34.Bölüm🍀🍀

2.6K 97 28
                                    

Yeni bölümle merhabalar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

————

     Sanırım Baran beni daha fazla utandırmamak isteyecek ki ellerimi tuttu ve yerde bulunan piknik sepetine yöneldi. İçinde bulunan meyveler, içecekler, abur cuburları ateşin olduğu yere götürdü ve özenli bir şekilde düzmeye başladı. Onu bu haldeyken izlemek o kadar güzeldi kibölümum:50
Vote:100
———

Çok güzel saatler geçirmiştik. En sonun ise yıldızların altında Baran’ın kollarında olmak tam manasıyla huzurun tarifiydi. Yıldızlar ormanda olmamıza rağmen o kadar net görünüyordu ki . Her yıldız kaydığında, gözlerimi kapatıp bu anın hiç bitmemesini diliyordum. Ama biliyordum ki çabuk bitecekti, çünkü onunlayken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.

          Baran saçlarımın kokusunu içine çekip uzunca bir öpücük kondurdu ve;

"Kokun bile huzur veriyor" öyle deyince Baran’a daha da sıkı sarıldım. Baran;

"Sen üşüyor musun?" Diye sordu.

"Yani biraz.." deyince Baran hemen kalkıp piknik sepetinden bir pike çıkardı ve tekrar yanıma uzandıktan sonra üzerimize örttü. Artık her şey uyumak için tamamdı…

       Gözlerimi açtığım da hamakta tek olduğumu fark ettim. Hemen doğrulup gözlerimle Baran’ı aradım ama yoktu. Fakat dikkatimi çeken başka bir şey vardı.

       Şirin mi şirin, Küçük bir masanın üzerinde çok güzel bir kahvaltı vardı. Baran’ın hazırladığına emindim. Baran nerede diye düşünürken arkadan gelen bir ses;

"Günaydın gül kokulum" dedi. Dönüp baktığımda ise Baran elinde çiçek demetiyle bana doğru yaklaşıyordu. Alnıma bir öpücük kondurarak çiçekleri bana uzattı. Yine beni şaşırtmıştı, çiçeklere bakıp;

"Teşekkür ederim" dedim.

                                       ☺☺☺

      

        Evdekiler tatilden geleli iki gün olmuştu, beklediğimden de uzun kalmışlardı. Tam iki hafta. Tabii bu durumda şikayetçi olduğumu söyleyemeyeceğim. Baran’a olan hislerim gün geçtikçe artmıştı, daha çok bağlanmıştık birbirimize…

     Yade Piroz'un çağırmasıyla salona gittim.

"Gel güzel gelinim" uzun zamandan beri konuşamadık, dedi bende gidip yanına oturdum. Piroz nene;

"Zelihaaa, gelinimle bize köpüklü bir kahve yap da karşılıklı içelim"dedi. Zeliha abla da;

"Hemen hanımım" diyerek mutfağa yöneldi. Yade Piroz bana dönüp;

"Baran oğlumla aranız nasıl?" Diye sordu.

Her ne kadar utansam da kısık bir sesle;

'İyi nenem" dedim. Memnun olmuşçasına kafasını salladı.

"Eee biz yokken neler yaptınız, sıkıldın mı evde? "

Tabii ya Yade Piroz Baran’ın işleri var zannediyordu halbuki Baran bir gün bile şirkete gitmemişti ya o ayrı mesele.

"Yooo sıkılmadım nenem."

"İyi iyi" diye karşılık verdi. O sırada Zeliha abla kahveleri getirmişti bile ama garip giden bir şeyler vardı. Kahveyi ölümüne seven ben şu an kokusundan bile hoşlanmamıştım. Zeliha ablaya ayıp olmasın diye kahveyi tepsiden aldım ama iyice midem bulanmıştı. Kahveden bir yudum alacaktım ki kokusu öğürmeme sebep oldu. Kahveyi sehpaya indirip sakinleşmeyi denedim ama  aynı şekilde olunca kendimi alt katta ki lavaboya zor  attım.

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin