✴16✴

2.1K 223 62
                                    

Chanyeol ve Baekhyun öpüşmelerinin ardından sanki o duygusal ortamı yaşayan kendileri değillermiş gibi birbirlerini görmezden gelerek ayrı ayrı yönlere dönüp manzarayı izlemeye devam etmişlerdi. Dakikalardır ortamda bulunan buhranlı hava ikisinide rahatsız etsede birinin bir diğerinden önce konuşmaya pek cesareti yoktu. Bu yüzden sadece sustular fakat dakikalar sonra Chanyeol bir şekilde ayağı kalkmayı başarmış Baekhyun'a bakmadan atına yönelmişti.

Baekhyun anlam veremez gözlerle Chanyeol'u süzerken diğerinin adının terkesinden matarasını alıp su içmeye başlaması oldukça kutsal görünmüştü.

Kardeşi olduğunu sandığı kişinin gözüne bu denli ulaşılmaz gözükmesi, içten içe utanmasına ve kendinden nefret etmesine neden oluyordu. Evet Chanyeol yakışıklıydı ve bir o kadar da ulaşılmaz. Hatta ve hatta erkek kadın farketmez her cinsten insanın arzulayacağı türden bir insandı. Lakin Baekhyun'un onu arzulamaya onu istemeye hakkı yoktu. Az önce yaşadıkları ise saçma sapan bir duygu patlamasından başka hiçbir şey değildi. Ve ikiside bu günü bir daha hatırlamamak üzere maziye gömecekti.

"Ormanda bir değişiklik var."

Chanyeol'un güzel yüzüne dalan Baekhyun aniden onun hipnoz etkisi veren sesini duyduğunda sonunda nerede olduklarını hatırlamayı başarıp ormanda gözlerini gezdirmeye başladı.

Söylediği doğruydu gerçektende ormanda çok tuhaf şeyler oluyordu.

Bulutlar ikilinin henüz fark etmediği bir zamanda kararmış, ağaçlar kendi aralarında tehlikenin yaklaştığını birbirlerine fısıldamaya başlamışken, neredeyse ormanın tüm hayvanları kendilerine saklanmak için bir delik aramaya başlamışlardı.

"Buradan hemen gitmeliyiz."

Büyücü aniden ayaklanıp prense doğru koşmaya başladığı sırada diğeri anın rehaveti ile öylece dona kalmıştı.

"Prensim buradan gitmemiz gerekiyor."

Baekhyun donan prense dokunma korkusu ile gözlerinin içine doğru konuştuğunda diğeri en nihayetinde kendine gelmişti.

"Neler oluyor?"

"Bilmiyorum ama iyi birşeylerin olmadığı kesin. Bu yüzden lütfen atınıza binin. Hemen buradan gitmeliyiz."

Chanyeol, ilk defa annesi babası dışında birine itaat edip kendisini atının üzerine attığı sırada yana doğru dönüp Baekhyun'un da atına binip binmediğini kontrol etmek istedi.

Genç büyücü ise henüz atının üzerinde yer almışken tehlikenin etraflarını sardığının çoktan farkındaydı. Üstelik atlarda bunu fark etmiş olacak ki huysuzca kıpırdamaya başlamışlardı bile.

"Prensim sanırım başka bir sorunumuz daha var." Baekhyun aniden prense doğru dönüp söylediğinde zaten kendisini izlemekte olan Chanyeol ile göz göze gelmişlerdi.

"Farkındayım."

Chanyeol etraflarını saran bir insan boyunun üç katı akrepleri gösterip belinde duran kılıcına uzandı.  "Onları halledebilirim. Sende bu süreçte ölmemeye çalış."

"Onları nasıl halledeceksin ki? Çok fazlalar ve zaten çok güçlü olduklarından da eminim."

Baekhyun endişe ile atının hareketlerine uyum sağlarken Chanyeol sırıtıp kılıcını bulunduğu yerden çıkardı. "Anlaşılan birileri yeteneklerimden şüphe duyuyor."

Chanyeol, Baekhyun'un konuşmasına fırsat vermeyip atından indiği sırada daha ilk dakikadan iki akrebin kafasını gövdesinden ayırmayı başarmıştı bile. Lakin bu sırada sahipsiz kaldığını düşünen atı şaha kalkıp çoktan ormanın derinliklerinde kaybolmuştu.

KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin