"Oğuz ama uyumuyor ki.."
Alparslan Efe ağlıyordu.
Hemde saatlerdir ağlıyordu.
Karnı aç değildi,altını defalarca kontrol etmiştik,gazını çıkarsın diye sırtını ovalıyorduk ama ağlamaya devam ediyordu.Arada bir duraksıyor,ardından tekrar ağlıyordu.
Doğumun üzerinden 2 ay geçmişti.
Oğuz'un iznin bitmesine 1,benim 2 ayım vardı.Misafirlerimizi kabul etmiştik,kulağına ismini okutmuştuk,güzel güzel banyo yaptırmıştık.
Annemleri evine yollamıştık.
Ama iki üç günde bir ihtiyacımız olur diye geliyorlardı.Gece 1 olmuştu.
Nöbetleşe nöbetleşe Alparslan'ı uyutamaya çalışıyorduk ama hala ağlıyordu.
Sinirlerim bozulmuştu.
Bende ağlamaya başladım.
Oğuz şaşkınlıkla baktı;"Güzelim sana ne oldu?"
Burnumu çektim;
"İyi anne olamayacağım ben..Baksana nasıl ağlıyor.."
Oğuz,Alparslan Efe'yi kucağıma verdi.
"Ağlama güzelim,çok iyi ve çok güzel bir annesin sen.Oğlumuzun her bebek gibi ağlayası tuttu ve çok normal bu"
Efe hala ağlıyordu.
"Ama Oğuz ağlıyor, minicik canı var.Ya canı acıyorsa?"
Oğuz bir kaç saniye yüzüme baktı.
Ve aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı.Yatağımızın başından çelloyu aldığını gördüm.
Konuştu;
"Geç otur yatağa.Ayakta yoruldun canımın içi"
Makyaj koltuğuna oturdu ve çelloyu çalmaya başladı.
Ben hamileyken bol bol çalıyorduk Alparslan beye.
Efe duraksadı.
İlk defa çalıyordu Oğuz.
Ağlamayı bıraktı ve Oğuz'u dinlemeye başladı.
Minicik gözleri ıslanmıştı.
Hemen sildim ve ağır ağır kapatmaya başladı gözlerini.Uyuyakalmıştı boynumda.
Oğuz çalmaya devam ediyordu.
Tebessümle bizi izliyor,oğluna ve eşine gecenin bir yarısı çello çalıyordu.
Konuştum;
"Bırakabilirsin canımın içi,uyudu"
"Sende uyu,bakmam gereken iki melek var karşımda"
Tebessüm ettim.
Alparslan Efe'yi aramıza yatırdım ve uzandım oğlumun yanına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albay Kızı
General Fiction"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk