8- Müphem

386 64 37
                                    


Karşımdaki adamın yutkunmasını izlerken kafamdaki en büyük soru buydu. Neden o gece oradaydı? Cevap vermesi için derin bir bekleyiş içindeydim. Bir aydır onunla beraber bu odada duruyordum ama bana bu konuyu hiç açmamıştı. Hayatımı kurtaran adamın ta kendisiydi ama bunu bilmiyordum.

"Bir sebebi mi vardı Ulaş? O gece orada olmanın sebebi neydi? Benden niye bu zamana kadar bunu gizledin? "

Çok soru sormuştum ve onu bunalttığımın farkındaydım. Ama merak ediyordum. Buraya geldiğimden beri belirsizlik içinde oluşum beni tüketiyordu. Sorularıma cevap bulurken yeni sorular ile karşılaşıyordum. Bu kadar gizem benim için oldukça fazlaydı. O da yorgundu benim gibi. Onu daha fazla yormak istemiyordum ama elimde değildi. Bana vermesi gereken cevaplar vardı.

"Biliyorum seni oldukça yoruyorum. Üzgünüm.. Sana teşekkür bile etmedim. Teşekkür ederim Ulaş. O gece hayatımı kurtardığın için sana olan borcumu asla ödeyemeyeceğim. Sen beni en dipsiz kuyudan çıkardın. O adamın silahı başıma değdiyinde benim için her şeyin son bulduğunu düşünmüştüm."

Tepkisizdi. Kafasını duvara dayamış bakışlarını sabit bir şekilde üzerime dikmişti.

"Ama Ulaş bu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum. Lütfen cevap ver. Neden oradaydın?" dedim yalvararak.

"Gerçekten cevabını duymak istiyor musun? Bence boş ver Asya. Öğreneceklerin bir işine yaramaz. Neden orada olduğumu bilmemen ikimiz içinde daha iyi."

"Ben bilmek istiyorum, sebebi ne olursa olsun duymak istiyorum."

"Asya .. İkimizde yanarız, isteme.. Yapma."

Sözleri gerçekleri öğrenme isteğimin daha çok artmasına sebep oluyordu.

"O zaman yanalım." dedim.

Dediğim şey gözlerinden bir çok duygunun aynı anda geçmesine sebep olmuştu. Yalvarır gibi bakıyordu. Yapma der gibi.. Ama ben daha ileri gitmek ve her şeyi öğrenmek istiyordum.

" Ben zaten yangınlardayım Ulaş. Daha fazlası canımı yakmaz."

"Yakar, öyle bir yakarki küle dönüşür her zerren. Ben senin bu ateşte yanmanı istemiyorum. Ben yandım sen yanma." dedi.

Anlayamıyordum onu. Ne olmuştuda böyle yanmıştı. Adamın gözlerinde gördüğüm hüzün zaten canımı yeteri kadar acıtıyordu. Birde sözleri.. Sol göğsüme bir sancı girmiş gözlerim yaşarmıştı. Oldukça yabancı olduğum duygu vücuduma yayılırken bahsettiği yangınmıydı bilmiyorum ama kendimi çoktan bir yangının içinde bulmuştum.

" Ben istiyorsam Ulaş? O ateşte yanmayı çok istiyorsam o zaman ne olucak? "dedim artık her şeyim ile gerçekleri duymak isterken.

Diyeceği şey beni bu denli heyecanlandırmamalıydı.

Oturuşunu dikleştirdi. Elleri ile gözlerini ovalayıp tekrar bana baktı.

"Sendin. Orada olmamın sebebi sendin."

Başta ne dediğinin idrakına varamamıştım. Benimle ne ilgisi vardı anlayamıyordum.

"Neden?" dedim boğazımda oluşan düğüm ile.

"Neden bendim? Seninle o geceye kadar bir geçmişimiz bile yoktu."

Kanımın bedenimden çekildiğini hissediyordum. Duyacaklarıma hazır değildim. Korkuyordum. Ulaş düşündüğüm yangına atmamalıydı kendisini.

"Bilmiyorsun, bendeki geçmişini bilmiyorsun.. Sana olan bakışlarımdan da mı anlamıyorsun Asya? Sana bakarken acı çeken beni görmüyor musun? Yoksa oyun mu oynuyorsun benimle?"

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin