47. bölüm - Bilinmeyen geçmiş

1K 90 52
                                    

Yabancı dillerde ki hatalardan ben değil internet sorumludur. 

***

( Yazar'dan )

( 2 gün sonra )

Ömer ve Defne dib dibe durmuşlardı. Defne Ömerin kravatını düzeltiyordu. 

D: Yakışıklım benim. 

Deyip Ömerin yanağına bir öpücük bıraktı. Ömer de onun yüzünü avuçlayıp alnını öptü. 

Ö: Güzelim benim. 

İkisi birbirine gülerken Ömer bir elini Defnenin yüzünden çekip saatine baktı. 

Ö: Artık insek iyi olur çünkü Sinanlar gelmek-

Derken kapı çaldı. İkisi de gülüp el ele aşağı indiler. Karakayaları karşıladılar ve salona yerleştiler. Yanlarına Serkan gelip Sinan ve Yaseminin elini öptü ve Melisin yanına oturdu. Onun arkasından da Rüya gelmişti. 

SE: Nasılsınız Sinan amca?

Sİ: İyiyiz oğlum çok şükür. Sen nasılsın? İşine alışabildin mi? 

SE: İyi Sinan amca alıştım. İlk başlarda zordu tabii ama şimdi daha iyi. 

Sİ: Sevindim oğlum. İnşallah çok başarılı olursun.

SE: İnşallah. 

Serkan ve Melis gülümseyerek birbirlerine bakmaya başladıklarında yanlarına Ayşe geldi. 

A: Efendim herşey hazır. 

Ö: Tamam Ayşe. Misafirlerimiz gelince tekrar bir kontrol edersin. 

A: Peki efendim. 

O gidince Ömerin telefonuna bir mesaj geldi. 

Ö: Ha Kazım İtalyanları almış otelden geliyorlarmış. 

SE: Yani böyle de sülalece...

Dedi herkese bakarak. 

SE: Fazla değil miyiz? 

Onlar gülerken Serkan hala etrafa bakınıyordu. 

SE: Allah Allah bir tek bana mı garip geliyor ya? 

ME: Yok Serkan sen öyle deyince bana da fazlaymışız gibime geldi. 

SE: Ya siz kendi aranızda yeseydiniz yemeği olmaz mıydı? 

ME: Hayır Serkan. Bu iş yemeği değil. Kaynaşma yemeği gibi düşün. 

SE: Kim bilir bir daha ne zaman göreceğiz onları neyin kaynaşması acaba? 

Melis cevap vermedi. Daha fazla uzatmak istemiyordu çünkü biliyordu ki Serkan alttan girer üstten çıkar kendini haklı çıkarırdı en sonunda. 

Çok geçmeden onlar sohbete devam ederken kapı çalmıştı. Hepsi heyecanlanıp kapıya gittiler. Kapıyı Ömer açtı ve büyük bir gülümseme ile misafirleri karşıladı. 

Ö: Benvenuto, signor Alberto. (Hoşgeldiniz Alberto bey.) 

Al: Salve, signor Omer. (Merhaba Ömer bey.) 

Herkes teker teker tokalaşıp tanışınca salona yerleştiler. Aile şöyleydi: baba - Alberto, anne - Luna ve bir yaş farkı olan oğulları - Fabio ve Nino. Onlar Serkan ve Melis ile aynı yaştaydılar. 

Al: Non posso dirti quanto ero felice quando hai chiamato il signor Ömer. È stato un tuo invito molto elegante. Grazie. (Ömer bey siz arayınca ne kadar mutlu oldum anlatamam. Sizin tarafınızdan çok zarif bir davet oldu. Teşekkür ederiz.) 

Bitmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin