8.BÖLÜM🌿🌿

3.6K 160 7
                                    

  ALAZ'DAN

  Saatlerdir bekliyorduk ama hâlâ bir
haber yoktu. Araba nehirden çıkartıldı , ama her ikisinden de yaşam veya ölüm belirtisi yoktu. Bir yandan da aklım Havin' deydi onun gözlerimin önünde yere yığılması bana çok koydu. Bir diğer yanım da ona sarılmanın etkisindeydi...
Kokusu hala burnumdaydı. Onu o kadar saf o kadar güzel seviyordum ki
Kalbim çocukluktan beri yalnız onun için attı. Onu her gördüğümde kalbim amaçsızca titriyor. Küçükken oyun oynarken hep düşerdi , çok sakardı hâlâ da sakar. O canı yandığı için ağlardı ben de onun canı yandığı için ağlardım. Daha o yaşta orman yeşili gözlerinde kayboluyordum. Gerçi o güzel gözlerine  bir renk vererek sınırlamak istemiyordum.
Çünkü o çok farklıydı. Bende ki yerini bilseydi korkar kaçardı. Birden kafamı çevirdiğimde o kaybolduğum gözleri gördüm. Kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı. O  kadar  hızlı  atıyordu  ki dışardan  başka  biri  duyar  diye korkuyordum. Güzel gözlüm nasıl da harap olmuştu şu bir kaç saatte...
Bana doğru geldiğini son anda fark ettim.

"Alaz"
İsmimi onun ağzından duymak ne güzeldi..
"Havin"
"Abim bulunmadımı?"diye sordu. Onu üzmemek için birşey söyleyemedim.
"Yoksa ona birşey mi oldu?"
"Yok yok bir şey olmadı, bekliyoruz."
Bu sözlerimi duyunca biraz rahatladı.
Bu durumda ne kadar rahatlanabilir se....
Daha sonra yengem söze karıştı;

"Alaz oğlum ne oldu, yok mu bir haber"

"Yok yenge bekliyoruz araba falan çıktı. Ama arabada yoklardı.."

Dilana doğru döndüğümde o da çok üzülmüştü. Benim ona baktığımı fark edince bana doğru gelip sarıldı. Güven vermek amacıyla saçlarını okşadım. Dilan benim için yalnız kardeş değil bir sırdaştı. Havine hissettiğim bütün duygularımı yalnızca o biliyordu. Omuzun da ağladığım günler olmuştu  Dilan bana sarılıp ağlarken Havinde annesine sarılıp ağlıyordu. Sevdiğimi böyle görmek beni mahvediyordu...

Havin yengemin kollarından sıyrılıp
nehre doğru yürümeye başladı. Nehre iyice yaklaşınca bende düşebileceği korkusuyla hızla yanına gittim. Nehrin köşesine oturunca  yanına oturdum. Hiç konuşmuyorduk.
Fıratın güzelliğini seyrediyorduk.
Aslında fırat ne kadar güzel olursa olsun çok canlar yakmıştı. Tıpkı Havin gibi...

Birden beni şoka uğratacak bir şey oldu. Omuzumda Havinin başını hissettim. Aynı anda içimi müthiş bir koku sardı. Kafamı çevirip Havinin simsiyah saçlarını kokladım. Yavaşça elimi beline atıp onu biraz kendime çektim. Rüzgar' ın esintisiyle kokusu burnuma doldu Havine çaktırmadan iyice içimin huzurla dolmasını sağladım. Havin  kımıldanınca kollarımı biraz gevşettim. Bir çift gözün üstümüzde olduğunu hissedince arkamı döndüm. Dilanla göz göze gelince gözleriyle amcamı gösterdi. Ne demek istediğini anlayıp yavaşça kollarımı çektim. Onunlayken her şeyi unutuyordum..

Havin'den

Henüz iki hafta olmuştu ama hâlâ bir haber yoktu. Annem, babam herkes mahvolmuştu. Artık gecemiz gündüzümüz belli değildi. Bizi ayakta tutacak birşeyler yiyorduk. Zaten lokmaların boğazımızdan geçtiği yoktu. Her sabah uyandığımda acı gerçekle bir kez daha canım yanıyor du. Aslında içimde bir yandan da buruk bir mutluluk vardı. Hâlâ her ikisinden de haber yoktu. Bu da bana daha da umut veriyordu.Yaşadıklarını anlayabiliyordum. Rojda ablanın ailesi de bizden farklı değildi, onlarda elleri yüreklerinde kızlarını bekliyorlardı.

Eminim bizim ciğerimiz nasıl yanıyorsa onların ki de yanıyordu.
Herkes birbirine olan düşmanlıklarını
unutmuştu. Sadece gelecek umutlu bir haberi bekliyorduk. Son günlerde dikkatimi çeken bir şey vardı. Her gün karanlık çökünce bir adam gelip nehrin kıyısında hareketsiz bir şekilde bekliyordu. Karanlık olduğu için yüzünü tam seçemiyordum, ama çok merak ediyordum. Acaba Rojda ablanın sevdalısımıydı? Bunu düşündükçe içim içimi yiyordu. Abim onun için dünyayı karşına almıştı ölümden bile korkmamıştı. Böyle bir şey gerçekten olabilirmiydi,gerçekleri bilmeden de günahını almak istemiyordum.

Artık üçüncü haftaya girmiştik ama hâlâ en ufak bir haber yoktu. Yine hepimiz darmadağın olmuştuk. Dalgıçlardan birinin jandarmayla birlikte giderek bize doğru yaklaştığını gördüm. Rojda ablanın aileside bir haber vardır diye hızlıca gelmeye başladılar.Babam;

"Bir haber var mı?yoksa kötü birşey mi oldu?"

"Üzgünüm Reşit ağa ama hiçbir haber yok.Haftalardır arıyoruz..Ama daha hiçbir şeye ulaşamadık.Ne cansız bedenlerini bulduk, ne de hayatta olduklarını biliyoruz. Üzgünüm ama çalışmalara son vermemiz lazım."

Jandarmanın bu sözlerinden sonra babam;

"Oğlumu bulmadan hiçbir yere gidemezsiniz sizin göreviniz bu.."

"Üç haftadır zaten görevimizi yapıyoruz. Ama sizinde gördüğünüz gibi hiçbir şeye ulaşamadık. Yine de haftada bir kaç gün arama ekipleri gelip devam edecek, sizde evlerinize dönebilirsiniz. Ha bu arada Reşit Ağa oğlun en son sizde görülmüş ifade için karakola gelmeniz gerek.

Jandarmanın bu sözletinden sonra aklıma birşey takıldı, üç haftadır buradaydık ama babamı bu konu için çağırmamıştı. Bunun altında bir şey vardı. Acaba abimle ilgili bir haber mi var?bize niye söylemiyordu. Annem bu duruma karşı gelsede daha fazla yapılacak bir şey olmadığını biliyorduk. Babam jandarmalarla  gidince bizde konağa yöneldik. Araba da kimseden çıt çıkmıyordu. Herkesin aklını kurcalayan birşeyler vardı.
Konağa varır varmaz hemen odama gidip kendimi soğuk bir duşun altına attım. Kendime  gelirim  diye düşünmüştüm  ama  hiçbir  işe yaramamıştı.Duştan çıktığım da Dilanı görmeyi beklemiyordum.

"Dilan ne yapıyorsun kuzum?"

"Havin,  günlerdir Turgut'tan haber alamıyorum. Yanına gitmem gerek ne olur beni idare et."

"İyi ama ya amcam duyarsa.."

"Duymaz ne olur çok merak ediyorum sadece birkaç saat."

Dilanın haline gerçekten üzülmüştüm
Aramızda en azından birimizin mutlu olması için;

"Tamam"dedim. Deli kız birden havalara zıpladı ve yanağıma sulu bir
öpücük kondurdu. En az yirmi defa
teşekkür etti, sonunda odadan cıktı.
Onun çıkmasıyla kendimi yatağa attım. Zor olsada uyuyabildim.

Dışarıdan  gelen gürültüyle uyandım.
Üzerimde ki askılı geçeliği umursamadan hızlıca aşağıya inmeye basladım. İçimden abim ile ilgili iyi bir haber gelsin diye Allah'a yalvarıyordum. Salona indiğimde kimse yoktu.Sesler bahçeden geliyordu. Hemen bahçeye koştum. Gördüğüm manzara karşısında şok oldum...

Bölüm sonu.Yorum ve votelerinizi bekliyoruz.. 🙂🤗

YAZ YAĞMURU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin