Evettt yeni bölümle tekrar merhabalar😍😍
Multi; Yeni afişimiz (nasıl buldunuz)
———————
Gözlerim gözlerini bulduğun da oradaki pişmanlığı gerçek anlamda hissettimiştim. Elleri yüzümdeki saçlarımı buldu onları yavaşça kulağımın arkasına alıp;
"Ben gerçekten çok üzgünüm" diyerek anlımdan öptü ben girdiğim şoktan çıkamadan hızlı bir şekilde odadan çıktı......
———————
Kaç günden beri konakta birsürü makine olmasına rağmen Aslı Hanım çamaşır ve bulaşıkları bana yıkatıyordu. Akşamları kocası ve Yade Piroz'un yanında melek kesiliyordu. Açıkçası çocuk gibi şikayet etmek istemiyorum. Yine hizmetliler olmasına rağmen koca konağın bulaşıklarını yıkıyordum. Aslı cadısının ciyak sesi kulağımı tırmaladı;
"Hadi daha bitmedi mi bunlar yaa, oyalanma birsürü iş duruyor"
Bu sözlerinden sonra hizmetlilerden biri çekinerek;
"Aslı Hanım gelin kızımız zahmet etmesin biz hallederdiz" dedi. Aslı sinirlice;
"Sen konuşma! Yeni gelin o, işi ne yapsın!" diyerek mutfaktan çıktı. Çok geçmeden Demir mutfağa girdi;
"Yenge, ne yapıyorsun burada? Yoksa koca evin de sana işmi tutturuyorlar" dedi gülerek. Benim gülmediğimi görünce olabildiğince ciddi olup;
"Hakikaten ne bu hal? Neden sen yıkıyorsun?"
"Aslı Hanım öyle emretti de!"
Demir sinirlenip;
"Öylemii! O zaman bende sana yardım edeceğim"
"Yok ben hallederim" dedim ama Demir çoktan önlüğü kafasına geçirmişti.
"İtiraz istemiyorum" diyerek bulaşıkları ustaca köpüklemeye başladı, bende durulayarak ona yardım etmeye çalıştım Demir sıkıntılı bir şekilde;
"Müziksiz olmuyor be" diyerek elini kurulayıp Hadise'nin 'Prenses' şarkısını açtı. Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Beni herzaman güldürmeyi başarıyordu bu evde Yade Piroz'dan sonra yanım da olan tek kişiydi.Demir sinsice sırıtıp eline köpük alarak burnuma sürdü.
"Ya Demir ne yapıyorsun?" dedim ama beni dinleyen kim hala gülüyordu. Ben de kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Arkamdan duyduğum sert ses ile gülüşüm soldu!
"Ne yapıyorsunuz siz?" diye bağırdı Baran, onu bu saatte konakta gördüğüme şaşırmıştım çünkü o gün ki konuşmadan sonra sadece yemeklere katılmaya başlamıştı. Benimle hiçbir şekilde konuşmuyordu. Demir alaycı bir ifade ile;
"Bulaşık yıkıyoruz abi!" dedi.
Baran'nın üstünde ki takım elbisesinden anlaşıldığı üzere şirketten geliyordu, Demir'in sözlerine derin bir nefes alıp;
"Neden?" dedi sertçe. Demir annem yaptırdı diyemedi açıkçası bende Demir'in üzülmesini istemediğim için sessiz kaldım. Baran;
"Neden siz bulaşıkları yıkıyorsunuz ve ne ara bu kadar samimi oldunuz" diye sordu. Demir ve ben ne diyeceğimizi bilemedik. Baran bizden cevap alamayınca hizmetlilere döndü;
"Siz burada ne işe yarıyorsunuz..." hizmetli kadın Baran'nın sözlerini bitirmesine fırsat vermeden;
"Aslı Hanım öyle emretti Baran Ağam"
Baran anlamamışçasına;
"Ne emretti?"
"Bütün işleri gelin hanıma verdi, bize de karışmamızı söyledi, Demir Ağam da yardım etti" dedi. Sanki hizmetli de Aslıyı ele vermek için bugünü beklemişti. Baran öfke ile salona ilerleyip 'Aslı'diye kükredi bu adam insan olamıyordu, Aslı korkuyla merdivenlerden inerken;
"Ne oldu?" diye sordu.
"Ne olduğunu sen söyle" diyerek Demir ve benim önlüklü hallerimizi gösterdi. Aslı titrek bir nefes aldı. Baran iyice ona yaklaşarak;
"Sen kendini ne zannediyorsun, bu konağın hanımı mı? Geldiğin yeri unutma sen basit bir hizmetçiydin" dedi ve beni göstererek;
"O ise Ağa kızı, bir Ağa gelini ve en önemlisi Ağa karısı anladın mı?"
Baran'nın beni ilk defa karısı olarak görmesine mi şaşırsam yoksa Demir'in bu laflara kalbinin kırılmasına üzülsem mi bilemedim. Baran elimden tutup sürükleyerek odaya çıkardı kapıyı kapatır kapatmaz;
"Neden bana söylemedin?" dedi, cevap veremedim.
"Aslı'nın yaptıklarından çok mu memnunsun" dedi, ben de;
"Çok mu umrunda?" dedim. Bana sinirle bakıp;
"Bu odadan çıkmıyorsun!" diyerek kapıyı çarpıp çıktı.
Yaklaşık iki saattir odada boş boş oturuyordum kapı tıklatılınca 'Gel' dedim, gelen hizmetli Zeliha Ablaydı elinde yemek dolu tepsi vardı.
"Buyrun gelin hanım" diyerek tepsiyi uzattı.
"Zahmet etmeseydin Zeliha Abla"
"Ne zahmeti hem Baran Ağamın kesin emri hepsini yemeliymişsiniz, bundan sonra her şeyiniz ile ben ilgilenicem, bir ihtiyacınız olursa söylemeniz yeterli. Bu arada Yade Piroz yarım saate salonda sizi bekliyor" deyip odadan çıktı.
Baran'nın nazik hareketleri tanıdığım öküz Baran ile uyuşmuyordu. Aslında bu tavırları anlamlandıramadığım bir şekilde hoşuma gidiyordu. İçimde tuhaf bir his doğuyordu.
Buraya geldiğimden beri öğle yemeği ne demek unutmuştum bir tek kahvaltı ve akşam yemeği yemiştim. Getirilen yemeği yiyip Yade Piroz'un yanına salona indim. Beni görünce her zaman ki gibi samimi bir sesle;
"Gel yanıma, güzel kızım" dedi. Vakit kaybetmeden yanına oturdum. Oturmamla konuşması bir oldu;
"Nasılsın kaçkemın(kızım)? Kusura kalma bu aralar halini hatrını soramadım."
"Estağfurullah Yadem."
"Öyle, öyle seninle bir şey konuşacaktım."
"Söyle Yadem dinliyorum."
"Baran ile aranda olanları biliyorum" dedi. Tam konuşacaktım ki;
"Lafımı kesmede beni dinle kızım! Siz ne derseniz deyin ben aranızda olanları biliyorum, herkesi inandıra bilirsiniz ama beni inandıramazsınız, ben sizin geçtiğiniz yolları çoktan geçtim. Sana sadece şunu söyleyeyim birbirinizi üzüp kırmayın birazcık alttan al, zor olduğunu biliyorum ama böyle devam etmez siz karı kocasınız. O ateşse sen su ol canım kızım tamam mı?"
"Öylede Yadem ben ne yapabilirim ki? Her lafımda beni tersleyip duruyor ne desem yanlış anlıyor ben gerçekten çok yoruldum."
"Seni o kadar iyi anlıyorum ki ama Baran çok kötü bir çocukluk geçirdi, bu zor zamanlarında yanında sadece ablası vardı, onu olmayan annesinin yerine koydu bir anda ablasını da kaybetmesi onu çok kötü etkiledi. Üstünede istemediği bir evlilik yaptı. Sende aynı şeyleri yaşadın ama hiç değilse yanın da annen ve baban vardı."
Yade Piroz'un sözlerinden sonra ne düşüneceğimi veya ne diyeceğimi bilemedim. Ben sessiz kalınca;
"Bu dediklerimi iyi düşün kızım. Ben, senin en doğru kararı verebileceğine inanıyorum" dedi ve omzumu sıvazlayıp salondan çıktı. Yade Piroz'un söyledikleri bütün düşüncelerimi değiştirdi. Hiç bu yönden düşünmemiştim. Kafamı dağıtmak için odama çıkıp Alaz'ın gizlice getirdiği test kitaplarını çözmeye başladım.
Bölüm sonuna geldik. Bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler...
Lütfen aşağıda ki boş yıldıza basabilirmisiniz!!🤗🤗🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Novela Juvenil********** Bazen tüm sözler tükenmiş. Tüm yollar kapanmış. Tüm ihtimaller tıkanmıştır. İşte o anda içinde iki ses yükselir. Biri "sabret" diğeri "isyan et" der... Hangisine uyacağını kaderin çizer... **********