50. bölüm - Cennet Mahallesi

748 82 37
                                    

( Yazar'dan )

Melis odasında aynanın önünde oturmuş bir yandan makyajını silerken diğer yandan da telefondan Sinem ile konuşuyordu. Serkana olan siniri hala geçmemişti. 

ME: Ama ben bıktım artık onun yerli yersiz kıskançlık krizlerinden. 

S: Kızım napsın adam seviyor işte seni. 

ME: Ay saçma saçma konuşma. Ne alakası var ikisinin? 

S: Ne demek ne alakası var? Çok alakası var tabi ki. Seni seviyor ki kıskanıyor. Sen onu hiç kıskanmadın mı? Kıskandın. 

ME: Kıskandın canım inkar etmiyorum. Ama bu derece işine karışacak kadar değil. Ben ona o kadını ameliyat edemezsin çünkü kıskanıyorum desem nasıl tepki alacağım acaba? İşte onun kıskançlığıda bu kadar saçma. 

S: Öyle de...

ME: Kuzenini bana karşı savunma! Nasıl kankasın sen ya? 

S: Melis Serkanı çok iyi tanıyorsun. O seni herşeyden kıskanır. Biraz alttan mı alsan acaba? 

ME: Alamam canım hiç kusura bakmasın. Şimdiye kadar çok alttan aldım. Hem kıskanılacak hiç bir şey olmadı ki. Sırf sandalyeler yanyanaydı diye küfür edilir mi? 

S: İnanılmazsın yaaa. Takıla takıla küfüre mi takıldın? Serkan bulmuştur kıskanacak nedenini. 

ME: Buldu tabii. "Sana nasıl baktığını görüyorum" diyor. Ben görmüyorum ama. Çocuğun bana baktığı falan yok. 

S: Nereden bu kadar eminsin? Belki bakmıştır? 

ME: Öyle bir şey olamaz. O bizim Serkanla nişanlı olduğumuzu ve evleneceğimizi biliyor. 

S: Offf. Karışmıyorum ben. Kendi aranızda halledin. 

ME: Valla bence bu iş bitmeyince Serkanın gerginliği de bitmeyecek. 

S: Hayırlısı artık. 

***

Serkan ve Ahmet Burağın evine gitmişlerdi. Serkanın kızgınlığı hala geçmemişti. 

A: Sen de biraz abartmışsın ama abi. 

SE: O herifin nasıl baktığını görseniz bana hak verirsiniz. Suratının ortasına bir tane çakmamak için zor tuttum kendimi. 

B: O kadar da değil be kardeşim. Sonuçta söz konusu olan şirket. 

SE: Şirket benim umrumda değil. En küçük yanlışını göreyim ağızını burnunu dağıtırım. Hayır ben anlamıyorum senin yaptığın sözleşmeye niye tazminat koyarsın ki? 

A: Abi tazminatsız sözleşme mi olurmuş? 

SE: Bak aklıma geldikçe deliriyorum. 

Başını ellerinin arasına alıp avuçlarını var gücüyle bastırmaya başladı. 

SE: Sıfatına sı-

B: Heh abi bir sakin ya. 

SE: Çtığımın iti. Kırk yılda bir küfürüm gelmiş ona da karışmayın bir zahmet!

B: Tamam be. Konuş. İstediğini söyle. 

SE: Söylerim tabi. O piç yüzünden aramız bozuk. İstediğim gibi konuşurum!

***

Defne ve Ömer yatağına girmişlerdi ve yorganı üstlerine çekmişlerdi. Defne sırtını Ömere dönmüş uyumaya çalışıyordu. Ama Ömerden bu pek mümkün değildi. 

Bitmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin