"O zaman dibimde ne işiniz var? İyilik kota mı yeterince doldurdum, içeriye geçin."
"Emredersin Albay Kızı."
Yüzbaşı içeriye geçtikten sonra kasenin altına siyah bir tabak koyup tepsiye yerleştirdim ve Yüzbaşı'ya götürdüm.
O çorbayı içerken ben aldığım elmaları 4'e bölüp çekirdeklerini çıkardım, cezveye su ekleyip elma, zencefil ve bir kaç bitkiyle daha kaynattım. Kaynattığım suyu süzüp kahve kupasına döktüm, biraz bal ve tarçın ekledim.
Tekrar içeriye geçtim, Yüzbaşı çorbayı bitirmişti.
Elimdeki kupaya baktı.
"Bu ne?" dedi kupaya bakarken.
Gülümsedim ve konuştum.
"Sırık zehri var içinde. Tövbe tövbe. İçin işte, öksürmenizi kesecek."
"Tamam."
Kaseyi de makineye yerleştirip içeriye geçtim.
"Komutanım, ateşiniz kaç?"
"39, Albay Kızı."
Ciddi anlamda ateşi vardı.
Mutfağa geçip annemi aradım.
"Alo? Canımın içi."
"Annem, müsait misin?"
"Müsaitim kuzum, bir sorun mu var?"
"Anne arkadaşın ateşi varda. 40 dereceye geldi, düşmüyor. Napayım?"
"Hastahaneye gittiniz mi?"
"Serumları bitti, gitmiş."
"Kim bu arkadaşın?"
"Yüzbaşı, anne."
"Bence sende hastasın kızım."
"Niye ki?"
"Adama o kadar laf ettin, şimdi onun için beni arıyorsun. Git bi baktır kendine."
"Annee.."
"Tamam tamam, ne yaptın şimdiye kadar?"
"Yayla çorbası yaptım, battaniyeye falan izin vermedim, bir de bana öğrettiğin şey var ya, öksürüğü kesen. Ha işte ondan yaptım."
"Bir kova buzlu su hazırla. Üzerine döksün. Anında düşmeye başlar ateşi."
"Tamam anne, sağol."
"İyi bak, öldürme çocuğu."
"Ya anne ya."
Güldü.
"Hadi görüşürüz, haber et bana."
"Tamam."
Annem telefonu suratıma kapattı.
Yüzbaşı'nın yanına gittim.
"Komutanım, banyonuz müsait mi?"
"Evli değilim Albay Kızı, müsait."
"Aman ne komik ne komik."
Banyoya geçip soğuk suyu hazırladım.
Yüzbaşı'yı çağırdım, geldi.
"Hepsini bir defadan üzerinize dökün. Annem söyledi, ateşiniz düşermiş."
"Sen benim için anneni mi aradın?"
"Türk Silahlı Kuvvetleri kariyerim için, evet."
Yüzbaşı banyoya geçti, bende oturma odasına geçmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albay Kızı
Ficción General"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk