1.BÖLÜM 🌿🌿

10K 255 91
                                    

Herkes kitaba başlama tarihini atabilir mi!!!

Multi:Havin
Güne yine zavallı abimin bağırmasıyla uyandım.Artık her sabah bu bağırışmaları duymaya alışmıştım. Aslında ben değil tüm konak alışmıştı. Merdivenlerden bir ses duymamla yorganı kafama çekmem bir oldu . Annemin Havin diye bağırışını işittim, anlaşılan bugün de bana uyku yoktu.
Bağırmasıyla içeriye dalması bir oldu. Anlamıyorum madem içeriye dalacaksın neden konağı inletip
bağırıyorsun?

"Kız Havin kalk kış uykusuna mı yattın? Duymadın mı abinin bağırışlarını"

"Duydum anne duydum!"

Bu arada ben size nereli olduğumu
söylemedim. Ben Şanlıurfa'nın Viranoğlu aşiretinin en genç üyelerindenim.

"Yarın öbür gün el kapısına gidince ben seni o zaman görürüm."

Annemin sözleriyle içimi çok büyük bir sıkıntı kapladı. Çünkü evlenmek benim için bir kabustu. Babamı zar zor ikna ettiğim okuluma devam etmek istiyordum ve devam edecektim.

"Asla, siz benim anca turşumu kurarsınız."

"Abin de böyle konuşuyordu, şimdi kendi evlenmek istiyor."

Annemin laflarıyla boğazımda bir yumru hissettim. Çünkü okuluma devam edip Avukat olmak istiyordum. Bizim burada kızların okuması fazla hoş karşılanmazdı. O yüzden koskoca aşirette kızlardan sayılı kişiler okuyordu bunlardan ikisi de kuzenim Dilan ve bendik.Dilan demişken;
Dilan benim can dostum hatta kardeşim bile diyebilirim. Aynı yaştayız ve ilkokul birden 12.sınıfa kadar aynı sınıflardaydık. Birbirimiz için canımızı bile verebilirdik. O da sınıf öğretmenliği okumak istiyordu. Bu meslekleri seçmemizin nedeni benim, aşiretimizin yıllar boyu süren kan davalarına bir nebzede olsa son vermek istiyorum. Dilan ise okumayan kız çocuklarını okumaya teşvik etmek istiyordu. Daha on yaşındayken birbirimize söz vermiştik. Hayallerimizi gerçekleştireçektik. Annemin sesiyle irkildim;

"Kız ne daldın öyle sen de mi Zin oldun?"(Mem ile Zin kürt aşıklar)

"Tamam ya tamam sen çık ben geliyorum."

Hemen üzerime çiçekli, dizlerimin beş karış altında biten kırmızı bir elbise giydim. Siyah saçlarım uzun olduğu için taramam biraz zaman aldı. Hızlıca salaş bir örgü yapıp çıktım, sonra Dilana ördürürdüm.
Odadan çıktığımda abimin odasının kapısını açık gördüm. Kesin yine babamla tartışmışlardı. Hemen odasına girip arkamdan kapıyı kapattım. Abimi yatakta otururken gördüm. Zavallı abicim gözleri kan çanağına dönmüştü zaten kaç günden beri doğru dürüst uyuduğunu görmedim. Bende yatağın diğer ucuna geçip usulca oturdum. Dönüp bana baktı o simsiyah gözlerinin altında o kadar çok şey yatıyordu ki. Ama ilk defa onu bu kadar boş bakarken gördüm. Sanki herşeyi göze almıştı ve bu beni gerçekten çok korkutuyordu. Abime biraz yanaştım ve sarıldım. Abim ve benim aramda diğer abi kardeşlerden farklı bir bağ vardı. O her zaman benim arkamda durmuştu . Özellikle okulum konusun da babamı ikna eden de oydu
Şimdi ise onun benim desteğime ihtiyacı var. Ve ben sonuna kadar ona
destek olacaktım. Abime;

"Yine Rojda'yımı düşünüyorsun?" dedim.

"Hiç aklımdan çıkmıyor ki."

Canım abim yaa.Ne kadar da güzel seviyordu.

"Ben eminim ki babam eninde sonunda ikna olacak."

Aslında babamın ikna olmayacağını o da bende çok iyi biliyorduk. Abim de sanki içimi okumuş gibi

"Olmayacak!"

Tam abime moral verecek bir şey söyleyecektim ki annem sesiyle konuşmamız bölündü.

"Havin neredesin kız. Dilan seni çağırdı."

"Tamam geliyorum."

O an sadece abimin sırtını sıvazlamakla yetindim. Ona herşeyin
düzeleceğini söylemek isterdim ama
bunun mümkün olmayacağını biliyordum. Abime üzülerek odadan
çıktım. Merdivenlerden inerken Dilan
nın muşmula suratını gördüm, ve merdivenlerden uçarak indim. Yanağına en sevmediğinden
sulu bir öpücük kondurdum. Dilan'nın homurdanmalarını dinlemeden mutfağa daldım. Mutfakta çalışan Asiye ablayı kahvaltı hazırlarken gördüm. Kahvaltıyı görmemle karnımın guruldaması bir oldu. Dilimlenmiş salatalıklara hevesle atıldım. Asiye ablanın elime vurmasıyla hevesim kursağımda kaldı. Ona en masum bakışımı atıp vicdanıyla başbaşa bıraktım.Bana hiç kıyamazdı ve bu ona yeterdi.

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin