Yeni bölümle tekrar merhabalar!!!
Arkadaşlar artık sınır;
30 vote
30 yorum——————
HAVİN’DENÇok heyecanlıydım yarın sınavım vardı ve ben daha nasıl gideceğimi bile bilmiyordum. Sabahtan beri Baran’a nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Saat gecenin on ikisi olmuştu ama Baran hala ortalıkta yoktu. Halbuki İstanbul’dan geldiğimizden beri hep saatinde gelirdi ve artık yanımda uyumaya başlamıştı. Bana artık eskisi gibi kötü davranmıyordu ve artık benimle daha çok ilgileniyordu. Bu beni çok mutlu ediyordu, onun da mutlu olduğunu biliyorum. Erken uyumam gerekti ama Baran’ı beklemek zorundaydım keza sabah erken kalkmam gerekti.
Saat epey geç olmuştu ama hala yoktu. Tam ayağa kalkıp pencereden bakacaktım ki odanın kapısı açıldı ve Baran sarsak adımlarla içeriye girdi. Her an yere düşecekmiş gibi duruyordu, sendeleyince hemen onun koluna girip yatağa usulca yatırdım. Kesin içmişti, çünkü leş gibi içki kokuyordu.
"Baran ne bu halin?"Dedim oflayarak.
"Ne varmış halimde,"dedi mayhoşça.
"Neden içtin sen?"
"İçmem için bir sebep olması mı lazım? "
Ayakkabılarını çıkarmak için kalktığımda Baran;
"Gitme," diye fısıldadı. Gitmeyeceğim diyecektim ki beni yanına çekti, bende usulca yanına kıvrıldım.
Her sabah kalktığımda ben onun göğsünde olurdum ama bu sabah o benim göğsüme kafasını koymuştu. Şu an küçük bir çocuktan farkı yoktu. Büyük eli elimi kavradı. Kırılacak gibi nazikçe tutuyordu, elimi yüzüne götürdü ve kokusunu soludu sonra ise uzunca bir öpücük kondurdu. O elimi bırakıp belime sarılmıştı ama benim elim hala onun yüzündeydi. Birden konuşmaya başladı;
"Kokunun bana ne kadar huzur verdiğini bilemezsin,"dedi mırıldanarak.
Sözleri karşısında dilim tutulmuştu, söyleyecek cevabım yoktu ama tek bildiğim bu sözleri uzun zamandan beri bekliyormuş gibi mutlu olmamdı.
"Biliyor musun? Seni ablama çok benzetiyorum, sende onun gibi beni tamamlıyorsun"
Bir şey söylemek istemiyordum, sesimin o an çıktığı kadarıyla;
"Bende"diyebildim.
"Havin" dedi mırıldanarak.
"Efendim"
"Biliyor musun? Ablamı çok özledim" dedi. O an elimde bir ıslaklık hissettim.
"Bende ağabeyimi çok özledim" dedim.
Onu ağlarken görmek yüreğimde tarifsiz bir sızıya neden olmuştu. Sanki bende onu bekliyormuş gibi gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Ona destek vermek amacıyla gözyaşlarımı silip saçlarını okşadım. Daha fazla gözyaşlarıma engel olamayıp usul usul ağlamaya başladım.
Sabah uyandığımda Baran’ın hala göğsümde uyuduğunu fark ettim. Anlaşılan o şekilde ağlaya ağlaya uykuya dalmıştık. Aklıma bir an sınavım olduğu geldi. Allah’ım alarmı da kurmamıştım, geç mi kaldım acaba.
Yatağın diğer ucunda ki telefonu görünce Baran’ ı uyandırmamaya dikkat ederek uzanıp aldım. Şans benden yana olacak ki saat henüz erkendi. Ama ben Baran’a hala söylememiştim, nasıl yapacaktım. Baran’ı uyandırmamaya dikkat ederek kalkmaya çalıştım fakat Baran bir anlığına gözlerini aralayıp;
"Nereye"deyip elini saçlarına götürdü ve yüzünü buruşturdu. Anlaşılan başı ağrıyordu.
"Geleceğim" diye fısıldadım ve hızlı hareketlerle kalktım.
"Gel ama..."
Şu an o kadar tatlı duruyordu ki, bir an nasıl bırakıp gideceğimi düşündüm. Geleceğim dedim ama o çoktan uykuya dalmıştı. Hemen gidip üzerimi değiştirdim, çantamda gerekli olan malzemeleri kontrol ettikten sonra ses çıkarmamaya çalışarak odadan çıktım. Öyle bir tedirginlikle merdivenlerden indim ki, sanki evin içinde hırsızmışım gibi hissettim. Nihayet dış kapıya gelmiştim ki gördüğüm kişi ile şok olmuştum.
"Alaz ne arıyorsun sen burada?"
"Seni almaya geldim, sınava girmeyecek misin?'
"Gireceğim… gerek yoktu ben giderdim."
"Havin şehir merkezi uzak nasıl gideceksin, gel işte" diyerek arabayı işaret etti.Evet bu konak şehir merkezine biraz uzak bir yere yapılmıştı, sanırım buranın sessizliğinden dolayı.
Bir an birilerinin göreceğinden korkup , Alaz’ın teklifini kabul edip arabaya bindim. Alaz arabayı çalıştırırken;
"Sınava daha var, eminim kahvaltı yapmamışsındır, önce bir kahvaltı yapalım"
"Hayır hayır gerek yok, beni okula bırakman yet…"
Sözlerimi bitirmeden Alaz itiraz edip;
"Aç, aç sınava girilmez Havin itiraz istemiyorum."
O kadar heyecanlıydım ki aklımda varsa yoksa sınav vardı. Açıkçası o an kendim de itiraz edecek bir güç bulamamıştım.
Alaz ile sakin bir yerde kahvaltı yaptık. Tabii ben heyecandan hiçbir şey yiyememiştim. Sonra ise Alaz beni sınav yerine bırakıp bekleyeceğini söyledi. Fakat ben eve döndüğümde herkesin uyanık olacağını bildiğimden istemedim.
☺☺☺
Bölüm Sonu...
Arkadaşlar yorum ve votlerinizi bekliyoriluz...👇👇👇👇👇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
أدب المراهقين********** Bazen tüm sözler tükenmiş. Tüm yollar kapanmış. Tüm ihtimaller tıkanmıştır. İşte o anda içinde iki ses yükselir. Biri "sabret" diğeri "isyan et" der... Hangisine uyacağını kaderin çizer... **********