( Yazar'dan )
Akşam İplikçi ailesi Karakayaların evinin önüne gelmişlerdi. Defne ve Ömer kendi arabalarından, Serkan ve Rüya ise Serkanın arabasından aynı anda inmişlerdi.
Kapının önünde durduklarında Ömer zile bastı. O sırada da Serkanı tembihlemeye ihmal etmiyordu.
Ö: Serkan gözünü seveyim oğlum kelimeleri özenle seç. Bak adam erken düğüne ikna olmuşken işi bozma.
SE: Tamam baba ya. Ben zaten şimdiye kadar yanlış bir şey söylemedim ki.
Ö: Tabi canım. Sen yine de dikkatli ol.
Dediğinde kapı açıldı. Kapıda tokalaşıp, sarılıp içeri girmişlerdi.
Y: İsterseniz direkt yemeğe oturalım?
Ö: Olur. Olur tabii.
Masanın etrafına teker teker yerleştiler. Bu sefer sadece iki aile toplanmışlardı. Böyle önemli bir şey konuşacak olunca kalabalığa gerek yoktu. O zaman daha zorlaşırdı herşey.
Sİ: Serkan? Nasılsın oğlum?
SE: İyiyim Sinan amca. Yarın zaten işe geri döneceğim.
Sİ: İyi iyi çok sevindim.
Sinan gerçekten rahatladığını hissetmişti. O da en az Ömer kadar korkmuştu Serkana bir şey olacak diye. Efe için bile herkes darma dağın olmuştu zamanında. Serkanı kaybetme düşüncesi mahvetmişti onu. Zaten o yüzden düğünü erken yapmaya razı olmuştu.
ME: Baba ikinizi yakalamışken söyleyeyim. Haftaya İtalyadan büyük müşterimiz geliyormuş. Ailecek tatil için geleceklermiş. Ama bence bir yemek yesek iyi olacak.
Ömer ile Sinan bakıştılar.
ME: Yani iş konuşmayacağız. Sırf ilişkimiz daha da güçlensin diye. Böylece onlara daha güzel bir görünüm bırakacağız. Diye düşünüyorum ben.
Ö: Bence çok iyi düşünmüşsün kızım.
Sİ: İyi kızım sen öyle diyorsan öyledir.
ME: Bir de...
Bakışlar ona çevirildi.
ME: Restoran olmaz. Evde ağırlamamız daha güzel olur. Müşterimize olan saygımız ve samimiyetimiz falan filan işte.
Ö: Tamam sorun değil. Defnem?
D: Tabi tabi bizde olur.
Sİ: Bizde de olur yani farketmez.
Herkes yemeğine dönünce Serkan Melise çatık kaşları ile baktı.
SE: İlişkimiz derken?
Diye fısıldadı. Melis anlamamıştı.
SE: İlişkimiz derken?
Diye sorusunu daha sert bir sesle tekrar etti.
ME: İş ilişkimiz Serkan.
SE: İş?
ME: Serkan şu an sırası değil. Hem adam babamın yaşında. Sana inanamıyorum.
SE: İlişki yok!
ME: Serkan bilerek mi yapıyorsun? İş diyorum iş!
Ömer fark etmişti aralarında geçen konuşmayı. Yalandan öksürüp suyundan bir yudum aldı. Serkan da önüne dönüp yemeğini yemeye devam etti.
***
Yemekler bitince salonda kahvelerini içmeye başlamışlardı.
Ö: Kardeşim ziyaretimizin sebebini hepimiz biliyoruz. Bence lafı ihç uzatmadan direkt konuya girelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmeyen Aşk
JugendliteraturYeniden Aşk'ın devam hikayesidir. Yılla sonraya uzanan tatlı mı tatlı, şirin mi şirin bir DefÖm ve MelSer hikayesidir. Umarım ilk hikaye kadar hoşunusuza gider...