19.Bölüm🍀🍀

2.9K 120 13
                                    

Eveeet yeni bölümle geldim. Bölümler arası uzun olduğu için başlarken önce ki bölüm sonundan kısa bir kesit atıp öyle devam edicem👍👍🍀🍀🍀🍀

İçimden geldi bu bölüm şarkısı;
OĞUZHAN KOÇ;Beni İyi Sanıyorlar😍😍😍😍😍😍😍(bölümle alakısı olmaya bilir"

Nihayet bu yorucu günde sona ermişti. Misafirler takılarını taktıktan sonra yavaş yavaş dağılmışlardı. İsmini henüz yeni öğrendiğim evde ki çalışanlardan biri olan Zeliha abla beni konakta ki büyük odaya getirmişti. Görünüşe bakılırsa burayı gelin odası olarak hazırlamışlardı. Yatağın tam üzerinde ise sanırım benim için konulmuş kırmızı dantelli mini bir gecelik duruyordu. Peki ben şimdi ne yapacaktım, kaderime boyun mu eğecektim?

------

Düğün boyunca evlendiğimin farkında değildim ama bu odaya girince çok iyi farkına varabilmiştim.
Abime ilk defa bu kadar çok kızıyorum, bilmiyormuydu böyle olacağını, nasıl bile bile göz yumardı anlamıyorum. Boğazım da müthiş bir acı var, ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. O kadar yalnız hissediyorum ki, sanki beni sonsuza dek bir kutunun içine hapsedip kapağını ise mühürlemişlerdi, nefes alamıyorum her yanım çıkmaz yol ve karanlık...

Gerçi şuan ne hissetmem gerektiğini de bilmiyorum. Açılan kapıyla irkildim, kapıya baktığım da gelen tabi ki de Baran Kozandı. Yavaş adımlarla karşıma geldi ve söyledikleriyle ruhumu parçaladı;

"Daha neyi bekliyorsun? Hiç susmayan dilinimi yuttun?"

Verebilecek cevabım yoktu ya da cevap vermek istememiştim. Suskunluğum yüzünde alaycı bir ifade oluşturdu ve;

"Hımm, demek konuşmayacaksın o zaman beni dinle!! Seni asla kadınım olarak görmeyeceğim!!"

Sözleriyle param parça olmuştum. Hayatımda hiç bu kadar aşağılanmamıştım, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum ama ağlamayacaktım, kendimi hemen toparlayıp;

"Zaten hiç bir zaman senin kadının olmayacağım!!"

Sözlerimden sonra yüzünde ki alaycı ifade silinip yerini eski sert bakışlarına bıraktı;

"Demek kadınım olamaycaksın kimin kadını olacaksın sevgilinin mi? Hatta dur belki de olmuşsundur"

İmaları ne kadar iğrenç olsa da ona yenilmeyecektim:

"Belki de, sen orasını kafana takma boşuna canın sıkılsın istemem"

Bu kez o alaycı ifade bende oluştu. Bana cevap vermek yerine yüzüme iyice yaklaşarak;

"Bu cesareti nereden alıyorsun bilmiyorum ama şundan emin ol eski cesaretinden artık eser kalmayacak"

Diyerek dudağıma yöneldi. Ne yaptığının farkına varıp kafamı çevirdim. İlk öpücüğümü onun gibi öküze verecek değildim. Ama o vazgeçmeyerek boynuma yöneldi geriye gitmeye çalışsamda belimdeki elleri buna engel oluyordu. Ne olduğunu anlamadan beni arkamdaki yatağa itti. Hareket etmemem için bileklerimi sıkıca kavradı o sırada bileğimde ki şans bilekliğim eline geçti. Gözleri bilekliğimi buldu o an gözlerinde öyle bir ifade oluştu ki daha önce onu hiç böyle görmemiştim
Bir anda üzerimden kalkıp ellerini hafif uzamış saçlarına geçirdi. Bu sefer gözleri dolan gözlerimi buldu ve hızlıca odadan çıktı arkasında ki enkazı bilmeden.....

----
Saatlerdir üzerimde ki gelinliği bile çıkarmadan ağlıyordum neye ağladığımı bilmeden daha doğrusu hangi birine ağlayacağımı bilmeden. Ne zaman uykuya daldığımın bile farkında değildim. Odadan gelen seslerle gözlerimi araladım ya da aralamaya çalıştım. Ağlayarak uykuya kaldığım için gözlerimin kızarıp şiştiğine emindim. Seslerin geldiği yöne doğru başımı çevirdim. Sanırım Baran gelmişti, dolaptan birşeyler alıyordu onu görünce hemen gözlerimi kapattım. Dolap kapağının kapanmasıyla ses kesilmişti. Büyük ihtimalle odada ki banyoya yönelmişti
Gelen su sesiyle tahminimde haklı çıktım.

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin