Bitmeyen Aşk

62. bölüm - Doğum günü kızı

( Yazar'dan )

2 yıl sonra...

Serkan gözlerini yavaşça açtı. Yanı boş olduğunu görünce başını kaldırıp etrafa bakındı. İçeriden gelen su sesi ile yüzüne muzip bir gülümseme yayılmıştı. 

Battaniyeyi üstünden attı ve yataktan kalktı. Üstünde sadece iç çamaşırı vardı. Sessizce banyonun kapısı açtı ve üstünden sular akan Melise baktı. Melisin sırtı kapıya dönük olduğu için Serkanı fark etmemişti.

 Serkan çamaşırını çıkarıp duşakabinin kapısını açtı ve Melise arkasından sarıldı. Melis irkilerek Serkandan uzaklaşmaya çalıştı ama Serkan kollarını sıkıp onun gitmesine izin vermeden kulağına fısıldadı.

SE: Şşş... Sakin ol canımın içi. 

ME: Korktum. 

SE: Korkma. 

Deyip ellerini Melisin karnında gezdirmeye başladı. Bir eli yükarıya göğüsine gidip onu avuçlamıştı. Diğeri ise aşağıya inip bacaklarını okşamaya başlamıştı. 

ME: Mmm kocacığım rahat dur. 

Serkan gülümseyip karısının bacağında olan elini bacakarasına götürdü. Avuçladığı göğüsü sıktı ve Melisin boynunu öpmeye başladı. Kabaran erkekliğini Melisin kalçasına sürtmeye başladı.

SE: Çok güzelsin. 

Melis kızarmaya başlamıştı bile. Serkan şampuanı alıp Melisin kalçasına döktü. Sonra onu sırtından hafifçe iterek öne eğilmesini sağladı ve kalçasını göz önüne sundu. Melis ellerini duvara yaslayıp kalçasını iyice Serkana bastırdı. 

Serkanın ağızından çıkan inleme yanaklarının daha da kızarmasına yardımcı olmuştu. Serkan döktüğü şampuanı kalçayı okşayarak köpürttü. Sonra erkekliğini avuçlayıp sıvazladı ve onun da köpüğe bulaşmasını sağladı. Bir eli ile kalçayı okşarken diğer elini Melisin kadınlığına götürüp okşamıştı. 

Çok geçmeden elini oradan çekip erkekliğini tuttu ve Melisin içine girdi. Melis acıdan yüksek sesle inlemişti. Serkan ise buna karşı gülmüştü. Ellerini kalçasına koyup kendini daha hızlı ittirmeye başladı...

***

Defne ve Ömer sahilde hızlı bir şekilde yürüyorlardı. Ömer gördüğü simitçi ile yavaşlayıp onun yanında durdu. Defne ise en yakın banka gidip oturmuştu. Ömer elinde iki simit ile karısının yanına oturdu ve bir simidi ona uzattı. 

D: Teşekkürler aşkım. 

Ömer derin bir nefes aldı. 

Ö: Ohhh. İyi yürüdük ama. 

D: Tabi canım iyi yürüdük. 

İkisi de birbirine bakıp güldüler. 

Ömerin kalbi artık daha iyidi. O yüzden doktoru ona kendini çok yormadan spor yapmasının bir sakıncası olmadığını söylemişti. Defne de en iyi çözümü sabah yürüyüşlerinde bulmuştu. 

Her sabah ikisi erkenden kalkıp sahile giderlerdi. Bazen de şimdiki gibi simit alıp hem yerlerdi hem de martılara atarlardı. 

Ömer artık çalışmıyordu. Sinan ile ikisi herşeyi Melise bırakmışlardı. Serkanın ne kadar hoşuna gitmese de onun da hissesi  vardı. 

Ö: Bugün bir planın var mı?

D: Yok aşkım. Öğlende sadece derneğin bir toplantısı olacak. O kadar. Niye sordun ki?