BUZ KIRAĞI |18

8.4K 480 41
                                    

"Afraa!!"

Eyvah! Ne yapacağım şimdi ben? Annem kesin yanlış anlayacaktı.
Korkuyla Aras'a baktığımda, o gayet rahat görünüyordu. Bu beni biraz sinir etse de bir şey demedim.

"Ne duruyorsun Aras? Hadi git çabuk!" Dedim aceleci bir şekilde.

"Neden gideyim ki? Kötü bir şey yapmıyoruz." Bu rahat hali benim daha çok korkmama sebep oluyordu.

"Ya Aras saçmalama. Annem yanlış anlayabilir." Dedim bir yandan kapıya bakıp annemi kontrol ederek.

"Ee... Nereye saklanayım peki?"

"Kolumun altına gir. Allah'ım git şu duvarın arkasına saklan." Diyerek apartmanın yanını işaret ettim. O sırada annemin sesini tekrar duydum.

"Afraa! Dışarda mısın kızım?" Dediğinde merdivenden inen ayak sesini duydum. Ev dubleks olmasına rağmen ikinci katta olduğumuz için annemin aşağı inmesi kısa sürmüştü.
Hemen Aras'a dönüp;

"Hadi hadi!" Diyerek ittirdim ve kapıya doğru koştum.

Tam bahçe kapısında annemle çarpışmak üzereyken durdum. Annem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Kızım akşam akşam ne işin var senin dışarda?"

Ne diyecektim şimdi. Doğruyu söylesem bana kızabilirdi. Ne diyeceğimi düşünürken aklıma ilk geleni söyleyiverdim:

"Şey anne... Odamı havalandırayım diye pencereyi açmıştım. O sırada telefonum düştü. Ben de onu almaya geldim." Diyerek elimdeki telefonu gösterdim.

Telefon ikinci katın dubleks evinden düşüyor ama çizik bile yok. Bak sen şu Allah'ın işine.

Kes be.
"Kızım insan bi haber verir. Çağırıyorum çağırıyorum duymuyorsun. Ben de odana geldim yoksun. E merak ettim."

Ona sadece gülümsemekle yetindim. Annem içeri doğru girerken Aras'a baktığımda ortalıklarda görünmeyince annemin arkasından içeri girdim.
Yukarı çıkar çıkmaz kapıyı kapatarak hemen Aras'ı aradım.

"Lan mal salak öküz eşek dana. Senin yüzünden yakalanıyordum. Bak sakın bir daha böyle dikkatsizce davranıp beni zor durumda bırakma."

"O zaman Behlül'ü gönder."

"Ya ben nasıl göndereyim acaba Behlül'ü?"

Behlül kim lan?

Hakketen ha. "Ayrıca şu çocuğa Behlül deyip durma ciddi olamıyorum." Deyip hafifçe kıkırdardım. Beni duyunca o da güldü. Öyle salak salak gülüştük işte. Sonra bir süre sessiz kaldık. Tuhaf bir andı. Aras söze girince rahatlamıştım.

"Ya kızım ne bileyim. Hiç tanımadığım biriyle aynı evde olman biraz rahatsız etti." dediğinde biraz durdu. Ne diyeceğini bilemez gibiydi. Sonra konuşmaya devam etti. "Sonuçta... Şey yani... Sen, benim için değersiz biri değilsin." Dediğinde çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.

"Haa... Öyle diyosuun..?" Dedim son heceyi uzatarak. Birazcık şımarık kızlar gibi konuşmuş olabilirim. Tamam abartmayın.

Ne abartması kızım. Klavyeyle boğuştular yumruk atmamak için.

Bir şekilde telefonu kapattıktan sonra Kibariye'den bir şarkı patlatıp oynamaya başladım.

BUZ KIRAĞI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin