Ne olduğunu anlayamadan kalakaldım odanın ortasında.
Saniyeler önce siyah bir jean, v yaka mavi bir tişört giymesem pijamayla kalacaktım.
Apar topar spor ayakkabılarımı giyip zırhlı aracın içine sokulduğumda ellerimdeki kelepçeye bakakalmıştım.
Şerefli bir Türk askeri için bileğinde kelepçe, dillerde bu suçlama ne demekti şimdi daha iyi anlamıştım.
Askeri Lise'de okuyan çocuklar geldi aklıma.
Çocuk diyorum çünkü çocuklar.
18 yaşına bile gelmedi daha çoğu.
Şu an içerideler arkadaşlar.Askeri Lise'de, gelecekte Vatan uğruna çalışmak, gerekirse çarpışmak için yetişen çocukların hepsi şimdi cezaevindeydi.
Harp okullarındaki gençler düştü gözlerimin önüne.
Hiç bir suçu bulunmadığı halde yıllardır içeride yatan askeri öğrenciler.
Gelecekleri, hayalleri, ailelerinin emekleri ellerinden alınan öğrenciler.
Yutkunamadım.
Bileğimde vatanıma ihanet ettiğimi söyleyen o kelepçe, boynumda Türk Subayı olduğumu gösteren ve boynumdan hiç ayırmadığım künyem, elimde daha bir kaç gün önce sözlendiğim gün takılan alyans.
Karşımda abimin meslektaşları.
Özel Harekat Polisleri.Benim kardeşlerim hepsi.
Aynı bayrağın çocuklarıyız.
Aynı Vatanın sevdalısıyız.Birlikte defalarca operasyona çıktığım birlikler bunlar.
Ben kiminle karşı karşıyayım?
Nasıl kızayım şimdi kendi kardeşime?
Ne diyeyim bizi bu hale getiren bu sisteme?Polislerden biri konuştu.
"Komutanım, isterseniz biraz gevşetelim kelepçeyi."
"Gerek yok, teşekkür ederim." diyebildim sadece.
Emniyete vardığımızda parmak izimi alıp gereken işlemleri yaptıktan sonra nezarethaneye koydular beni.
Öylece baktım karşımdaki duvara.
Sarp'lar neredeydi?
Neden beni içeriye almışlardı?
Oğuz neden telefonunu kapatmıştı?
Tüm hayatımı sorgulamaya başladım.
Ben nerede hata yapmıştım?
Nerede, ne bilgisi sızdırmıştım?
Saçmalama Sara.
Sen mi bilgi sızdıracaksın?
Kızım sen terörist falan değilsin bir yanlış anlaşılma var ve geçecek.
Ziyan etme kendini.
Bitecek her şey.
Parmaklıkların dibine gelen çevik kuvvet polisi konuştu.
"Üsteğmen Sara Nur Tamer, ifadeye bekleniyorsunuz."
Sorgu odasına geçtim.
Takım elbiseli bir adam karşıma geçip oturdu.
Bileğimde kelepçe yoktu bu defa.
Masada bir dosya vardı ve dosyanın üzerinde benim fotoğrafım.
Adam savcı olmalıydı.
Ama ilk ifademi polis almalıydı?
Ellerini masada birleştirerek sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albay Kızı
General Fiction"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk