BUZ KIRAĞI

BUZ KIRAĞI |19

Bu bölümü yazarken "Acaba ben neden tanıtım bölümü yapmadım?" Deyip üzülmüştüm kdkdkckkd. Bu bölüm biraz farklı oldu. Mizahtan daha çok duygusallık oldu. İyi okumalaar...

~Parti~

________________________

~ 1 ay sonra ~

O günden sonra -Atakan ile sevgilimmiş gibi konuştuktan sonra- doğru dürüst hiç konuşamamıştık. Daha doğrusu ben onunla konuşmaya çalışıp o benden kaçmıştı. Sürekli görüşen biz neredeyse telefonda bile konuşmaz olmuştuk. Bu durum beni çok üzüyordu. Ondan uzak kalmayı hiç istemiyordum. Hatta bugün Bade'nin doğum gününü kutlayacak olmasak onu göreceğimi hiç sanmıyordum.

Kararımı vermiştim. Bugün kaçarı yoktu. Artık ne olup bittiğini, ne yapmaya çalıştığını söyleyecekti! Ben kendinin oyuncağı değildim!

Ben Burçak'ın odasında onun kıyafetlerle boğuşmasını izlerken Bade her şeyden bi' haberdi.

"Afraa... Şunu mu giysem..? Yoksa ya da dur dur. Şu daha mı iyi sence?"
Bıkkınlıkla nefes verdim.

"Hepsi güzel Burçak. Çok yakışmış şu üstündeki. Böyle kal bence."

İlgisizce konuştuğumda elindekileri bırakıp yanıma oturdu ve elini omzuma koydu.

"Canım bak benimle her şeyini paylaşabileceğini biliyorsun. Anlat hadi rahatlarsın."
Dediğinde ilk defa bu kadar ciddi konuştuğumuzu farkedip ona döndüm. Dudaklarımı ıslatıp konuşmaya başladım:

"Burçak aslında sana söylemek istediğim bir şey var." Dedim ve devam ettim. "Ben... Sanırım... Yani ben..."

Burçak aniden irkilip sıçradı ve ellerini ağzına götürüp gözlerini pörtletti.

Evet arkadaşlar gözünüzde canlandırdığınız ifade rönesans tablosu. O nasıl bir ifade şekli?

"Yoksa..? Dur bir saniye. Yo! Bu olamaz hayır lütfen." Dediğinde mal mal ona baktım.

"Ne diyon lan."

"Ya hani böyle filmlerde falan kız arkadaşına bir şey anlatmak için cümleye aynı bu şekilde girer ve kız genelde hamile çıkar ya hani. Ondan şey ettim. Tamam dinliyorum anlat."

Sözümü geri aldım. Yemin ediyorum bu kızla ciddi bir şey konuşulmaz ya.

"Lan bi git manyak."

"Ee anlat o zam... Ohaaa kızım sen bu kılıkla mı gidiceksin?"

"Evet."

"Hayır. Bunu kabul edemem."

"Ben ettim işte ne var halimde?"

"Hayır dedim. Git dolabımdan bir şey beğen beni sinir etme!"

O kadar otoriter konuştu ki ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırıp ona 'relaks tatlım' bakışı attım.
Hiç süslenesim yoktu. Zaten özen göstersem ne değişecekti ki.

Makyajımı da bitirdikten sonra çantamı da alıp telefonumu içine koydum. Tam çantanın kilidini vurduğumda mesaj geldi. Kendimce küçük çaplı bir küfür ederek telefonu elime aldım. Aras'ın ismini görmemle her ne kadar heyecanlansamda bunu belli etmemeye çalıştım. Beni ve Burçak'ı , Rüzgar'ın alacağını söylüyordu. Heyecanım birden bire gitmişti.
Burçak "Ne oldu?" Diye sorunca hiç konuşmadan mesajı ona gösterdim. O memnun olmuş gibi gülümsediğinde onun adına sevinmiştim. Rüzgar'dan hoşlandığı açıkça belliydi.