12.BÖLÜM🍀🍀

3.3K 158 2
                                    

  Keyifli Okumalar..,🤗

İçinde anne sevgisi ve şefkati olan herkesin anneler günü kutlu olsun..

Multi: Havinin elbisesi

O günün üzerinden tam bir hafta geçmişti. Karmakarışık duygular içindeydim.Öte yandan abim hâlâ kayıptı,  arama çalışmalarından hiç bir sonuç elde edememiştik. Bunların hiçbiri yetmezmiş gibi akşama istemeye geleceklerdi. Bunu düşündükçe çıldırıyordum. Daha isteyecek adamın yüzünü bile görmemiştim. Düşüncelerime  Dilan'nın içeriye dalması ile son verdim. Dilana gerçekten borçluydum
morelimi düzeltmek için her türlü şebekliği yapıyordu. Dilan;

"Sen de iyi naz yaptın haaa, kalk çabuk!"

" Of Dilan yaa, dalga geçme!!"

"Dalga denizde olur. Hadi kalk!! kahvaltı yapıp annemlere yardım edelim. Sonrada seni bir güzel hazırlayalım."

"Sen bu enerjiyi nereden buluyorsun ya, sanki gerçekten sevdiğim adamla evleniyorum."

"Öyle deme .Hem herkes sevdiği ile mi evleniyo? Ben hissediyorum siz çok mutlu olacaksınız!!"

"Avutman bittiyse aşağıya inelim"

Dilan cevap yetiştiremiyeceğini anlamış olacak ki sadece göz devirdi. Belkide haklı olduğumu bildiği için sessiz kalmıştı. Yataktan kalkıp saçımı ev topuzu yaptım, beraber aşağıya indik. Uzun zamandan beri ilk defa bütün aile sofradaydı. Amcama ve yengeme selam verip oturacaktım ki Alazla göz göze geldim, gözleri kıpkırmızıydı, saçları herzamankin den daha dağınıktı..
Onun o haline daha fazla bakamadım.
Yüreğimin acıdığını hissetim, ona karşı birşey hissetmesemde benim yüzümden bu haldeydi. Babam bizim sofraya oturmamızla birlikte;

"Herkese afiyet olsun" dedi.

Herkes yemeğe başladı ama ben ve Alaz başlayamamıştık. Kaç günden beri iştahtan kesilmiştim birşeyler yiyemiyordum. Babam bunu fark etmiş olacak ki;

"Kızım hadi birşeyler yede kendine gel yüzün çok solgun hasta olacaksın, hem bugün sen Viranoğlularını temsil edeceksin."

Babama ters bir cevap verecektim ki sofradakilerden çekindiğim için birşey diyemedim.Ama bakışlarımdan
rahatsız olmuş olacak ki başını tekrar tabağına çevirdi. Tabağa sertçe vurulan çatal sesiyle irkildim. Sesin geldiği yöne baktım. Alaz hışımla masadan kalkıp;

"Müsadenizle" dedi ve bahçe kapısına doğru ilerledi. Sevda yengem arkasın dan;

"Alaz oğlum nereye daha hiç birşey yemedin" dedi. Ama Alaz çoktan gözden kaybolmuştu.

Kahvaltının kalan kısmı sadece çatal ve bıçak sesleriyle geçmişti. Kahvaltı muhabbeti bitince annem herkese birer görev verdi, bütün işlere yetecek kadar yardımcımız olmasına rağmen annem kendi elinin değmesini  istiyordu. Galiba anneme rahat batıyordu. Hatta annemin bu iş takıntısın dan dolayı çoğu ev işini biliyordum. Akşama kadar temizlediğim yerleri tekrar temizlemiştim. Temizlikle birlikte Dilanın homurdanmalarını dinlemiştik. Hanımefendi akşama kadar şikayet etmekten usanmamıştı.

Bu temizlik  benim içi pekte kötü değildi en azından kafam dağılmıştı. Temizlikten sonra hepimiz kurt gibi acıkmıştık, neyse ki Asiye abla bunu düşünmüş sofrayı hazırlamıştı. Birşeyler atıştırdıktan sonra Dilan;

"Kuzum benim duş almam lazım, sen odana çık temizlen beni bekle, sakın elini birşeye vurma, deyip göz kırptı."

Dilan'ın  gidişiyle beraber aşağıda biraz oyalanıp odama çıktım. Duşumu alıp bornozumla birlikte banyodan çıktığımda Dilan çoktan gelmiş dolabımı kurcalıyordu. Hatta o kadar dalmıştı ki banyodan çıktığımı bile fark etmemişti. Dilana doğru ilerlerken kapı açıldı gelen annemdi içeriye girip anne şefkatiyle saçımı okşadı ve;

"Hadi biraz acele edin sonra iki ayağımız bir pabuca girmesin." dedi Dilan da;

"Tamam yenge hemen elbiseleri seçelim bizi oyalama" dedi gülerek.
Annemin aklına bir şey gelmiş olacak ki;

"Ha bu arada elbise demişken fazla açık olmasın, karşı taraf münasip görmeyebilir." deyip ikimizinde yanaklarına birer öpücük kondurdu.
Annemin odadan çıkmasıyla Dilan ile göz göze geldik Dilan;

"Düşündüğüm şeyi yapmayacaksın demi." dedi bu kız beni gerçekten iyi tanıyordu.

"Tabi ki düşündüğün şeyi yapıcam."
hemen dolabımın önüne geçip o gün Asiye ablanın çıkardığı omuzları açık uzun beyaz elbisemi elime aldım. Dilana sallayıp;

"Çok açıkta değil haniii." deyip göz kırptım. Dilan ise;

"Senden korkulur valla"dedi.

"Madem açık giyinmemiz münasip değilse bizde açık giyiniriz."

Sözlerim üzerine Dilan kahkaha atmaya başladı, gülmesi bitince;

"Hadi elbiseyi giyde gel o Aslı cadısına gününü gösterelim."

Dolaptan beyaz iç çamaşırlarımı alıp banyoya yöneldim. Giyinip çıktığımda  Dilan;

"Oo fıstık, bu gece boşmusun bari. Bu güzelliği kaçırmak istemem."

"Iyyy sapık!!maalesef tipim değilsin." dedim gülerek. Dilan da sahte bir hüzünle;

"Öylemii neyse diğer taliplerimize bakarız."

İkimizde kahkahalara boğulmuştuk.
Dilan kendine gelip ısıttığı maşayı elime verdi ve;

"Sen saçlarını hafif dalgalandır bende üzerimi giyinim."

Dilan en son çarşıya çıktığımızda aldığımız siyah tulumu giymişti. Çok güzel olmuştu. Benim saçlarım hafif dalgalı onun ki ise düzdü. İkimizde sade bir makyaj yapmıştık. Aynanın karşına geçtiğimizde Dilanın vitrin mankenlerine benzediğini fark ettim.
Dilan kolumdan tutup dönderdi ve;

"Gerçekten taş gibi hatun oldun." dedi
Sözlerine ister istemez kıkırdadım. Aynadan bakarken yengemi gördüm ne zamandır buradaydı hiç bir fikrim yoktu. Yengmin konuşmasıyla ona döndük;

"Maşallah benim kızlarıma, çok güzel olmuşsunuz."
Dilan kıkırdayıp;

"Tabi anne kimden bahsediyoruz."

Yengem ise gülerek karşılık verdi.
Yengemin birden yüzü düştü ve;

"Kızım abine ulaşamıyorum, kahvaltıdan sonra hiç görmedim bi de sen arasan." dedi Dilan telaşlanıp;

"Tamam, anne ben hemen arayayım" dedi. Hızlıca Alazı aradı, bir kaç defa
aynı işlemi tekrarlayıp;

"Benim telefonada bakmıyo acaba birşey mi oldu?" dedi endişeyle

Acaba Alaz neredeydi, bir şey mi olmuştu. Benim yüzümden başına birşey gelirse kendimi asla affetmezdim...

Bölüm Sonu!!
Yorum ve votelerinizi bekliyoruz..🤗🤗

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin