Albay Kızı

Zorlu ve Tamer Savaşları

1,5 HAFTA SONRA;

"Ablağğ."

"Efendim güzelim?"

"Surinam nerede?"

"Ney?"

"Surinam diye bir yer varmış, kitap soruyor. Nerede?"

Elimdeki kahveyi sakince sehpaya koyup Gamze'nin çözmekte gayet ısrarlı olduğu Coğrafya testine baktım.
Ama sadece baktım.

Sonra işaret parmağımla kendimi gösterdim.

"Piri Reis miyim ablacım ben, ilk defa duydum orayı?"

Gamze ofladı ve soru bankasını kapattı.

Soru bankası ne be?
Parayla dert sahibi yapıyorlar.

"Yok. Yeminle 36 42, 54 26 enleminde çekmediğim dert kalmadı."

Gamze kahvesine yönelince ben konuştum.

"Bak, ben nasıl bir öğrenciydim biliyor musun?
Okul yansa, o an elimdeki suyla gider bahçede ki ağaçları sulardım."

Gamze kahkahalarla gülmeye başlarken bende istemsizce gülmeye başladım.

Sonra tekrar konuştum.

"Ben ortaokuldayken bir resim hocamız vardı.
Sınıf zaten fırlama, sürekli konuşuyorlar falan.
Neyse hoca bir sabretti iki sabretti üçüncüsünde ayakkabısını çıkarıp sıra dayağına çekti bizi.
Neden ayakkabıyla yaptı, hâlâ çözemedim."

Gamze gülmeye devam ederek kahve içmekten vazgeçti ve kupasını sehpaya koydu.

Sonra o konuşmaya başladı.

"Ben daha çocuktum. Annemler hayattaydı o zaman. Okula bile gitmiyordum galiba.
Çat pat hatırlıyorum. Alparslan abimle Oğuz abim ortaokuldaydı. Bunların dersleri yerlerde o zaman. Çünkü anca futbol oynasınlar.
Bir gıcıktılar, anlatamam. Beni, Gülay'ı, Balım'ı falan hiç aralarına almıyorlar. Abla sen git karne günü liselilerden taktik al, çamaşır suyuyla karnendeki sayıları değiştirmeye çalış.
İkinci dönem düzeltiriz falan diye düşünüyorlar.
Bunlar parkta durmuş, bir de dün geceden çamaşır suyunu falan hazırlamışlar.
Oğuz abimin çamaşır suyunu dökmesiyle karne erimiş. Baya baya ortadan ikiye ayrılmış.
Meydanda bir reklamcı vardı, sahte karne çıkartıyordu. Ona gitmişler. Alparslan abim şey demiş dükkanın sahibine 'Abi biz öğrenciyiz, karneye çamaşır suyu döktük eridi bize bir karne ayarla' falan. Neyse reklamcı karnelerini yapmış sonra bunlar eve gitmiş. Bizde Gökçen annemlerdeydik. Abla reklamcı bunların ardından Oktay amcamı aramış. (Oğuz'un babası)
Abi senin oğlan yanıma geldi karne için falan diye. Bak var ya, onlar öyle bir dayak yediler, bu yaşıma geldim unutamıyorum.. "

Kahkalarla gülüyorduk.
Oğuz'un çocukluk anıları hakkında pek bir bilgim yoktu.
Çok fırsatta bulamamıştık zaten.

"Sen telefondan bak şu Surinam'a, ben film için abur cubur hazırlayayım."

"Tamam abla."

Gece film seyredecektik.
Daha doğrusu yeni çıkan yabancı dizilere biz göz atacaktık.

Ben mutfağa geçeli bir iki dakika olmuşken telefonum çalmaya başladı.