✴19✴

1.4K 143 32
                                    

"Amca uyanıyor."

Baekhyun heyecanla yaşlı adama seslendiğinde diğeri ellerini beline bağladığı önlüğe silip koştur adım prensin yanına gitti. "Prensim beni duyuyor musunuz?" Yaşlı adamın kısık sesini zar zor duyan prens yavaşça gözlerini araladı. Her şeyden iki tane görüyordu. "Lütfen biraz su alabilir miyim?" Prens neredeyse iki gündür konuşmadığı için cılız çıkan sesinin rahatsız edici etkisiyle bir iki defa öksürüp boğazını temizledi.

"Hemen getiriyorum." Baekhyun Prensin yanında ayrılıp tezgahın üstünde bulunan testiden bir bardak su doldurdu. "Yardım ister misiniz?" Chanyeol her ne kadar onun yardımını istemesede elini kaldıracak hali olmadığı için mecburen başını yukarı aşağı salladı. Genç büyücü yakışıklı prensin kafasını hafifçe yukarı kaldırıp suyu içmesine yardım etti. Bu sırada Minseok prensin vücudunda bulunan diğer yara bereleri inceliyordu. Görünüşe göre Baekhyun'un getirdiği bitki işe yaramıştı. Çünkü Chanyeol'un görünürde her hangi bir yarası bulunmuyordu.

"Baekhyun'un bulduğu bitki işe yaramış neredeyse eskisi kadar sağlıklı görünüyorsunuz efendim."

"Seninle gurur duyuyorum evlat."
Minseok gururla Baekhyun'a döndüğünde diğeri utangaç bir şekilde başını eğdi. Aslında istediği bir kaç cümlede prensten duymaktı. Fakat diğeri hiç oralı olmuyordu.

"Beni odama götürür müsünüz? Bu rahatsız yatak yüzünden belim tutulmuş." Prens olan sızlanıp yavaşça doğrulduğunda Baekhyun düşmesine engel olmak için genç adamın koluna girdi. Fakat prens onu görmezden gelmeye devam ediyordu.

"Teşekkürler Minseok." Chanyeol büyücüye teşekkür edip odasının yolunu tutarken Baekhyun halen daha ona bir şey olur korkusu ile kolundan tutuyordu. Sonunda şifacının odasından ayrılıp merdivenleri tırmanmalarının ardından Chanyeol, Baekhyun'un elini kolundan çekti. "Bundan sonrasını ben hallederim."

"Lütfen. Size odanıza kadar eşlik edeyim." Baekhyun ısrarla söyleyince diğeri kabul etmek zorunda kalmıştı. Odaya girdiklerinde Chanyeol üzerinde ki gömleği çıkarıp yatağına uzandı. Baekhyun üstsüz vücuduna bakmamak için başını eğdi.

"Ümitlenmemelisin Baekhyun." Baekhyun ne söylemek istediğini anlayamamıştı.

"O gün ormanda olanlardan bahsediyorum. Sadece boş ve duygusal bir anıma geldi. Özür dilerim. Lütfen o öpücükten bir anlam çıkarma. Sadece basit bir şeydi. Anlamsız ve önemsiz anlatabiliyor muyum?"

Baekhyun şaşkınlıkla prensi dinlerken dolan gözleri görüşünün bulanıklaşmasına neden oluyordu. "Hayır. Asla efendim öyle bir anlam çıkarmam söz konusu değil."

"Güzel o zaman bana yeni kıyafetler getir. Ve şu kirlilerinde icabına bak."

Baekhyun itaatkar bir şekilde başını sallayıp temiz kıyafetler çıkardı. Kirlileri temizlerle değiştikten sonra çamaşırları alıp odadan çıktı. Bu odada daha fazla kalmaya tahammülü de gücü de yoktu.

✴✴✴

Akşam yemeği kral, kraliçe ve prens için hazırlandığında genç prensin hizmetkarı ve diğer yardımcılar yemek masasının hemen önünde hazır bir şekilde bekliyorlardı. Birkaç dakikanın ardından kral, kraliçe ve prenste gelmişti. Baekhyun hüzünle onları süzdü. Güzel bir aile tablosuydu. Luhan'ın asla yaşayamadığı ve Baekhyun'un da asla yaşayamayacağı.

"Bir sorun mu var Baekhyun?" Kraliçe merakla sorduğunda Chanyeol hariç herkes Baekhyun'a dönmüştü. "H-hayır efendim bir sorun yok. Ne içmek istersiniz acaba?"
"Kırmızı şarap lütfen."

Kraliçe bardağını uzattığında kral ve prenste ona eşlik etmek için bardaklarını uzatmışlardı. Baekhyun bardakları şarap ile doldurup masaya koyduğu sırada diğer hizmetçilerde yemek servisine başlamıştı.

KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin