Annemin çığlıklarını duyabiliyordum.
Babamlar hızla odadan çıkıp belinde
ki silahları çıkartıp aşağıya indiler.
Alaz ile göz göze geldiğimizde bana o
kadar derin bakıyorduki o bakışların
altında ezilmekten korkmuştum.O da hemen silahını çıkartıp ;"Pencerelerden uzak durun, yengemi
tek bırakmayın ve sakın odadan çıkmayın"dedi.Annemin odasına doğru giderken
kapı açıldı ve annem odadan çıktı.
Telaşlı bir sesle;"Kaçkemın(kızım) hadi siz içeri geçin"
Annemin bu sözlerine kulak asmadan annemi de kolundan tutup zorda olsa
odaya girdik. Silah sesleri dışarıda tüm hızıyla devam ediyordu. Kırılan
bir kaç pencerede cabası. Odaya girdiğimizde Dilan hızla pencereye koştu. Ben de hemen ona engel olmaya çalıştım ama beni farketmeden ittirdi. Sonra birden çığlık atmaya başladı. Ben ve annem ne olduğunu anlamadan yanına koştuk. Sadece bir yere odaklanmış delirmişçesine ağlıyordu. Ne olduğunu anlamak için baktığı yere bakınca Turgut'un kolunu tutup
hala karşı tarafa silah sıktığını gördüm. Daha şokumu atlatamadan odadaki cam gürültülü bir şekilde patladı. Üçümüzde aynı anda çığlık atıp yere çöktük. Her yer cam kırıkları olmuştu.Bir anda silah sesleri kesildi. Sesler kesilince anneme ve Dilan'a baktım.
İkisininde yüzleri korkudan sapsarı olmuştu. Aklıma gelen şeyle içimi endişe kaplamıştı. Hemen;"Babama birşey olmamıştır değil mi?"
dedim.Annem hemen kendine gelip ağlayarak ayağının çıplak olmasını umursamadan kırılmış pencereye koştu. Babamın bağırışını duymamla bir oh çektim. Başka zaman olsa bu sesten korkardım ama şuan bu sesi duyduğuma şükrediyordum. Bende pencerenin önüne geçtim ve izlemeye başladım. Ortalık savaş alanı gibiydi.
Gözlerimle babamı aramaya çalıştım, yüzü pencereye dönüktü. Sinirli bir
şekilde karşısındaki adama bir şeyler söylüyordu. Konağın içine aniden siren sesleri ile birlikte jandarmalar arabalarından indiler. Kesin silah seslerinden dolayı gelmişlerdi. Ama kim babamlar şikayet edecek kadar cesaretliydki... Jandarmalar dan sanırım komutan olan konuşmaya başladı.Bir anda babam olduğu yere çöktü.
Karşı tarafında babamdan farkı yoktu
Bunu görür görmez hepimiz aşağıya indik. İlk defa babamı ağlarken gördüm. O an kalbim de bir yumru hissettim. Kesin kötü bir şey oldu.
Hemen babamın yanına gittim.
"Ne oldu?" diye sordum ama kimse den çıt çıkmıyordu. Babam zar zor nefes alıyordu. Amcam da babamdan farksızdı. Alaz'a baktığımda onunda gözleri dolmuştu. Ama sert duruşun dan ödün vermiyordu. Ne oluyor anlamında kafamı salladım fakat karşılık alamadım. Alaz tam yanıma geliyordu ki annemin feryatlarıyla durmak zorunda kaldı. Annem;"Ne oldu burada!! Reşit ağam bu askerler niye geldiler??"
Babam sadece kafasını yere eğmekle yetindi. Annem bu seferde soran gözlerle amcama baktı. Amcam tam konuşacaktı ki yutkundu.
Ve sonra;Sıraç deyip, tekrar sustu. Annem abimin ismini duyar duymaz amcamın ayaklarına kapandı.
"Bekir söyle ne oldu oğluma?"
O an annemin yere yığılışı o kadar canımı yaktı ki, gözlerimden birer damla yaş aktığını hissettim. Abime bir şey olmuştu, ama ne? yoksa, yoksa onu öldürdüler mi? Allah'ım bunun düşüncesi bile beni bitirmeye yetiyor-du. Allah'ım ne olur sen abimi bize bağışla. Alaz o anki acizliğimi fark etmiş olacak ki gelip bana sarıldı. Ve o an düşüncelerimin doğru olduğunu anladım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Tam o sırada sert bir ses duydum ama ses tanıdık değildi. Ses karşı taraftan geliyordu.
"Kızımı siz öldürdünüz, katilsiniz, namussuzsunuz. Kan akıtmadan bu iş bitmeyecek benim canım nasıl yandıysa sizin canınızda öyle yanacak" dedi.
Bülüm Sonu!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Ficțiune adolescenți********** Bazen tüm sözler tükenmiş. Tüm yollar kapanmış. Tüm ihtimaller tıkanmıştır. İşte o anda içinde iki ses yükselir. Biri "sabret" diğeri "isyan et" der... Hangisine uyacağını kaderin çizer... **********