ondan uzaklaştım.

"Bunu neden yapıyorsun?"

Hızla inip kalkan göğsü nefes almakta zorlandığının büyük kanıtıydı. Sadece yüzüne gülümsedim ve avcunun içini elime aldım. Cebimde duran kartı onun eline bıraktım.

"Buna en çok senin ihtiyacın olacak."

Arkamı dönüp hızlıca kapıya yaklaştığım da duyduğum çığlıkla tekrar ona döndüm.

Arkamı dönüp hızlıca kapıya yaklaştığım da duyduğum çığlıkla tekrar ona döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendini kaybetmiş, etrafı dağıtmaya başlamıştı. Ardımda bir enkaz bırakıp evden çıktım. Kalbim biraz daha taşlaştığında ruhum zevkle doldu. Yüzümde geniş bir gülümseme belirdi. Özür dilerim, Sema. Belki bir gün tüm bu yaptıklarından pişman olursun. Fakat artık çok geç...

YN/ Artık seni asla yaralayamaz hayat, eğer istemezsen Yosun Çakıl :)

YN/ Sema'yı seviyordum fakat onun da ipini çektim. Sırada ki kim acaba? Neyse cevabını Çarşamba günü final bölümünde alırız...

*Sertab Erener- İncelikler Yüzünden

YOSUN |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin