8. bölüm - Yoklar!

1.1K 95 54
                                    

( Yazar'dan )

Çocuk sahibi olmak  zor, ona bakmak ve büyütmek daha da zor. En zor olanı ise onu kaybetmek. Efe İplikçi Defne ile Ömer için yeni bir sevinç olacaktı. Ama hayatların en acı olayına dönüştü. İşte bu yüzden de ne Defne ne de Ömer üçüncü çocuk meselesini hiçbir zaman açmadılar.

Unutuldu. Serkan ve Rüya tarafından unutuldu. Serkan küçüktü, Rüya ise daha bebekti o zamanlar. Etrafında ki insanlardan da unutldu. Unutmayan tek taraf vardı. Defne ile Ömer unutmadılar, unutmayacaklar. 

Kaybettikleri çocuğu unutmak için diğer ikisine daha da sıkı sarıldılar, hayatları sırf Serkan ile Rüya oldu. Şirketler yalan olmuştu. Neredeyse bir yıl hiç ilgilenmemiştiler işleri ile. 

Ama sonuçta hayat devam ediyor. Devam etmesi gerekiyor. Durduramazsın, elinden hiç bir şey gelmez. Ne kadar çaresiz hissetsen de hiç bir şey yapamazsın...

Evin kapısı çaldığında Defne Ayşeyi durdurdu, kendisi açmıştı kapıyı. Karşısında Ömeri görünce gülümseyip sarılmıştı ona. Ömer Defneyi sarıp saçlarını uzun uzun koklamıştı. 

İçeri girdiklerinde salonda ki kanepeye oturdular. Ne Defne ne de Ömer konuyu açmamıştı. Açmaya cesaret edemediler. 

Ö: Serkan evde mi? 

D: Hayır daha gelmedi. Ama az önce konuştum yoldaymış. 

Ö: Bugün İsmail geldi. Ahmet yine başına bela almış.

D: Bu sefer ne yapmış? 

Ö: Bilmiyorum bir şey demedi. Ama birinin damarına basmıştır muhtemelen. 

D: Adalet anlayışına hayranım bu çocuğun. Kendi başını bile bile yakıyor ama adaleti de sağlıyor. Ne diyeyim ki?

Ö: Tamam adalet sağlamak onun işi de... İsmail ile Zeynepin sürekli diken üstünde durmaları hiç adaletli değil bence. Bir anne ile baba bunu hak etmiyor. 

Defne derin bir nefes aldı. 

D: Ahmet haklı. Ama diğer tarafta da İso ile Zeynep de haklı. 

Ö: Bir öğrenelim bu sefer ne olduğunu. 

Tekrar kapı çaldığında bu sefer Ayşe açmıştı. Serkan ile Rüya mutlu görünüyorladı. 

A: Hoşgeldiniz Serkan bey, Rüyacım.

SE: Hoşbulduk Ayşe abla. Bizimkiler nerede?

A: Salondalar efendim. 

SE: Peki teşekkür ederim. 

Deyip ikiside salona gittiler. 

Ö: Ooo gençler nereden böyle?

Rüya Ömerin yanına oturdu Serkan ise tekli koltuğa yerleşmişti. 

R: Babacım. 

Deyip babasına sarılmıştı. 

SE: Sinemaya gitmiştik. Oradan geliyoruz. 

D: Aç mısınız? Bir şeyler yediniz mi oğluşum?

SE: Yedik annecim yedik merak etme sen. Yani Rüyayı bırak, ben kendimi hiç aç aç gezdirir miyim?

Dedi espirili bir şekilde. Rüya Ömere bakarak alt dudağını sarkıttı. 

R: Baba.

Diye fısıldadı. 

Ö: Serkaaan Serkaaan sen benim kızımı el üstünde tutacaksın anladın mı? O benim prensesim, en değerlim benim. 

Deyip Rüyanın alnına bir öpücük bıraktı. Rüya abisine bakıp dilini çıkardı. Serkan da memnuniyetsiz bir şekilde suratını buruşturdu. Gülmeye başladıklarında Ayşe Ömerin her zaman ki kahvesini getirmişti. 

Bitmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin