Kyungsoo Sehun'un odasını terk etmesinin ardından ayaklanıp üzerine birkaç parça birşey giydikten sonra akşam yemeği için büyük salona doğru ilerlemeye başladı. Bütün bu olanlara, Sehun'un suçlu olmasına rağmen zeytin yağı gibi üste çıkıp üstüne birde Kai'yi o zindana tıktırmasına inanamıyordu.
Çocukluklarında iyi iki kardeş olmalarına rağmen zaman geçtikçe değişen ve gelişen yaşamları Kyungsoo'nun da değişmesine neden olmuştu.
Kaldıramıyordu babasının Sehun'a daha çok yakın olmasını ve onu varis ilan etmesini kaldıramıyordu. Üstelik demir tahtı Sehundan daha çok kendisi hak ediyordu. Hem babasının kurallarını çiğneyerek lanet bir büyücüyle birliktede olmamıştı. Tek fark Sehun'un kralın aşık olduğu kadından olmasıydı. Kyungsoo'ya onun kadar imtiyaz tanımamasının tek nedeni kralın Kyungsoo'nun annesiyle mecburiyetten evlenmiş olmasıydı. Ama sonuçta bu annesinden bir çocuk peydah etmesine engel olmamıştı ve Kyungsoo hak ettiği herşeyi elde edecekti.
Başta demir taht olmak üzere bütün ülkenin tek hakimi olacaktı. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdı. Ve bu emele ulaşmak için karşısında ki tek engel Sehundan başkası değildi. İlk yapacağı iş ise kralın beynine girerek Sehun'u onun gözünden silip yerine varis olmaktı. Üstelik Sehun kendisini yok etmesi için resmen Kyungsoo'nun eline koz verirken bu iş kolay olacağa benziyordu.
Sonunda uzun koridorları aşıp yemek odasının önüne geldiğinde, nöbetçilerin açtığı kapıdan içeriye girip kralın yanına Sehun'un tam karşısına oturdu. Salonda bıçak çatal sesinden başka bir şey duyulmuyordu ki Kyungsoo'nun kıkırtılarını duyan Sehun ve kral kısa boylu adama dönmüştü.
"Ne tuhaf öyle değil mi? Prens Sehun güzeller güzeli karısını bir piç ile aldatıyor biz burada hiçbir şey olmamış gibi yemek yiyoruz."
Kral Suho şaşkınlıkla Kyungsoo'ya döndüğü sırada Sehun çatal bıçağını sert bir şekilde tabağının üzerine bırakıp ayağı kalkarak Kyungsoo'nun ipek gömleğinin yakalarını tutup onu sarsmaya başladı. "Meyhane köşelerinde her gece başka bir adamın altına yatan bir kadından peydah olan bir çocuğun Luhan hakkında böyle konuşması ne kadar acı?"
"Annem hakkında böyle konuşmaya hakkın yok. Senin hakaret ettiğin o kadın kralın eşiydi ve benim de annem."
Kyungsoo gözleri dolmuş bir şekilde bağırırken kral tüm bunları şaşkınlıkla izliyor oğullarının birbirlerine hakaretlerine şahit oluyordu. Gözü gibi baktığı çocuklarının bu hale gelmiş olmasına inanamıyordu.
"Yeter artık. Kesin kavga etmeyi."
Kral Suho en sonunda bağırıp yumruğunu masaya vurduğunda iki kardeş birbirinden ayrılmış lakin ateş saçan gözleri sabit kalmaya devam etmişti.
"İkinizin de iyi bir şekilde eğitilmesi için elimden geleni yaptım. Ama şu olanlara bakın. Karşımda utanmasız bir şekilde konuştuğunuz konuya bakın. Sizin krala saygınız yok mu? Bütün ülke bana karşı büyük bir saygı duyarken nasıl olurda evlatlarım benim karşımda böylesine basit bir sebepten dolayı tartışa biliyor."
Kral sinirle titrerken Sehun, Kyungsoo'nun yakasında ki elini çekip hızla büyük salondan ayrıldı. Kyungsoo istediğini elde etmiş olmanın verdiği mutlulukla gülümserken eski yerine geri oturup sinirlerini yatıştırmaya çalışan krala baktı.
"Babacığım iyi misin?"
Samimiyetsiz ses tonu ortamda yankılanırken bunu umursamadan kralın elini tuttu.
"Onu bulup buraya getireceksin Kyungsoo."
Kyungsoo kralın ne istediğini kolaylıkla anlayıp başını salladığın da derince bir nefes alıp birkez daha gülümsedi. "Getiririm ama bunun karşılığında.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-
Hayran KurguKrallar, Prensler, büyücü ve ejderhalar. İyilik ve kötülük. Gerçekler hiç bu kadar fantastik bir şekilde anlatılmamıştı. Çiftler: ChanBaek HunHan KaiSoo ✴ Kitap Angst değil ✴