✴13✴

2.2K 249 73
                                    

Babasının ölümü Baekhyun'un hayatında büyük buhranlar yaratırken, oğlunu ve ruh eşini bulduğu gibi kaybeden Sehun için de durumlar pek farksız değildi.

Günlerdir yemiyor, içmiyor, odasından çıkmıyor hatta hiçbir ademoğluyla iletişime dahi geçmiyordu. Luhan'ı kaybetmiş olması onun için yeterli iken birde Baekhyun'un sarf ettiği sözler sürekli zihninden dönüp duruyordu. Kimi zaman nefes bile alamıyordu. Kendi yarattığı dünyasında her akşam ölüp, her sabah eskisinde daha cansız bir şekilde uyanıyordu.

Kyungsoo da bile suç bulamıyordu artık. Baekhyun'un da söylediği gibi tüm suç kendisindeydi. Hangi şartlar altında olursa olsun onları bulmak ve ailesine sahip olmak zorundaydı.

Hiçbir zaman Baekhyun'un hayallerinde ki gibi bir baba olamayacaktı. Zaten Luhan içinde çok geç kalmıştı.  

Yaşadıklarının ağırlığı gözlerinden sicim gibi gözyaşlarının boşalmasına neden olurken kapının tıklatılmasına aldırmadan yatağına uzanıp ağlamaya devam etti. Tüm bu yaşadıkları hayatının alt olması için fazlasıyla yeterliydi.

Saniyeler sonra eski ahşap zeminden duyulan ses kapıyı tıklatan kişinin içeriye girdiğini belli ederken arkasını dönüp kim olduğuna bakacak hali bile yoktu.

"E-efendim"

Yaşlı şifacının yorgun sesi kulaklarında bir tını bırakıp kaybolurken sustu. Zaten cevap verecek hali kalmamıştı. Ayrıca Minseok'un yüzüne bakamayacak kadar çok utanıyordu ondan.

"Günlerdir yemek yemiyorsunuz kralım. İnsanlar merak ediyorlar. Dedikodular aldı başını gidiyor."

"İnsanların ne düşündüğü umurum da değil Minseok."

"Ama baban-"

"Babamın düşüncelerinin de artık benim için hiçbir önemi kalmadı."

"Böyle düşünmeyin lütfen." Minseok kralın döndüğü tarafta bulunan ahşap sandalyeye oturup kendisine bakmayı reddeden bitkin adamın gözlerinin içine baktığı sırada diğeri derince iç çekip ellerini yüzüne kapattı.

"Benden neden kaçtığınızı anlayamıyorum?"

"Ne kadar büyük bir utanç içinde olduğumu bilmiyorsun çünkü. Yoonadan, Chanyeolden bile utanıyorum. Herşeyi yüzüme gözüme bulaştırdım. Asla iyi bir eş, asla iyi bir baba olamadım.
Chanyeol'u geçtim kendi çocuğuma bile babalık yapamadım ben."

Kral tekrar ağlamaya başladığında Minseok, Sehun'un uzandığı yatağın kenarına oturup buruşmaya başlamış yaşlı ellerini kral olanın saçlarının üzerinde gezdirmeye başladı.

"Bana karşı bir kral olmaktan çok her zaman bir arkadaş gibiydin Sehun. Bana güvenin tamdı ve bende bunun karşılığında kralıma karşı her zaman büyük bir saygıyla bağlıydım. Her ne kadar benim arkadaşım olsan da aynı zamanda kralımdın. Bu güne kadar bildiğim herşeyi sana anlattım. Ama aynı zamanda sen zarar görme diye de bazı bildiğim şeyleri senden sakladım. Bunlardan en önemlisi Luhan ve Baekhyun'un yerini bildiğim halde sana söylememiş olmamdı."

Yaşlı şifacı dinlenmek üzere cümlesini yarım bıraktığında, Kral olan aniden elini yüzünden çekip şaşkın bir ifade ile yıllardır arkadaşı bildiği insana bakıyordu.

"Ne yani? Nası-"

"Lütfen sözümü kesme herşeyi anlatacağım."

Duyduğu merakla kaşları çatılan kral doğrulup sırtını yatağının başlığına yaslarken, yaşlı büyücü yutkunum arkadaşına döndü.

"Yanlış duymadın evet. Luhan ve Baekhyun'un yaşadıkları yeri biliyordum ama sana söyleyemezdim. Kurduğun bir aile vardı ve sonra Chanyeol doğdu. Luhan zaten sırf bu yüzden gitmişti."

KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin