YAZ YAĞMURU

16.Bölüm🌿🌿

Keyifli Okumalar!!🤗🤗

Baran'dan Devamm.....

Günlerdir öfkeme hakim olamıyordum, tıpkı bugün de olduğu gibi..

Merak ediyordum da onlarında ciğerleri benim ki kadar yanıyormuydu, çok öfkeliydim ve bu öfkenin ateşi sadece beni değil iki aileyi birde yakacaktı...

Geçen gün geldiğim konağa geldim,  o an bu evi başlarına yıkmak istedim.
Kapıda bekleyen adamlardan birine ağalarını çağırmalarını söyledim. Adam Reşit Ağam mı? Diye sorunca adının Reşit olduğunu öğrendim. Ona sert bir şekilde kafamı sallayarak yanıt verdim. Biraz sonra orta boylu, dik duruşlu biri göründü. Tipinden ağa olduğu anlamıştım zaten... "Pabucumun ağası"

İçimden ne geldiyse söyledim bağırıp, çağırdım... Bütün öfkemi üzerine kustum o da bana bağırmaktan çekinmemişti. Sonra ilk geldiğimde gördüğüm çocuk geldi;

"Amca neler oluyor, kim bu??" diye sordu. Hemen söze atıldım;

"Ben mi kimim?? Bulaşmak isteyeceğiniz en son kişiyim ama siz çoktan bulaştınız!!"

Sözlerimin bitimiyle çarşıda gördüğüm kız avluya geldi,  bir bu eksikti. İstemsizce süzdüğümde dizlerinin üzerinde biten saten bir gecelik durduğunu fark ettim. Açıkçası şaşırmıştım. Buralarda böyle asla dışarı çıkmazlardı, şahsen bana da tersti ama aceleyle geldiği belli oluyordu sanırım seslerden korkmuştu. Yanında ki lavuk önüne geçerek kıza sinirlice birşeyler söyledi. Neyse ne yapıyorlarsa yapsınlar umrumda değildi. Son kez Reşit Ağayı tehdit ederek hızlıca oradan ayrıldım. Günlerce arama kurtarma ekibiyle ablamı aramıştık
fakat hiçbir haber çıkmadı. İyice umudumu yitirmiştim. Ama içimde yaşadığına dair bir his vardı sanırım kabullenemiyordum. Hâlâ oğlularına sahip çıkamadıkları için o aileye sinirliydim. Bu yüzden babam' berdel' konusunu açtığında itiraz etmedim. Kızlarıda aynı acıyı çekecekti. Yadem zorlamasaydı asla o kızı istemeye gitmezdim. Nasıl olsa vericeklerdi, hele orada davrandığı ukala davranışları beni delirtmeye yetmişti. Anlaşılan bu kızı çok şımarmışlardı yada aşırı cesaretliydi. Onun da bu evliliği istemediğini biliyordum. Buna gece yüzüğü çıkardığında emin olmuştum. Aslında dik duruşu biraz hoşuma gitmişti, en azından mızmız değildi.

Şimdi de sözde yarın düğünüm olacaktı!! Yine ablama yakın hisettiğim yerde Fıratın yanındaydım. Yadem kınaya gitmem için çok ısrar etmişti, ablamdan sonra bir tek o kalmıştı. Zaten yaşlı olduğu için hastalıkları ilerlemişti .Bu yüzden onu kırmak istemiyordum .Hiç olmazsa yademe görünmek için konağa gitmeye karar verdim . Konağın önüne geldiğimde gelen ses ile yüzümü buruşturdum, resmen birbirlerini kandırıyorlardı.Arabadan inip konağa doğru baktım, balkonda mustakbel karımı gördüm . Dokunsan ağlayacakmış gibi bir hali vardı. Üzerinde yademin seçtiği bindallı vardı , her ne kadar kendime itiraf edemesemde  güzel  görünüyordu. Daha sonra anneside  balkona geldi .Kıza birşeyler söyleyip yüzünü okşadı, daha çok avutur gibi bir hali vardı .İçeriye girmekten vazgeçip tekrar eve döndüm.Saatlerce boş boş etrafı seyrettim . Bizimkilerin gelmesiyle kınanın sona erdiğini anladım.Aklıma gelen sinsi fikirle telefonumu elime alıp geçen adamlarımın bulduğu telefon numarasını tuşladım ve mesaj bölümüne girdim .Onu içten içe sinir etmek hoşuma gidiyordu.

"İyi geceler müstakbel karıcığım, iyi uyu olur mu?  Yarına dinç olman gerek demi !!!"

Havin'den

Sabah sabah okuduğum mesaj karşısında yüzümü buruşturdum. Geri zekalı resmen dalga geçiyordu , Baranı  anlamak zordu gerçekten. Şu an onunla uğraşmak istemiyordum , yada uğraşacak durumda değildim. Bugün şunu anladım ki;
"Bu hayatta ne oldum değil ,  ne olucam diyecekmişsin" sanırım buna en güzel örnek bendim. Sadece iki  ay önce okuma hayalleri ile yaşayan ben , bugün resmen evli olucaktım. Ama bu okumama engel değildi, sonuna kadar direnicektim ve hayallerime ulaşıcaktım.

Karşımda asılı duran gelinliklere çarptı gözüm. Beğenmem diye iki çeşit göndermişlerdi. Kesin Piroz nenenin işiydi bu .Sanırım o ailede anlaşabileceğim bir tek o vardı .
Gelinliğin birisi prenses model,  diğeri ise balık modeldi , hala karar vermemiştim, açıkçası umrumda değildi. Bana  kalsa  pandalı pijamalarımla giderdim ama işteeee.

Bir an önce bu günün bitmesini istediğim için hemen ayaklanıp sıcak bir duş aldım, saçlarımı kuruturken odamın kapısı tıkladı , "gel" deyince ise içeriye babam girdi ve;

"Kızım" dedi yumuşak bir sesle .
" Efendim,  açıkçası ne diyeceğimi ,  kimi suçlayacağımı bilmiyordum. Yatağıma oturup yanını işaret ederek
"Gel hele buraya baba kız bi dertleşelim" dedi. Yanına oturdum usulca " kızgın mısın bana?"dedi,  birşey diyemedim kelimeler tükenmiş gibi hissediyorum. Sessizliğimi fırsat bilip konuşmaya devam etti

"Bak benim güzel kızım , şimdiye kadar bir fiske olsun sana vurduğumu gördün mü? Yada bağırdığımı, sen benim iki gözümün çiçeğisin .Şimdiye kadar senin hiçbirşeyini eksik etmedim. Abin ve seni hiç bir zaman ayırmadım .Sen benim her zaman gül kokulu kızımsın öylede kalıcaksın , bunu hiçbir şey değiştirmez. İlk doğduğunda seni kucağıma verdiklerinde anladım babalığın ne demek olduğunu ,  o günden beri dokunmaya kıyamadım,  herşeyden sakındım seni , şimdi sen söyle , ben çok mu mutluyum zannediyorsun? Ben istemezmiydim herşey gönlünce olsun "

Babamın dediklerinden sonra istemsizce yanaklarımdan birer damla yaş süzüldü .Babam hemen şefkatle yanaklarımı silerek ellerini yüzümden ayırmadan
"Unutma sen benim her zaman biricik kızımsın " deyip anlımı öptü. Ne diyeceğimi bilemedim. Bütün kelimeler telaffuzunu yitirmişti
"Ve sen Reşit Ağa'nın biricik kızısın ona göre davran kendini ezdirme" dedi ve saçlarıma bir öpücük kondurup odamdan çıktı .Babam çıkar çıkmaz ardından Dilan ve annem girdi odaya. Onlarda babamı burada gördüklerine şaşırmışlardı.
Aslında babamın sözlerinden sonra daha da güçlendiğimi hissettim. Onun her zaman arkamda olduğunu bilmek tarif edilmez bir cesaret ve güven veriyordu.

Annem şaşkınca "Havin" derken ses tonun da merak vardı. Annemin soru sormasına müsade etmeden;

"Babam ve benim aramda" deyip ayağa kalktım. Sanırım şu saatte sonra düğün hazırlığı başlamıştı...

Bölüm Sonu!!

Yorum ve  votelerinizi bekliyoruz!🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗