BUZ KIRAĞI |11

9.7K 500 124
                                    

[ Düzenlendi ]

ARAS

Afra neden böyle davrandı, anlamıyorum. İçeri girdiğimde İlayda'yı gördüm. Yanına yaklaşıp ne olduğunu, soracaktım.

"İlayda ne oluyor burada?"

Ağlamaya başladı.

"Aras. Çok kötü şeyler oldu." Yine ağlamaya başladı. Allah'ım delireceğim ya n'oluyo burda?!

"İlayda sinirlenmeye başlıyorum, anlatacak mısın artık?"

"Afra geldi. 'Aras benim olacak sen de hayatımızdan çıkacaksın.' dedi."

"Ne?! Bir şeyleri yanlış anlamış olmayasın? Emin misin?"

"Ya Aras ne yanlış anlaması?! Yüzüme baksana nasıl kızarmış. Vurdu bana."

İlayda'nın söyledikleri inanılacak cinsten değildi. Ama o da çocukluk arkadaşım. Bana neden yalan söylesin ki?

"Buna hakkı yok İlayda. Sen sakin ol ben onunla konuşacağım." deyip sarıldım ona.

İLAYDA

Aras bana sarılınca yüzümde memnun bir sırıtış oluştu. İstediğim buydu işte. Ben numaradan yaptığım ağlamayı kesince o da kendini geri çekti. Daha sonra görüşmek üzere ayrıldık.

Arkadaşıma mesaj atıp bana o eziğin tokat atarken çektiği resimleri istedim. Artık elimden kurtulamazdı.

AFRA

Ben biraz sakinleşince yanımdan sesler gelmeye başladı. Yönümü döndüğümde Aras olduğunu gördüm. Hemen ayağa kalkıp ona doğru yaklaştım.

"Burada olduğumu nerden biliyordun?"

"Her yerde seni arıyorum."

"Neden geldin?"

"Konuşmamız lazım."

"Özür dileyeceksen boşuna."

"Ne özrü? Özür dilemesi gereken kişi sensin."

"Allah Allah nedenmiş!?"

"İlayda'ya vurdun. Ne hakla? Sen kimsin ki ona vurabiliyosun?"

"Aras ne olduğunu bilmiyorsun. Benimle böyle konuşma. O bana neler dedi."

"Ne demiş olabilir ki?"

"Sen ona, aramızda bir şeyler olduğunu söylemişsin. Ne olduğunu sorma anladığını biliyorsun."

"Ne?! Ben böyle bi' şey demedim."

"O bana böyle dedi. Daha neler neler... Ben de dayanamadım."

"Ben bunları bilmiyordum. İlayda anlatmadı." dedi mahcup olmuş bir ifadeyle.

"Artık biliyorsun." Biraz yüzüme baktı sonra yürümeye başladık. Gitmesini istesem de bana eşlik etmek istediğini söyledi. Konuşmadan yürümeye devam ettik. Eve yaklaştığımızda vedalaştık.

Odama çıkıp duşa girdim. Annem evde yoktu. Sanırım yine komşuya gitti, diye geçirdim içimden. Bu kadın niye evde durmuyor, anlamıyorum. Ama bu sefer ki işime gelmişti. Acımı doya doya yaşarım!

Acısa da öldürmez Afra'm takma sen. Hem o çocuğu gözüm hiç tutmamıştı.

Kadri'yle fingirderken böyle demiyordun içses.

Duştan çıkınca telefonuma baktım. Kızlardan mesaj geldiğini görünce onlarla konuşmaya başladım. Her şeyi anlatınca kulaklarına inanamadılar.

ARAS

Kafam çok karışıktı. Hangisi haklı? Ama içimden bi' ses Afra'yı üzmek istemiyordu. İlayda'ya son zamanlarda bir şeyler oluyordu. Benim bu işin aslını öğrenmem gerekti. Eve gidip kafamı toparlamak istedim. Zaten çoktan akşam olmuştu.

Annemle babam salonda kahve içiyorlardı. Onlara selam verip odama çıktım. Balkona çıkıp biraz temiz hava soludum. Kendimi yatağa atıp başımı ellerimin üzerine koydum. Aklımdaki şüphelere engel olamıyordum. Evet, İlayda benim çocukluk arkadaşım ama bize çok ihanet etmişti yine öyle bir şey yapıyorsa... Bu onun için çok kötü olur. Toparlanıp çıktım evden. Arabama binip doğruca İlayda'nın evine sürdüm.
Yoldayken ona bi' mesaj attım:

"Size doğru geliyorum. Evde misin?"

Çok geçmeden cevap geldi:

"Evdeyim. Bekliyorum ;)"

Zaten hiçbir zaman beni reddetmezdi. Bazen aklıma 'Acaba bende gözü mü var?' diye düşünsemde bu düşünceyi hemen savururdum.
Evlerine yaklaşınca arabayı park ettim ve kapıya doğru ilerledim.

İLAYDA

Hastaneye gidip biraz rüşvetle darp raporu aldım. Daha sonra da eve geçtim. Aras'tan mesaj gelince yerimden sıçradım. Babam hâlâ işteydi annem de dernekten arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Ev bomboş. Onu kendime aşık edebilmek için böyle bir fırsat ele bir defa geçer, diye düşündüm. Kalkıp dolabı kurcalamaya başladım. Üzerime yeşil göbeği açıkta bırakıcak bi t-shirt altıma da siyah kısa şort giydim. Saçlarımı dalgalandırıp makyajımı tazeledim. Hazırdım. Çok sürmedi o da geldi zaten. Kapıyı mağdur edilmiş sevimli küçük kız bakışlarımla açtım. Bana baktı daha sonra da üzerimi süzdü. Sanırım doğru yoldaydım. Onu içeri davet edip aç olup olmadığını sordum.

"Hayır. Teşekkür ederim aç değilim."

"Bir şeyler içelim o halde." Dedim ısrar eden bir ses tonuyla.

"Peki madem." Dedi. Mutfağa gidip kendime latte ona da gazoz koydum. Kahve sevmediğini biliyordum.

ARAS

Elinde gazozla gelince gülmemek için kendimi zor tuttum. Bir an için içine ilaç atıp atmadığını merak ettim doğrusu. Korkulur bu kızdan. Üstüne giydiklerinden belli zaten özenle hazırlanmış. Keşke geleceğimi söylemeseydim. Hiç hoşlanmıyorum böyle şeylerden. Gidip üstüne bir şeyler giy, denmez ki.

Ne için geldiğimi unutmadan harekete geçmem lazımdı. Ne yapsam, diye düşünüp aniden gazozu onun üstüne döktüm.

"Çok çok pardon İlayda istemeyerek oldu."

"Yok ya önemli değil bir dakika bekle ben hemen üstümü değiştirip geleyim."

O gider gitmez telefonunu aldım elime. Bir an için şifresini düşündüm ama daha sonra ikinci parmak izinin bana ait olduğu aklıma geldi. Telefon tutuşumu düzenleyip hemen kilidi açtım. WhatsApp'ına girip kurcalamaya başladım. Bir tanesi gözüme çarptı. "Planımız işliyor :D" yazıyordu.

Korkuyla açtım mesajı. Biraz yukarı kaydırıp okumaya başladım. Ve gördüklerim karşısında şok oldum.

_____________

Biliyorum bayağıdır yazmıyorum affedin ^_^ ancak telafi edeceğim. Sizler yorum ve vote atmayınca küseyim dedim.  ama vote   👇🏻👇🏻👇🏻

BUZ KIRAĞI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin