5.BÖLÜM🌿🌿

4.3K 207 6
                                    

Annemin çığlıklarını duyabiliyordum.
Babamlar hızla odadan çıkıp belinde
ki silahları çıkartıp aşağıya indiler.
Alaz ile göz göze geldiğimizde bana o
kadar derin bakıyorduki o bakışların
altında ezilmekten korkmuştum.O da hemen silahını çıkartıp ;

"Pencerelerden uzak durun, yengemi
tek  bırakmayın  ve  sakın  odadan çıkmayın"dedi.

Annemin  odasına  doğru  giderken
kapı açıldı ve annem odadan çıktı.
Telaşlı bir sesle;

"Kaçkemın(kızım) hadi siz içeri geçin"

Annemin bu sözlerine kulak asmadan annemi de kolundan tutup zorda olsa
odaya girdik. Silah  sesleri  dışarıda tüm hızıyla devam ediyordu. Kırılan
bir kaç pencerede cabası. Odaya girdiğimizde Dilan hızla pencereye koştu. Ben de hemen ona engel olmaya  çalıştım ama beni farketmeden ittirdi. Sonra  birden  çığlık atmaya başladı. Ben ve annem ne  olduğunu  anlamadan yanına koştuk. Sadece bir yere odaklanmış delirmişçesine ağlıyordu. Ne  olduğunu  anlamak  için  baktığı yere bakınca Turgut'un kolunu tutup
hala  karşı  tarafa  silah  sıktığını gördüm. Daha şokumu atlatamadan odadaki cam gürültülü bir şekilde patladı. Üçümüzde  aynı anda çığlık atıp yere çöktük. Her yer cam kırıkları olmuştu.

Bir anda silah sesleri kesildi. Sesler kesilince anneme ve Dilan'a baktım.
İkisininde yüzleri korkudan sapsarı olmuştu. Aklıma  gelen şeyle  içimi endişe kaplamıştı. Hemen;

"Babama birşey olmamıştır değil mi?"
dedim.

Annem hemen kendine gelip ağlayarak ayağının çıplak olmasını umursamadan kırılmış pencereye koştu. Babamın bağırışını duymamla bir oh çektim. Başka zaman olsa bu sesten korkardım ama şuan bu sesi duyduğuma şükrediyordum. Bende pencerenin önüne geçtim ve izlemeye başladım. Ortalık savaş alanı gibiydi.
Gözlerimle babamı aramaya çalıştım, yüzü pencereye dönüktü. Sinirli bir
şekilde karşısındaki adama bir şeyler söylüyordu. Konağın  içine  aniden siren sesleri ile birlikte jandarmalar arabalarından indiler. Kesin  silah seslerinden dolayı gelmişlerdi. Ama kim babamlar  şikayet  edecek kadar cesaretliydki... Jandarmalar dan  sanırım komutan olan konuşmaya başladı.

Bir anda babam olduğu yere çöktü.
Karşı tarafında babamdan farkı yoktu
Bunu görür görmez hepimiz aşağıya indik. İlk  defa  babamı ağlarken gördüm. O an kalbim de bir yumru hissettim. Kesin kötü  bir  şey  oldu.
Hemen babamın yanına gittim.
"Ne oldu?" diye  sordum ama  kimse den çıt çıkmıyordu. Babam zar zor nefes alıyordu. Amcam da babamdan farksızdı. Alaz'a baktığımda onunda gözleri dolmuştu. Ama sert duruşun dan ödün vermiyordu. Ne oluyor anlamında kafamı salladım fakat karşılık alamadım. Alaz tam yanıma geliyordu ki annemin  feryatlarıyla  durmak zorunda kaldı. Annem;

"Ne oldu burada!! Reşit ağam bu askerler niye geldiler??"

Babam sadece kafasını yere eğmekle yetindi. Annem  bu  seferde soran gözlerle amcama baktı. Amcam tam konuşacaktı ki yutkundu.
Ve sonra;

Sıraç deyip, tekrar sustu. Annem abimin ismini duyar duymaz amcamın ayaklarına kapandı.

"Bekir söyle ne oldu oğluma?"

O an annemin yere yığılışı o kadar canımı yaktı ki, gözlerimden birer damla yaş aktığını  hissettim. Abime bir şey olmuştu, ama ne? yoksa, yoksa onu öldürdüler mi? Allah'ım bunun düşüncesi bile beni bitirmeye yetiyor-du. Allah'ım ne olur sen abimi bize bağışla. Alaz o anki acizliğimi fark etmiş olacak ki gelip bana sarıldı. Ve o an düşüncelerimin doğru olduğunu anladım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Tam o sırada sert bir ses duydum ama ses tanıdık değildi. Ses karşı taraftan geliyordu.

"Kızımı siz öldürdünüz, katilsiniz, namussuzsunuz. Kan akıtmadan bu iş bitmeyecek  benim  canım  nasıl yandıysa sizin canınızda öyle yanacak" dedi.

Bülüm Sonu!!

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin