Druid halkının en yaşlı büyücüsü genç lordlarının çadırını araladı "girebilir miyim efendim" saygıyla eğilip izin istediğinde Kyungsoo başını sallayıp, eli ile içeri girmesini işaret etti. Yaşlı adam destek aldığı değeneği ile içeri girip ardından çadırı kapattı. Genç lord oldukça huzursuz görünüyordu. "Bir sorun mu var?"
"Sabırlı olun efendimiz. Size her şeyi göstereceğim." Yaşlı adam Kyungsoo'nun yanına varıp dizlerinin üzerine çöktüğü sıra diğeri heyecanla yerinde kıpırdandı.
Büyücü demir bir tasa biraz su doldurduktan sonra tası lordunun ayaklarının dibine koydu. Kuşağına bağlı olan kabzadan hançerinide çıkarıp avuç içini Kyungsoo'ya uzattı. "Elinizi verin efendim." Kyungsoo başta bunu yapmak istemesede bu adamın büyü güçlerine güvenmek zorunda idi. Zira kendini kapana kısılmış gibi hissediyordu. Bu yüzden yüzünde ki tereddütü silip elini yaşlı adama uzattı.
Büyücü, avuç içine oturan ele baktı bir süre. Kader çizgisi oldukça kısa görünüyordu. Zaten burayada Kyungsoo'yu bu konu hakkında uyarmak için gelmişti.
Hançerini lordun avuç içine yerleştirip kader çizgisinin tam üzerinde derin bir oyuk oluşturdu. Genç adamın avuç içinden akan kanın her parçası ayaklarının dibinde duran su dolu tasın üstüne akıyordu.
Kyungsoo adamın yaptıklarını şaşkınlıkla ve aynı zamanda büyük bir merakla izliyordu. En nihayetinde büyücünün işi bittiğinde lordun avuç içini bir bezle sarıp içi kanlı su dolan tasa geri döndü.
Yaşlı adamın kırış kırış elleri tasın üzerinde daireler çiziyordu. Söylediği büyülü sözcükler ise kesinlikle Kyungsoo'nun daha önce hiç duymadığı kelimelerden oluşuyordu.
"Eğilin lordum. Buraya size gerçekleşmek için gün sayan kehaneti göstermek için geldim." Yaşlı adam su yüzeyinde çıkan görüntüleri işaret ettiğinde, Kyungsoo bu kehanetin kendisi için olmadığını umuyordu. Lakin görüntüler umduğunun aksi yöndeydi. Su yüzeyinde bulunan görüntülerde yüzünü bile görmediği bir adam tarafından öldürülüyordu.
"Kim bu?" Pelerinini geriye atıp korku ile sorduğunda, su yüzeyinde bulunan görüntüler çoktan kaybolmuştu. "Bilemiyorum efendim. Kehanette geçen kişiyi bulmak için çok çabaladım. Lakin tek bulabildiğim ruhlar aleminde ki adıydı. Ruhlar onu Emris diye çağırıyor. Fakat dünyada ki adını henüz bulamadım."
Kyungsoo ayağı kalkıp çadırının içinde volta atmaya başladı. Bir yukarı bir aşağı giderken içinden sayıkladı tek şey 'Emris' adıydı.
"Emris, Emris, Emris. Bu adı daha önce duymadığıma eminim." Kyungsoo sonunda durmuştu. Büyücü ona dönüp birkaç kere gözlerini açıp kapattı. "Söylediğim gibi bu isim onun ruhlar aleminde ki adı."
"Gerçek kimliğini nerden bulacağız?" Kyungsoo sonunda beklenen o soruyu sorduğunda büyücü ayağı kalkıp elini kalın değeneğine yasladı. "Bunu kutsanmışlar adasında yapacağız." Büyücü gülümsediğinde Kyungsoo'da aynı şekilde gülümsedi. Sol eli ile çenesini kavrayıp ardından saçlarını karıştırdı. Tekrardan volta atmaya başlamıştı. "Bunu nasıl gerçekleştireceğiz?"
"Biz değil ruhlar gerçekleştirecek." Büyücü söyleyip Kyungsoo'ya doğru birkaç adım attı. "Dünya ile ruhlar alemi arasında ki perdeyi yırtıp, kötü ruhların bizim için Emris'i bulmasını sağlayacağız."
Kyungsoo bugün birkez daha aniden şaşkınlıkla olduğu yerde durmuştu. Bu oldukça riskli bir işti. Ruhların bu dünyada serbest kalabilme ihtimali Kyungsoo içinde bir tehlike oluşturabilirdi. Gelecekte kuracağı krallığı düşündüğünde de bu konudan çok emin olamıyordu. Ama ölü olması bu krallığı kurmasına imkan vermezdi. Bu yüzden büyücüye dönüp "tamam" dedi. "Hadi gidelim şu adaya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-
FanficKrallar, Prensler, büyücü ve ejderhalar. İyilik ve kötülük. Gerçekler hiç bu kadar fantastik bir şekilde anlatılmamıştı. Çiftler: ChanBaek HunHan KaiSoo ✴ Kitap Angst değil ✴