24- Mâzi

240 30 15
                                    

Karşımda oturan yaşlı adamdan sabırsızca bir açıklama bekliyordum. En azından bunu hak ettiğimi düşünüyordum.

" Sana yalan söylemişler desen keşke. Fakat diyemiyorsun değil mi? Duyduklarım doğru, abim eli kana bulanmış bir insan. Neden benden gizlediniz bu gerçeği?"

" Seni bunlardan korumak istemiştim. Engel oldum bilmene."

"Ne kadar çok düşünüyorsun beni dede. Bunlardan korunmam için de masum olduğum halde hapse yollamak istedin herhalde."

" O konuyu açma Asya." dedi mırıldanarak.

"Niye? Biliyor musun ne amcam ne babam ne Emir. Hiçbiri senin kadar üzmedi beni. Ben en çok kendimi sana yakın hissediyordum, beni koruyup kollayan bir sen vardın aralarında. Babamın bana savuracağı tokatlara hep sen engel oldun, inanmıştım sana. Güvenmiştim. Fakat güvenimin karşılığını çok iyi aldım. Anladım ben seni, Emir erkek ya. O daha kıymetliymiş senin gözünde. Beni yok sayacak kadar daha kıymetli."

Sesimin titremesine engel olamamam susmama sebep olmuştu.

"Yok öyle bir şey, sen benim en kıymetlimsin."

Bana niye hala yalan söylüyordu? Dedemden ilk defa sevgi sözcüğü duyuyordum fakat sahteydi.

"Beni kandırma dede, bana yaptıkların ne kadar değer verdiğini gösteriyor."

"Seni kandırmıyorum Asya. Bütün herkesi soktum bu pisliğe. Bir sen temiz kal istedim. Emir yerine sen mi uğraşacaktın bu pis işlerle? Buna izin veremezdim."

"Emir'de mi?"

Sesim feryat ederek çıkmıştı.

"O da mı bu pisliğe karıştı. Babamla amcamda var tabi.Nasıl insanlarsınız siz?!"

Sadece abim değildi. Başıma bir ağrı saplanmıştı. Bunu baştan tahmin etmeliydim zaten, ne kadar aptaldım. Yalnız abimin bulaştığına inandırmak istemiştim kendimi. Yediremiyordum aileme bunu.

"Niye dede? Niye böyle bir şeye karıştınız? Bak sen de pis işler diyorsun, engel olsaydın ya."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Aklım allak bullak olmuştu, bağırıp çağırmak istiyordum fakat sesim kısık çıkıyordu.

"Yapamazdım, devam etmem lazımdı."

Anlayamıyordum, çok saçmaydı.

"Para için mi?"

Yetmemişmiydi bu kadar zenginlik?

"Daha fazlası."

Kaşlarım çatıldı. Nasıl bir hırsa sahipti beynim almıyordu.

"İntikam için."

Hakkında meğer hiçbir şeyi bilmediğim dedem neler yaşadığıda bir sır olarak saklamıştı benden. Dedemle alakalı sırlar olduğunu hep seziyordum fakat ne olduğunu kestiremiyordum. Şimdi içimdeki öfkeyle beraber kendimi gerçeklere yaklaşmış gibi hissediyordum.

"İntikam mı? Neyin intikamı bu? Kendi evlatlarını, torunlarını günaha boğacak kadar ne yaşadın sen?"

"Benden daha fazla nefret etmeni istemiyorum Asya. Sana başka bir şey diyemem. Herkesin yaptıklarının nedenleri vardır. "

Nefret.. Bu durumda ne hissettiğimi ben de bilmiyordum.

"Hiçbir neden sevdiklerini pisliğe batırmanı haklı çıkarmaz."

Cevap vermedi. Aklım almıyordu bir türlü olanları.

"Kimden alıyorsun peki intikamını? Bari onu söyle."

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin